Paylaş
O, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü. Ensest konusunda en yetkin isimlerinden biri. Türkiye Ensest Atlası çıkarmış biri. Bütün Türkiye’yi gezdi, 600 ilçede araştırma yaptılar. Ben konuştuğumda İzmir’deydi, sonra Denizli, sonra Ankara. Sürekli yollarda, sürekli kadınları dinliyor. Anayasa Mahkemesi’nin son kararıyla ilgili öfkeli. Onunla, bütün kadınların canını yakan bu yeni durumu konuştuk...
Anayasa Mahkemesi, Türk Ceza Kanunu’nun “Birden çok evlilik, hileli evlenme, dinsel tören” başlıklı 230’uncu maddesinin 5 ve 6’ncı fıkralarını iptal etti. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
-Çok ama çok öfkeliyim! Kararın okunduğu gün elimdeki cep telefonunu fırlattım. “Bu da mı oldu artık!” diye. Bu son nokta. Bundan ötesi yok. Bitmiştir! Bu karar hepimizin hayatında bir dönüm noktası olmuştur...
Bunca yılınızı kadın meselesine verdiniz. En yetkin isimlerden birisiniz. Bir de siz anlatın bize, bu karar ne anlama geliyor? Ne kadar vahim?
-Çok vahim! Bakın, iğneyle kuyu kazdığımız bir hareket, kadın hareketi. Bizler, son yıllarda artan çocuk evliliklerini ve bu sistem içindeki arızaların hukuk yoluyla giderilmesini istiyorduk. Bizim de diğer kadın örgütlerinin de temel amacı, erken yaşta evliliklerin önüne geçmek, bu konudaki mağduriyeti önlemekti. Ama bu karar, her şeyi yerle bir etti. Şimdi bütün erkekler rahatlıkla gider, bir kapıyı çalar, “Başlık parası” diye 5-10 lira para verir, o ailenin kızlarını alır götürür. Yaşı 10 mu olur, 6 mı olur, 15 mi, bilinmez! Üç ay sonra da getirir “Boş ol, boş ol, boş ol” diye kapının önüne koyar. Böyle vahim bir durum.
ÇOKEŞLİLİĞİN YOLU AÇILDI
Bu kadar mı? Başka sonuçları yok mu?
-Olur mu? Kadının miras hakkı, kadının hukuk önündeki yasal hakkı, hepsi sona ermiştir! Çünkü artık imam nikâhının yasak olduğuna dair yaptırım uygulayacak hiçbir merci yok. Bu, öyle bir şey ki, sadece bir değil, aynı adam her mahalleden bir kadın alabilir! Ekonomik gücü yeterliyse hepsine ayrı ev de açabilir, yetersizse hepsini aynı eve de koyabilir. Çokeşliliğin de yolu açılmıştır. Bu da tabii bizi şeriat yasalarına doğru götürüyor...
Peki nerede bizim medeni hukukumuz?
-Biz de onu soruyoruz! Medeni Kanun’a göre hukukun ana maddesi tekeşlilik. Medeni hukukun dayanağı neydi? Laiklik. Burada, dinin devletle buluşmasını sağladılar. Yarın biri çıkar der ki, “Medeni Yasa da neymiş? Kadınlar sokağa da çıkmasın! Kadınlar evinde kalsın! Örtünsün!” Olur mu, Olur. Zaten biliyorsunuz ruj sürmesinler, etek giymesinler, kahkaha atmasınlar diye bitmez tükenmez şeylerle kadınlar üzerinden siyaset yaptılar. Bu karar da o hareketin işte en son noktası...
Yapılan her şey bilinçli
Göz göre göre nasıl böyle bir karar alınır? Şuursuzluk mu?
-Olur mu, gayet bilinçli! Oyçokluğuyla bir karar alınmış. Bu, şeriat düzeninin yavaş yavaş gelmesine yol açan 13 yıllık AKP iktidarının bizi sürüklediği yol. Belki birileri çıkıp diyecek ki, “Yok paralelin işi, yok bilmem neyin işi!” Ben artık bunları dinlemek istemiyorum. Son 13 yılda, AKP’nin kadın üzerinden yaptığı siyasetin faturasını hepimiz ödeyeceğiz. Ama inanır mısınız, işin en acıklı yanı da aynı AKP, kadınlar sayesinde, kadınların çalışkanlığı sayesinde iktidara geldi!
Kendi pozisyonunu koruma bakanı
Bakan Ayşenur İslam’ın bu tür meseleler karşısındaki tavrını nasıl yorumluyorsunuz?
-Pes diyorum Ayşenur İslam’a! O artık ailenin korunmasından sorumlu bakan değil, kendi pozisyonunu koruma bakanı olmuş! Ben onun bu kararın açıklandığı gün istifa etmesini beklerdim. Çok daha onurlu davranmış olurdu.
‘Mini eteğe tecavüz şarttır’ zihniyetinin geldiği nokta
Geçtiğimiz yıllarda, “Mini etek giyerse tecavüz edilmesi şarttır!” diyen zihniyetle ben davalık oldum. Mahkemelerde “Düşünce suçudur, düşüncesidir” diyerek beraat etti o zihniyetler. İşte o zihniyetlerin geldiği nokta bu!
81 İLDEN 81 KADINLA EVLENSİNLER
Bugün kadın cinayeti 109 oldu. Ve biz daha haziranın başındayız. Neredeyse her güne bir cinayet. Neden? Çünkü kadın bir meta. Alırsınız, satarsınız, cinsel zevklerinizi tatmin edersiniz, ne isterseniz yaparsınız, zevkinize kalmış. Bakın dini nikâh bir ritüeldir, karşı çıkmanın manası yok, ama kayıt altına alınmayan bir sistem bu. Bizim itirazımız resmi nikâh beraberinde olması şartının kaldırılması. Bir erkek muta nikâhı kıyar, 81 ilden, 81 kadın alabilir. Ki ben bunun dinde olmadığını bilen biri olarak söylüyorum, dinde yok ama yapılıyor. Artık önünde bir engel de yok. Peki sonrasında doğacak çocukların miras hakkını kim takip edecek? Edemediği için ortalarda kalan kadına kim sahip çıkacak? Bizler çıkıyoruz. Öncelik devletindir, devlet kadına sahip çıkmalı. Ama nerdeeee...
Paylaş