Kollarım sana her zaman açık istediğin zaman bana sarılabilirsin

Kadın girişimciler günü.

Cumaları ben de heyecanlanıyorum.

Çünkü yürünmeyen yollarda yürüyen, hepimize ilham olabilecek kadınlarla tanışma fırsatı buluyorum.

Milyon dolarlık şirketlerin başında olmaları gerekmiyor, binlerce kişiyi yönetmeleri gerekmiyor, büyük satışlar yapmaları gerekmiyor, ünlü olmaları gerekmiyor, sadece orijinal olsunlar, yaratıcı olsunlar, farklı bir şeyler yapsınlar ve yaptıkları işi tutkuyla yapsınlar yeter.

Sibel Köse benim için öyle.

Bez bebekler yapıyor.

Hikâyesini kendi ağzından dinleyelim...

Bez bebek maceran nasıl başladı?

- Dört yıl önce teyze olacaktım. Yeğenim Melis dünyaya gelecek diye hepimiz çok heyecanlıydık. Ben ona teyzesi olarak özel bir hediye vermek istedim...

Nasıl bir hediye?

- Sadece ona özel, her zaman hatıra olarak saklayabileceği, aynı zamanda eğitici yönleri de olan bir hediye. Aklıma ilk olarak bir Waldorf bebeği geldi. Hani o meşhur bez bebekler...

Neden?

- Çünkü ben Almanya doğumluyum. İlk eğitimi orada aldım, orada yuvaya gittim. Orada kreşlerde genelde Waldorf bebeği olur. Benim de o bez bebeklerle müthiş anılarım var. En sevdiğim oyuncağımdı, hiç yanımdan ayırmazdım. Ve hiç unutmadım. Melis’e de işte böyle aklında her zaman yer edecek bir bez bebek hediye etmek istedim. Ama ne yazık ki Türkiye’de yoktu. Hiçbir oyuncak mağazasında bulamadım. İnternette bez bebek yapan birkaç kişi buldum ancak onlarınki de benim istediğim tarzda ve doğallıkla değildi. Yurtdışına sipariş verdim...

Sonra da oyuncak sektöründeki bu boşluğu sen mi doldurmaya karar verdin!

- Aynen öyle oldu!

Peki nasıl yaptın?

- Valla, hiç kolay olmadı! Dikiş makinesini bile kullanmayı bilmeyen biri için oldukça iddialı bir karardı! Ama pes etmeye niyetim yoktu. Önce dikiş ve kalıp çıkarma kurslarına katıldım. Sonra Almanya’ya gittim, bez bebek yapımıyla ilgili bir eğitim aldım.

Onları istediğin şekilde yapmak ne kadar zamanını aldı?

- Tam bir buçuk yılımı. Sonra şahıs şirketi kurdum, marka-patent belgemi aldım. İSO ve ardından da oyuncaklarda kesinlikle olmazsa olmaz diye düşündüğüm CE kalite ve güvenirlik belgesini aldıktan sonra www.bansidoll.com satış sayfamı kurdum. şimdi oradan ve Hepsiburada'dan satışlarım gerçekleşiyor. Bu sadece işim değil benim, tutkum da aynı zamanda...

GÜVEN DUYGUSU OLUŞTURUYOR

Yüzlerinde neden ifade yok?

- (Gülüyor) Evet, sadece hafif bir tebessüm var. Böyle olunca çocuk, bebeğini istediği şekilde hayal edebiliyor. Kendisi mutluyken bebeğinin de mutlu olduğunu düşünebiliyor, üzgün olduğu zamanlarda ise üzüntüsünü paylaşıyormuş gibi algılayabiliyor.

Kolları neden açık?

- Kolların açıklığı, çocuklar için güven duygusu oluşturuyor. “Kollarım sana her zaman açık! İstediğin zaman bana sarılabilirsin!” mesajını veriyor.

ÇOCUKLARI MAKYAJLI GÖĞÜSLERİ OLAN İNCE BELLİ OYUNCAKLARDAN UZAK TUTMALIYIZ

İlk sonuçlar nasıldı?

- Felaket! Ucubeye benziyordu. Tasarımcının bir bez bebeğe kendi yorumunu ve ruhunu verebilmesi en az iki yılını alıyor.

Peki insanlar neye göre oyuncak bebek seçiyor?

- İlginçtir, Türkiye’de maalesef birçok ebeveyn kendi çocuklarına benzeyen bebekler istiyorlar. Hatta, çocuklarının fotoğrafını gönderip, “Aynısını yapar mısın?” diyenler oluyor zaman zaman. Oysa pedagojik yönden, çocuğunuza benzeyen değil de tam tersi, ondan daha farklı görünen bir bebeği seçmenin daha isabetli bir karar olduğu söyleniyor...

Neden?

- Kendisinden daha farklı insanlarla iletişim ve arkadaşlık kurmakta zorlanmaması ve onları dış görünüşleriyle yargılamaması açısından böyle olması daha sağlıklıymış. Bunu ben söylemiyorum, uzmanlar söylüyor. Bir de çocukları ruhsuz, makyajlı, göğüsleri olan, ince belli, oyuncaktan çok cinsel bir objeye benzeyen fabrikasyon ürünü, plastik manken bebeklerden uzak tutmalıyız. Bu benim şahsi fikrim. Kendileri gibi sıcak, sevimli, doğal ve yumuşacık bebekler onlar için daha uygun...

Bugüne kadar kaç bebek yaptın?

- Her biri birbirinden farklı 1800’ün üzerinde bebek. Her bir bebekten sadece bir tane yapıyorum. Bebeklerimi de doğal malzeme kullanarak yapıyorum. İç dolgusu olarak, yıkanmış, taranmış saf yün kullanıyorum. Çocuk bebeğine sarıldığında bir canlıya sarılmış gibi bir sıcaklık hissediyor. Ayrıca yün antibakteriyel olduğu için, kendi kendini temizleme özelliğine sahip. Kaplaması da yüzde 100 pamuktan oluşan özel ürettirdiğimiz bir kumaştan dikiliyor. Saçlarını da yün içerikli  ipliklerden yapıyorum. Yüzü nakış ipliğiyle işleniyor. Yanaklarını da organik mum boyayla renklendiriyorum.