Birkaç yıllık hikaye...
Yıl 2004.
Beni arayan Sinem Güven’di.
Nişantaşı’nda mağaza müdürü arkadaşı Ani Batmaz’ın başına bir iş gelmişti.
Bu şehirde kadınlar için son derece tehlikeli bir taksi şoförü yaşıyordu.
Ani, iş çıkışı bu taksicinin aracına binmiş, Rumelihisarı’ndaki evine gidecekti.
Yolun bir yerinde, adam, yani şoför, arkada oturan kadının gözü önünde mastürbasyon yapmaya başlıyor. Aniden paniğe kapılan Ani Batmaz da, trafik yavaşladığında bir pundunu bulup kendini arabadan atmayı başarıyordu.
Allah’tan plakayı almayı da ihmal etmiyordu:
34 TDF 74.
*
Bu hikayeyi yayınladıktan sonra...
Kadınlar pıtrak gibi çoğaldı.
Hepsi de aynı felakete, iğrençliğe maruz kalmışlardı.
Tekil bir olay değildi.
Demek ki, bu şehirde kadınlar için tehlikeli bir taksicinin yaşadığı kesinleşmişti.
Ve o sıradan biri değildi, kimine Charles Dickens öyküleri anlatıyor, kimine kadın hakları üzerine ahkam kesiyor, sonra cinsel organını çıkarıyor, dünyanın en normal şeyiymiş gibi müşteri arkada otururken, o önde mastürbasyon yapıyordu.
Üstelik bir bela daha vardı:
Kapı kolları, şoför mahalinden kilitlenebiliyordu.
Bebek kilidi gibi.
Müşteriler, isteseler de arabadan inemiyorlardı.
*
Toplam 10 mağdur oldu.
İçlerinden biri de avukattı.
En cesuru da o çıktı:
Nurdan A.
Nurdan A ve annesiyle buluşup Gayrettepe Aşayiş’e gittik.
"Evet bu!" diye, tak diye zanlıyı teşhis etti.
Fakat onun dışında resmi olarak kimse şikayetçi olmadığı için, (gerekçeleri de şu:
Bu suçun bu ülkede cezası neredeyse yok, e o zaman değmez, bin kere ifade vereceksin, adliyeye, mahkemeye gideceksin, bir de "Yanında mastürbasyon yapılan kadın" diye haberin yapılacak, rezil olacaksın) taksi şoförü salıverildi.
Aradan 2 yıl geçti.
Yine aynı hat üzerinde, aynı plakalı sarı Lada’sıyla direksiyon sallıyor.
Maşallah, ben bile ne zaman İstanbul’a gelsem görüyorum, Nişantaşı’nda bankaya giriyorum mesela, "Aaa yine o geçiyor!" diyorum. Alya ile Akıntı Burnu’nda yürüyoruz, yine o. Bir klakson çalıp, selam vermediği kalıyor!
*
Perşembe sabahı Sultanahmet Adliyesi’ndeydim.
Bu olayla ilgili İstanbul Savcısı Ali Güngör’e ifade verdim.
Gördüğünüz gibi, işin peşini bırakmayan hukukçular da var.
Ona bu konuyla ilgili bildiğim her şeyi anlattım.
O da yeni ceza yasasına göre, şikayetçilerin ifadelerine ulaşabilirse kamu davası açılabileceğini söyledi.
Türkçesi şu:
Gelir ve fotoğraftan teşhis ederseniz, "Evet bu, o adam" derseniz ve Savcı Bey’e "Ben onun taksisindeyken bu adam şöyle şöyle yaptı!" diye ifade verirseniz, 2 sene önce olamayan olacak, 34 TDF 74’ün şoförü cezalandırılacak.
Mahkemede tanıklık yapmanıza gerek yok...
Çünkü bu bir kamu davası olacak...
Sizden istediğim, perşembe günü benimle birlikte saat 10’da Sultanahmet Adliyesi’ne Savcı Ali Güngör’ün odasına gelmeniz...
Hadi bizi geçin, peki ya genç kızlarımız, çocuklarımız?
Bu işi ciddiye almanızı rica ediyorum.
Biliyorum, şimdi yaz, herkes bir taraflara dağılmış durumda...
Ama olsun...
İki sene önce tonla mail atan kadınların yeniden benimle temas kurmasını (aarman@hurriyet.com.tr) bekliyorum.
Namuslu insanlar da en az namussuzlar kadar cesur olmalılar.
Yoksa hiçbir yere varamıyoruz gördüğünüz gibi...
Size güveniyorum.