Çünkü bunlar her gün aynı şeyi yemiyorlar, bütün dünyada bir endüstri gelişmiş durumda sırf bu alanda.
Bin türlü alternatifi var.
Planlamazsan altından kalkamazsın.
* * *
Yazı yazılacak.
Röportaj yapılacak.
Bu haftanın işleri kotarılacak.
Planlamak lazım.
Planlamazsan ağaca çıkarsın.
Kimse de gözünün yaşına bakmaz.
Mailler üst üste gelmeye başlar: "Hayırdır bu hafta neden yazı yok, bir durum mu var?"
Yok.
Sadece planlamak lazım.
* * *
Alya’nın öğretmeninin doğum günü var.
40 oluyor.
40, her hangi bir yaş değil.
Alınacak hediyeyi mutlaka planlamak lazım.
Öyle bir şey olmalı ki, hem abartılı durmamalı hem de hafife alınmamalı.
Planlamak lazım.
* * *
Cuma günü de Alya’nın doğum günü var.
Kocaman 3 oluyor.
Planlamak lazım doğum gününü.
Bir ay önce gitmişim yeri ayarlamak için, "Dalga mı geçiyorsunuz bir yıl önceden yer ayırtıyorlar insanlar" dediler. Geç kalmış bir anne olarak, yalvar yalvar... Yer yok... Ağlamaya başladım artık çaresizlikten. Son anda biri iptal ettiği için yer buldular.
Diyeceğim o ki, planlamak lazım.
Planlamazsan açıkta kalırsın.
Nerede kutlanacak, neler yenilecek, neler içilecek, kimler gelecek, onlara ne hediye verilecek, ne tür atraksiyonlar yapılacak...
Hepsini planlamak lazım.
Pastası nasıl olacak?
Üzerinde hangi karakter yer alacak? Ne giyecek?
Onun için uygun gördüğüm kabarık pembe eteği mi, yoksa bu kaşındırıyor deyip, blue jean’ini mi?
Planlamak lazım.
* * *
Şubat’ta anne-baba-çocuk tatilimiz var.
Planlamak lazım.
Uçakta nerede oturulacağa kadar planlamak lazım.
Yoksa mahvoluruz.
Bizzat yaşanılarak edinilmiş bir deneyim.
Koşmak için, spor yapmak için vakit kalıyor mu bana hafta?
Planlamak lazım.
Dur, ne yemek yenecek yarın, buzlukta tavuk kaldı mı acaba, bulgur pilavıyla cacık mı yense, planlamak lazım.
Bu yazı Bodrum’da geçirmek istiyorum.
Planlamak lazım.
Makul fiyata, eşyalı bir ev bulabilecek miyim acaba?
Planlamak lazım.
Sona kalınca dona kalıyorsun.
* * *
Gelecek sene hangi okula gidecek Alya?
Planlamak lazım.
Türkiye’ye dönersek Papatya’ya, ya dönmezsek...
Planlamak lazım.
Almanya’da Alman kuzen Oli evleniyor, planlamak lazım, gidilecek mi, buradan mı tebrik edilecek?
Geçen yılki aynı ekip, bu yaz da unutamadığımız Karadeniz yaylalarına Pokut’a gitmek istiyoruz yine.
Planlamak lazım.
Web sitemi yenilemek, modernleştirmek istiyorum.
Kafamda uçuşan şahane fikrim var.
Hayata geçirmek için planlamak lazım.
Planlamak lazım.
Planlamak lazım.
Planlamak lazım.
Anasını satayım, bir de diyorlar ki her fırsatta...
Unut geçmişi, geleceği...
Carpediem...
Anı yaşa...
Hayat, anlardan ibaret...
Valla, size bir şey söyleyeyim mi?
Hayat planlardan ibaret!
Geleceğini planla.
Çocuğunun eğitimini planla.
Kariyerini planla.
Tatilini planla.
Yazını, röportajını planla.
Yiyeceğini, içeceğini planla.
Bavulunu, çantanı planla.
Giyeceğin kıyafeti planla.
Ne söyleyeceğini, ne yapacağını, nereye gideceğini, nerede kalacağını planla.
Yaşanacak an kaldıysa...
Hangi anı yaşayacağını planla!
Yok yok, hayat planlardan ibaret.
Planlarını yaşa!
* * *
Bu yazıyı yazdıktan sonra, planlanmış yapacaklarımı gerçekleştirmek için hayata başlaşmışken...
Demet’i aradım, akşama için plan yapalım diye...
Dedi ki, "Pam, doğuruyor hastanede!"
Nasıl yani doğruyor?
Erken doğuruyor!
"Geliyorum" dedim hemen.
Bir sevinç çığlık atarak...
Kız balonları mı, erkek balonları mı alacağım...
Planlayamadan...
Elimde hem pembe, hem mavi balonlar acilen hastaneye koştum...
Şahane bir oğlan doğdu:
Erin Tanlı.
* * *
Yanılmışım.
Hayat, insanın bütün planlarını boşa çıkarıyormuş.