Paylaş
NÜKHET Duru böyle bir laf edince, erkekler üzerine atladı tabii. Çünkü onlara tek gecelik ilişki hakkı tanıyan bir açıklama. Ben de aradım, “Hayırdır?” dedim. Bakın neler anlattı...
“Tek gecelik ilişki aldatmadan sayılmaz!” dediniz, kıyamet koptu...
-Valla, bu kadar ses getireceğini tahmin etmiyordum. Dünden beri birçok erkek arkadaşım arıyor, “Kadının aslanı sensin! Diğer kadınlar senin gibi olsa evlilikler bu kadar çabuk yıkılmazdı” diyor...
E tabii arayacaklar, erkeklerin işine gelen bir şey söylediniz!
-Hayatım ben şöyle bakıyorum: Bir gecelik seks, erkeklerin zaten yaptığı bir şey. Bunu ya görmezden geleceksin ya kabulleneceksin. “Kesinlikle kabul etmem!” diyenler, kendilerini kandırıyor. Çünkü erkeklerin hepsi bu haltı yiyor. Ha, yok mudur istisnalar? Vardır. Onlar da çok, çok azdır. Bugüne kadar ben rastlamadım...
Peki biz n’apacağız? Adam yatıp kalkacak, ciddiye almayacağız, üzerine bir bardak su mu içeceğiz?
-Yoo, “Yaramaz! Çocuksu!” deyip geçeceğiz. Aradaki fark şu: Gerçekten seven bir kadını bir erkek, bir gece alıp götüremez. Gelmez çünkü. Seksle baştan çıkmaz. Ama gerçekten seven bir erkeği, bir gecelik ilişki için alıp götürebilirsin. Kanar. “Bir şey olmaz!” der, gider. Bunlar böyle...
İyi de bu söyledikleriniz erkekleri haklı çıkarmak için bir gerekçe oluyor. “Erkeklerin doğası bu! Göz yumalım” gitsin mi yani?
-Ama yapacak bir şey yok ki! Ben diyorum ki, madem bu yaramazlığı yapmadan duramıyorlar, bari usturuplu yapsınlar...
Niye kabul edelim adamların bu haltları yemesini? Resmi hakları mı olsun? Niye mazur görelim? Biz kadınlara, sizin deyiminizle, aynı “yaramazlık” hakkı tanınıyor mu peki?
-Gelenekler izin vermiyor. Kadın yapınca batıyor. Ne yazık ki, ataerkil bir toplumda yaşıyoruz. Niye kocasını öldüren kadın daha az, karısını öldürülen adam daha fazla? Çünkü ataerkiliz. Ben şunu söylüyorum: Erkek bir gecelik deneyim yaşarken yakalanmasın. Asıl suç yakalanmak. Ne yapacaksa, usturuplu yapsın. Kadınlar da bu yaramazlıklar için yuvalarını yıkmasın. Çünkü her yıkılan yuva, çocukların da perişan olmasına neden oluyor...
Siz, “Seks o kadar da önemli bir şey değil. Seks için koskoca bir evlilik yıkılmamalı” mı dememek istiyorsunuz?
-Evet, tam da bu. Çünkü bir gecelik bir şey, etrafı sevgiyle bezenmeden yapılan hayvansı bir şey. Etrafı sadakatle, bağlılıkla, aynı pencereden hayata bakmakla bezenince, seks oluyor. Öbürü kedilerin, köpeklerin de yaptığı bir şey. Çok kayda değer değil. Bu kadar önemsememek lazım.
Peki erkekler bir kere değil de, 10 kere sevişiyor olunca bu aldatma sayılıyor mu?
-Aaaa evet. Süreklilik arz ederse o bir sorun. O zaman erkek, ikinci bir eş yaratmış oluyor kendine. Benim söylediğim, bir barda tanışıyor ya da otelde lobide görüyor, para karşılığında bir şey yaşıyor. Bunun ciddiye alınacak yanı yok. İçinde aşk varsa aldatma olur, gerisi teferruattır.
Erkeğe buyur paşam, kadına yasak! Bu çağa uygun bir eşitlik anlayışı mı? Kadınlara da haksızlık ediyorsunuz...
-Valla, sana bir şey söyleyeyim mi? Kadınların çoğu da yapıyor. Artık böyle bir dünyada yaşıyoruz. Bakma sen. Onların da ekonomik özgürlüğü var. Sadece erkeklerden daha dikkatliler. Karda yürüyüp izlerini belli etmiyorlar...
KADINLARI YÜCELTİYORUM ASLINDA
Bir yaş geliyor, bir olgunluk, bir bilgelik geliyor üzerine, “Aman boş ver canım!” diyorsun. Tanık oldukların seni eğlendiriyor da. Otur bir bara, ortalamanın altında çirkin bir kadın, bir adama gözünü diksin, bak neler oluyor. Bir süre sonra adam da ilgilenmeye başlar o kadınla. Ve o çirkin kadın, o adamı o gece alır götürür! Bir kadına bunu yapamazsın. Gitmez. Adamlar böyledir. Yani yanlış anlama, ben kadınları yüceltiyorum. Kadınlar kanmaz, erkekler kanar diyorum...
DÜNYAYA YARANDIK AMA...
OKUR Temsilcisi dün bir yazı yazdı.
Yemeksepeti.com’dan Nevzat Aydın’la yaptığım röportajda, şirketin tek sahibi olduğu izlenimi doğuyormuş...
Hayır, öyle değil!
Söyleşiden cümleler alıyorum buraya, birinci çoğul şahıs takılarını da özellikle büyük harf yaptım ki görülsün diye...
... Şirketi 15 yıl önce kurmuşLAR, başarıya ulaştırmışLAR, 589 milyon dolara Almanlara satmışLAR... Ve ve ve... Hiçbir sözleri, yükümlülükleri olmamasına rağmen, kazandıkları 27 milyon doları, 114 çalışana paylaştırmışLAR...
Bu cümlelerden, Nevzat Aydın’ın şirketin tek sahibi olduğu anlamı çıkıyorsa, ben de Arap olayım!
Israrla, “589 milyon dolara sattı ve daha sonra bu paranın 27 milyon dolarını çalışanlara dağıttı deniyor” diyor.
Hayır efendim, öyle demedim, dikkatli okuyun...
Her yer, “LAR” “LER” dolu.
Çoğul takısı!!!!
Uzun uzun üç ortak şirketi nasıl kurduklarını anlatmışım, hikâyeyi bunun üzerine kurmuşum, niye adam tek başına yaptı diyeyim, manyak mıyım ben.
Ayrıca ben bir söyleşi yapıyorum, haber değil. Bir başarı hikâyesi anlatıyorum, ekonomi haberi değil ki bu, daha da fazla ayrıntı merak ediliyorsa, ekonomi servisi yapar takip haberini...
Beni esas ilgilendiren, okurları da, o 27 milyon doları dağıtıp dağıtmadıklarıydı.
Onun da son kuruşuna kadar devlete vergisi ödenmiş, çoktan dağıtılmış bile.
Yani ben söyleşideki can alıcı yeri doğru aktarmışım.
Zaten Independent’tan Time dergisinin internet sitesine ve CNNMoney’e kadar dünyadaki bir sürü ciddi yayın kuruluşları bu haberin bu noktasıyla ilgilendi...
O röportaj, tüm bu yayın organlarına haber oldu.
Bütün dünyaya yarandık, bir kendi Okur Temsilcimize yaranamadık!!!
Paylaş