Sadece düşmanın gerçeği söyler, aşıklar ve dostlar sonsuza kadar yalan söyler

Savaş haberlerinden şiştiğim için bol bol kitap okuyorum. Ama elime ne geçerse. Sular seller gibi. Bir tür terapi. İlgimi farklı şeylere kaydırarak, olan bitenden soyutlanma.

Aklımca gerçeği, bir süreliğine yok sayma. Bu da bir tür yalan aslında. Tepedeki başlığı da, o kitapların birinden (Erkekler neden yalan söyler/ Alan & Barbara Pease) arakladım. Çünkü şunun farkına vardım, zaman zaman doğruyu söylemek adına düşmanlık yapıyorum. Neyse, anladınız, bugün yalan kavramını kurcalıyoruz.

* * *

Bakın, yalanın kaç türü varmış?

BEYAZ YALANLAR

Sosyal hayatımızın olmazsa olmazı. Hepimiz söylüyoruz, ‘‘Bugün şahane görünüyorsun!’’ diyoruz. Oysa içimizden ekliyoruz: ‘‘Kıyafete bu kadar para harcayacağına, dişçiye gitsen keşke! İmkan var mı birinin seni öpmesine, bakar mısın şunların çirkinliğine?’’ Ama kırıcı ve kaba olmamak için iç sesimizi ve değerli fikirlerimizi genellikle kendimize saklıyoruz.

FAYDALI YALANLAR

Adı üstünde faydalı onlar. Bir örnekle durumu hemen izah edeyim: Depremde, enkaz altından bir çocuk çıkartılıyor, panik ve korku içinde ‘‘Annem babam nerede?’’ diye soruyor. Kimse ‘‘Onlar öldü. Allahtan sen yaşıyorsun!’’ demiyor. Yaşadığı travmaya bir yenisini eklememek için, ‘‘İyiler’’ deyip geçiştiriliyor, o an için faydalı bir yalan söyleniyor.

YANILTICI YALANLAR

İşte en tehlikeli yalan türlerinden biri. Yine bir örnek: Çocuklu ve bekar bir kadın diyelim ki, bir erkekten hoşlanıyor. Uzun zamandır da hayatına biri girmemiş, bir aşk ona ilaç gibi gelecek. Kız arkadaşına anlatıyor. O da ‘‘İğrenç herifin teki. Bütün kadınların kalbini kırdığı söyleniyor’’ diyor. Kadın anında çark ediyor. Ama aradan zaman geçiyor, ve ne oluyor? Söz konusu ‘‘iğrenç adam’’ı o kız arkadaşıyla birlikte bir alışveriş merkezinde ele ele görüyor. Yanıltıcı yalan bu işte. İnsanın kendi çıkarları için gerçeği çarpıtması.

ZARARLI YALANLAR

Kurumların, insanların repütasyonunu sarsmak için kasten söylenen yalanlar. İş hayatında, siyasette sık sık karşılaşılıyor. Çamur at izi kalsın hesabı. Kalıyor da. Ve birilerin bu durumdan faydalanıyor. Bilmem söylememe gerek var mı Türkiye'de en çok bu tür yalanlara rastlanıyor.

* * *

Peki yalan kavramına bir de insanlar açısından bakalım.

Beni kırmayacağınızı biliyordum zaten!

NATUREL YALANCILAR

Bu işi resmen meslek edinmiş olanlar. Ellerinde değil, ağızlarını ne zaman açsalar yalan söylüyorlar. İnsanları manüple etmekte, yanıltmakta üzerlerine yok. Ben okuduğum kitabın yalancısıyım, bu insanların çoğu siyasetçi ve gazeteci oluyormuş. Naturel yalancılara show dünyasında da çok rastlanıyormuş.

DOĞRUCU DAVUTLAR

Onlar beyaz yalanlar bile az başvuranlar. Böyle davranmanın çok olumlu ve şahane bir şey olduğunu zannetmeyin. Çünkü doğrucu davutlara yalan söylemek ayıp geldiği için küt diye kafasındakileri tüm söylüyorlar. Fevkalade kırıcı ve kaba oluyorlar. Ben yani.

ROMANTİK YALANCILAR

İşte onlara dikkat. Bir kadına en çok zarar verebilecek türdeki insanlar. Aşk, seks ve heyecan yaşamak istedikleri için karşılarındakine öyle bir duygusal zarar veriyorlar ki, arkalarında müthiş bir enkaz bırakıyorlar. Yalancı oldukları kadar arsızlar da, lay lay lom yürüyüp gidiyorlar.

* * *

Gelelim yalan üzerine başka faydalı bilgilere...

Erkekler de kadınlar da aynı derece yalan söylüyor. Sadece sebepleri farklı. Kadınlar genellikle başkalarını iyi hissettirmek, erkeklerse kendilerini daha iyi göstermek için. Kadınlar duyguları hakkında daha zor yalan söylerken, erkekler bunu daha kolay yapıyor. Erkekler kadınlara göre aşk ve geçmişleri hakkında daha çok atıp tutabiliyor.

Ne var ki, kadınlar yalanı yakalama konusunda son derece başarılı. Sadece yalanı değil, acıyı, öfkeyi ve her türlü duyguyu küt diye hissedebiliyor. Öyle ki, bir köpeğin mutlu olup olmadığını bile anlayabiliyor. Bir de kadınlar söyledikleri yalanı unutmuyor. Erkekler ise zor hatırlıyor. Şimdi bu okuduklarınızdan aklınızda kalması gereken şu: Bir kadına yüz yüze yalan söylemek çok zor. Telefon ya da e mail atmak gerekiyor, yoksa yutmuyor. Sadece yutmamakla kalmıyor, yalanınızı unutmuyor, temcit pilavı gibi bir sonraki ve ondan sonraki tartışmalarda hep yüzünüze vuruyor.

Bu yazıyı bitirmeden bir de erkeklere uyarıda bulunmak istiyorum: Yalan söylerken birinci tekil şahıs kullanmaya özen gösterin. Yani ‘‘Araba bozuldu ve telefonun da şarjı bitti, sana haber veremedim’’ demek yerine, ‘‘Arabam bozuldu, lanet olası cep telefonumun da şarjı bitti!’’ Bu daha inandırıcı. Ve isim kullanmaya dikkat edin. İşin püf noktası bu. Yani ‘‘O kadınla yatmadım! İlişkim yok o kadınla!’’ demek yerine, ‘‘Monica Lewinsky'le yatmadım!’’ diyen bir Bill Clinton hep daha inandırıcı. Böyle yani. Bu iyiliğimi de unutmayın yani. Ben de okuduklarımın yalancısıyım yani...
Yazarın Tüm Yazıları