Peru kadar uzaklardayım ama bu yazının başlığı başka Ava Ava

Herkesin hayatında bir dönüm noktası var.

5 yaşındaydım, Sümer Apartmanı'nda otururken evin önündeki caddede, kız olduğum için benimle oynamak istemeyen küçük erkek çocuklarının peşinde koşarken, araba çarpmıştı, karnımda da farın izi kalmıştı.

Ama hayır, dönüm noktası bu değildi.

6 yaşındaydım, balıklama atlamayı pekala başaran ablamı kıskanıp, Raşit Ener Tesisleri'ndeki havuzda tramplenden kendimi tepe aşağı bırakınca, dişlerim dudaklarımın arasından fırlamıştı.

Ama hayır, dönüm noktası bu da değildi.

7 yaşındaydım, ayağımdaki lastik ayakkabılarla iddiaya girdim, tahtaya çakılı duran iki paslı çiviyi eğebileceğimi söyledim, güldüler, ağırıma gitti, giriştim, iddiayı kaybettim, çiviler ayağımda kaldı, tetanos iğneleri canımı çok yaktı.

Bunun gibi bir sürü hadise.

Ama hayır, hiçbiri dönüm noktam değildi.

*

Bana kalırsa o noktayı ben doğduğumda aşmışım.

Çünkü kendimi bildim bileli Ava Ava yapıyorum.

Kimden gördüm, nasıl öğrendim bilmiyorum.

Annem de küçükken yaparmış, ne var ki ben gördüğümü hatırlamıyorum. Dayım, annemi bu işten vazgeçirebilmek için yastığının altına fırça koyarmış ki, Ava Ava sırasında kafasını vurduğunda burnunu çarpsın, acısın, bir daha yapmasın.

Bana kimse böyle bir işkence uygulamadı.

*

Neyin nesi bu Ava Ava?

Bu da nereden çıktı şimdi?

Ne bu yani?

Şimdi abi, bu bir terapi yöntemi.

Benim için öyle yani.

Güneşli bir ruh halinde takdir edersiniz ki, kimsenin Ava Ava'ya ihtiyacı olmaz. Ama gerginsem, depresifsem ya da yorgunsam, 5 dakika Ava Ava çok iyi geliyor bana.

Düzeliyorum.

Kendimi iyi hissediyorum.

Hani insanın hayatında, yorganın altına girip bütün dünyayla ilişkisini koparmak istediği zamanlar olur, yalnız kalmayı özlersin, hiçbir göz teması, ten teması istemezsin, bir tek kelime ağır gelir sana...

İşte öyle zamanlarda hoşgeldin Ava Ava.

Nasıl bir şey bu Ava Ava?

Şöyle tarif edeyim: Önce uygun bir yastık bulacaksınız, kaz tüyü, kuş tüyü filan olmayacak, onlara koydunuz mu kafayı, gömülü kalırsınız, o yüzden işe yaramaz.

Esnemeye elverişli bir yastık olacak.

Mümkünse sünger.

Evet, sünger bir yastık şart.

Yastık yoksa, üzgünüm, Ava Ava da yok.

*

O Ava Ava benim kurtarıcım.

Dönüm noktam.

O benim rot balans ayarım.

Yapar, rahatlarım.

Bu rahatlamayı yanlış anlamayın, psikolojik anlamda.

Neden ismi Ava Ava biliyor musunuz?

Küçükken yüzümü yastığa çarptığımda, ağzım açık kaldığı için Ava Ava diye sesler çıkarırmışım. Aslında biraz ormanlarda sarmaşıktan sarmaşığa atlayan Tarzan'ın narasına benziyor, ama o sesi tarif etmek zor, boş verin şimdi. Kolay olsun diye benim literatürüme Ava Ava şeklinde girdi. Küçükken evde uyuyanları çok rahatsız ediyormuşum. Büyüyünce ağzımı kapatmayı, kimseyi rahatsız etmemeyi öğrendim Allah’tan.

En acayip tarafı şu, bazı geceler farkında olmadan da yapıyormuşum. Hálá öyle. Demek istiyorum ki, benimle uyumak zordur yani, birden yatak sallanmaya başlar, bir bakarsınız yanınızdaki kadın Aczmendiler gibi, ritmik hareketlerle kendini, bedenini sallıyor.

Ne kadar sürüyor?

Siz deyin 15 dakika, ben diyeyim yarım saat.

Sonra yorgun düşüp, huzur içinde uyuyorum.

Babam bana ‘‘Kızım sallama öyle kafanı, beynin sulanacak sonunda’’ derdi.

Kendime zarar vermemden korkardı.

Ama bana laf geçirebilene aşk olsun!

*

Oh be!

Nihayet sıra nasıl yapıldığını anlatmaya geldi.

Şurası kesin ki, yapması, yazmasından daha keyifli.

Yatakta yüz üstü yatıyorsun.

Ayaklarını yatağın bazasına takıyorsun.

Oradan güç alıyorsun.

Kollarının arasına da yastığını alıyorsun, iyice kavrıyorsun, dik tutarsan daha iyi, sonra kafanı gittikçe artan bir tempoyla yastığa vurmaya başlıyorsun. Bir taraftan da yaylanıyorsun.

Biliyorum, hayal etmesi kolay değil.

Denemeye de kalkmayın sakın, alışık değilsiniz, Allah korusun, bir tarafınıza zarar verebilirsiniz.

*

Tek sorunum şu:

Ava Ava yaptığımı bilmeyen insanlarla aynı odada uyumayı hiç sevmem.

Farkında olmayarak yapıyorum ya bazen, o yüzden kimseyi ürkütmek istemem.

Kimsenin bana deli muamelesi yapmasını da arzu etmem.

Tabii ki hayatıma giren erkekler arasında küçük çapta şok geçirenler oldu, ama artık öyle bir sorunum yok.

Sevgilim hiç rahatsız olmuyor.

HAMİŞ: Bayram münasebetiyle biraz uzaklardayım. Peru kadar! Bu okuduğunuz Ava Ava yazısı gazetede yayınlanmadı ama değerli eserim ‘‘Kimse Okumazsa Ben Okurum’’ adlı kitabımda yer aldı. Bu haftayı böyle idare edin, dönünce hesaplaşırız, tamam mı? Ben size şimdi oradan ne ciciler getiririm...
Yazarın Tüm Yazıları