Paylaş
İki gün yayınlandı röportaj.
Ben Sevilen’in ismini vermekle suçlandım. Oysa bu haberi ilk ben yapmadım, üç gazete ve anahaberde verilmişti. Ama Hürriyet farkı işte, biz yazınca daha çok görünür oldu.
Sonra iki kadın daha çıktı. Onlar da suç duyurusunda bulunmuş. Başlarına geleni bana anlattılar. Ama bu suçlamalar karşısında Sevilen’in itirazlarını dinlemeden bu iki kadın hastanın anlattıklarını yayınlamak haksızlık olur diye, cumartesi yazı günüm olmamasına rağmen Fecri Sevilen’in anlattıklarını yayınladım.
Kesinlikle suçlamaları reddediyor. Komplo olduğunu söylüyor. Birilerinin eşini aradığını ve para istediğini belirtiyor ama internet ortamında aradıkları için kanıtlayamayacağını ekliyor. Saygın bir profesör olduğu için, düzgün bir aile hayatı ve başarılı bir kariyeri olduğu için asla böyle şeylere yeltenmeyeceğini anlatıyor.
Suç duyurusunda bulunan şikâyetçilerden birinin dövmeci olduğunu söylüyor. “Neden hemşire yok muayene sırasında?” sorusuna, “Hastalarımın talebi bu yönde, benimle özel şeyler konuşmak istiyorlar, hemşire yanında rahatsız oluyorlar!” diyor. Oysa kural, muayene sırasında bir hemşire olması. Kısacası hoca, tüm suçlamalara “Olacak şey mi? Zırva!” diyor.
Onu suçlayan bir diğer kadına, “Oğlumun flörtüydü, evlenmek istedi onunla. Oğlum istemeyince bu iftirayı attı. Ailemizden intikamını böyle aldı!” diyor. Bugün, işte oğlunun sevgilisi olan o kadın hastasının anlattıklarını okuyacaksınız...
CİNSEL SALDIRIDA BULUNDU!
“Fecri Sevilen’in oğlunun eski flörtü olduğum doğrudur. Bunu şikâyet dilekçemde de belirtmiş bulunuyorum.
O dönemde henüz üniversite öğrencisiydim. Evlenmek aklımın ucundan dahi geçmiyordu. Fecri Sevilen, şu anda elinde benimle ilgili herhangi bir karalama bahanesi bulunmadığından dolayı oğluyla evlenme amacında olmam gibi asılsız bir iddiada bulunmuştur.
Ailesine karşı hiçbir kinim bulunmamaktadır. Eşi Şule Hanım ile sevgi ve saygı çerçevesinde seviyeli ve sıcak bir iletişimimiz vardı. Hatta Şule Hanım, yurt dışına oğullarıyla yapacağı seyahate benim de katılmam yönünde ısrarcı olmuştu ve o tatile oğulları, kendisi ve ben birlikte gitmiştik.”
YILLARCA TRAVMAYLA YAŞADIM PSİKOLOJİK DESTEK DE ALDIM
“Fecri Sevilen’in oğluyla olan ilişkimiz, taciz olayı gerçekleştikten sonra sona erdi. Ben yaşadığım travmayı o zaman erkek arkadaşım olan oğluyla, bana inanmayacağı ve zor durumda kalacağım düşüncesiyle hiçbir şekilde paylaşamadım. Yıllarca bu korkunç travmayla yaşadım ve bunu psikolojik destek de alarak atlatmaya çalıştım. Fecri Sevilen’le ilgili medyada çıkan tutuklama haberini gördüğümde, zamanında karşısında sessiz kalmış olduğum bu korkunç olayın yargıya taşınmış olmasını öğrenmek beni ‘İlahi Adalet’ notuyla bu haberi sosyal medyada paylaşmaya sevk etti.”
ÖNEMLİ BİR DOKTOR OLDUĞUNDAN GÜVENDİM
“Dilekçemde anlatmış olduğum taciz olayı şöyle gerçekleşti: Daha önceden olan jinekolojik bir rahatsızlık nedeniyle doktora gitmem gerekiyordu, Fecri Sevilen’in oğlu, yani o zamanki erkek arkadaşım da bu durumu biliyordu. Bir gün onunla Nişantaşı’ndayken babasının muayenehanesine uğraması gerektiğini söyledi. Gittiğimizde bir anda babasına muayene olabileceğimi belirtti. Erkek arkadaşımın babası olduğu için çekindim. Her ne kadar kendimi rahat hissetmesem de Fecri Sevilen mesleğini saygın bir şekilde icra eden önemli bir doktor olduğundan güvendim. İlk muayene sırasında olağandışı bir durum olmadı. Kısa bir zaman sonra Fecri Sevilen beni arayıp yeniden muayene etmesi gerektiğini söyleyerek tekrar muayenehanesine çağırdı. Tıbbi bilgiye sahip olmadığımdan ve kendisi de net bir açıklama yapmadığından rahatsızlığımın ne olduğunu tam olarak anlamadım. Bu arada ilk muayeneden sonraki dönemde oğlu yurtdışına dönmüştü.”
AYAĞA KALKIP YÜZÜM DUVARA DÖNÜK OLACAK ŞEKİLDE DURMAMI İSTEDİ
“Fecri Sevilen’in muayenehanesine yeni bir tetkik ve kontrol için gittiğim bu son seferde, hasta yatağına uzandırdı, altımda herhangi bir kıyafet ya da örtü yoktu. Çıplak eliyle cinsel organıma dokundu, daha sonra bu şekilde tam muayene edemediğini söyleyerek ayağa kalkmamı ve yüzüm duvara dönük olacak şekilde durmamı, ellerimi duvara koymamı istedi. Tanınan saygın bir profesör doktor olduğundan güvenip söylediğini yaptım. Arkamda durdu, eliyle cinsel saldırıda bulundu ve tüm vücudunu bana dayadı, sürtünmeye başladı. Normal bir doktor muayenesi olmadığını fark edip Fecri Sevilen’e durmasını söyledim, fakat devam etti. Korku ve şok içindeydim, ben de kendisini itip, aceleyle giyinip oradan panikle ayrıldım. Cinsel bir saldırıya uğradığımı anlamıştım. Kendi konumunu ve itibarını kullanarak ve benim tıbbi bilgisizliğimden faydalanarak bana cinsel saldırıda bulunduğunu fark etmiştim. Daha sonra kendisini arayıp benim rahatsızlığımla ilgili bütün raporları göndermesini istedim ancak panikleyerek neden bu raporları istediğimi ve ne yapacağımı sordu, ben de başka bir doktora göstereceğimi söyledim ancak bana hiçbir zaman raporları göndermedi. Kendisiyle tüm irtibatımı kestim. Daha sonra başka bir doktora gittiğimde odada mutlaka hemşire bulunması gerektiğini de öğrendim. Halbuki yanında çalışan bir hemşire bile yoktu, sadece sekreter vardı. Bu olayı yaşadığımda savcılığa gidip şikâyetçi olmak istedim ama yapamadım, cesaret edemedim, korktum. Beni tehdit edebileceğini düşündüm ve dava açamadım. Durumdan haberi olup konuşan ben ve diğer kadınlar dışında da daha birçok kadının Fecri Sevilen’in tacizine uğramış olabileceğini, ancak korktuklarından dolayı sessiz kaldıklarını düşünüyorum...”
Paylaş