Kayıtsız kalma da ne yaparsan yap!

Hayatta en fena şey ne biliyor musunuz?

Haberin Devamı

/images/100/0x0/55eaa6b6f018fbb8f88df635

“Kayıtsızlık.”
Bir şey yapıyorsun...
Tık yok.
Allah’a çok şükür ben böyle bir durumda kalmadım.
Yaptığım her işte beğenenler de çıktı beğenmeyenler de, alkışlayanlar da küfredenler de...
Bu formül benim için “hayat” anlamına geliyor.
Canlılık, dirilik, var olma kanıtı.
Öbür türlü esamen okunmuyor, var mısın yok musun belli değil!

AYŞE ARMAN KUZEY KUTBU'NDA  / FOTO GALERİ

KİM NASIL İSTERSE ÖYLE HAYAL ETSİN

KENDİMİ bildim bileli insanlar hakkımda ileri geri konuştular.
Dedikodu yaptılar.
Hoşuma gidiyor aslında.
Gazeteye iç çamaşırı giymeden gittiğimi bile söylediler.
(Ateş olmayan yerden duman çıktığını bile görmüş oldum.)
Eskiden olsa küplere biner, “Aman Allahım bu ne rezillik! Ne alçakça bir durum!” derdim.
Şimdi, “Kim nasıl isterse öyle hayal etsin” noktasına geldim.
Arabada mastürbasyon yaptığımı bile yazdılar.
Çünkü biri yazı konusu olsun diye, ayağa takılan titreşimli bir alet getirmişti, ilginçti, denedim, izlenimimi yazdım.
Tabii ki kışkırtıcı olmak gibi bir amacım vardı, hep var, ama
aklıma o aletle araba
kullanacağımı düşünecekleri ve bunun bir “şehir efsanesi” olarak kalacağı gelmemişti.
Şimdi olsa gülüp geçerdim ama o zaman sinirlenmiştim.

Haberin Devamı

/images/100/0x0/55eaa6b6f018fbb8f88df637

İYİDİR KAFANA DOMATES YEMEK

Zaman içinde öğreniyorsun...
İyidir aslında kafana domates yemek, topa tutulmak, horgörülmek, küfredilmek...
Çünkü bu olumsuz yargılar varsa, aynı zamanda olumlu değerlendirmeler de en az bu kadar, hatta daha fazla var demektir.
Ama yanlış anlaşılmasın...
Anlatmaya çalıştığım, hakkımda konuşulsun da ne olursa olsun değil...
Yaptığım “iş” farkına varılsın, bir değerlendirmesi olsun...
Bana “devam etme gücü” versin...
Yeni işlere teşvik olsun...

OH BE YAŞASIN DOĞRU YOLDAYIZ

EVET GÖZÜMLE GÖRDÜM KUTUPTAKİ BUZULLAR ERİYOR / WEB T

Haberin Devamı

Yine aynı şey oldu.
Kutup yazısı sevenler kadar, sevmeyenler de oldu.
Ama bir mantık çerçevesinde değil:
Kutuplara gitmek ona mı kaldı?
Keşke gittiği yerde kalsaymış!
Küresel ısınma onun ne haddineymiş!
Vesaire vesaire...
Baktım, Emre Yunusoğlu’nun çektiği videoya da laf edenler var...
“Oh be!” dedim, “Yaşasın...”
Hemen Emre’yi aradım, “Doğru yoldayız, daha sonraki işlere de video çekelim...” diye./images/100/0x0/55eaa6b6f018fbb8f88df639
Ve lütfen benden nefret etmeye devam edin!
Daha doğrusu kayıtsız kalmayın da n’aparsanız yapın.
Siz tepki gösterince yaşadığımı hissediyorum.
Çok gevezelik ettim, yerim daraldı, Kutup röportajlarına yer kalmadı, yarın da devam edeceğiz...

İnandığım şey uğruna savaşıyorum

Haberin Devamı

Daniel Bravo. 33 yaşında. Meksikalı. Geminin en popüler adamıydı. Çünkü yaptığı yemekler şahaneydi. 18 farklı milletten insanı mutlu etmeyi başardı.

 

- Dünyanın her yerinde çalışabilecekken neden bir gemi...
- Burası herhangi bir gemi değil, Greenpeace gemisi!
- O kadar iyisin, kafe-mafe açabilirsin...
- Var zaten Mexico City’de minik bir kafem. Ama ben Greenpeace’in felsefesini seviyorum. Bu insanlarla birlikte inandığım şey uğruna savaşıyorum. Kolay kolay görülemeyecek yerleri görüyorum. Organik çiftçilerle iletişime geçiyorum. Enformasyon paylaşıyorum. Hem öğreniyorum hem öğretiyorum. Müthiş bir tatmin...
- Ne kadar zamandır Greenpeace için çalışıyorsun?
- Bu 8. senem. Neredeyse bütün kampanyalarda yer aldım. Gönüllü ve aktivist olarak.
- Nasıl katıldın?
- Ben kendimi bildim bileli çevreciyim. Milli parklar için çalışıyordum. Sonra Greenpeace kampanyalarını izlemeye başladım. Ve çok etkilendim.
- Greenpeace’den ne öğrendin?
- Bir sürü şey. Dünyanın gerçekleriyle yüzleşiyorsun. Kocaman kocaman şirketlerle nasıl mücadele edilebileceğini öğreniyorsun. Ve tabii şiddet uygulamadan aktivist olmayı başarıyorsun.
- Bu kampanyanın diğer kampanyalardan farkı?
- İklim değişikliği kampanyaları içinde bence önemlisi. Harekete geçmemiz gerekiyor. Özellikle de burasını, Kutup bölgesini kurtarmamız gerekiyor. Petrol şirketlerinin buraları delmelerine engel olmalıyız. Bizler de fosil yakıt kullanımını azaltmalıyız.
- İnsan bu kampanyalar esnasında dünyayı kurtarmaya çalışırken bir taraftan âşık oluyor mu?
- Ben Şili kampanyasında oldum. İyi de oluyor!

Haberin Devamı

Greenpeace gelecek için bir umut

Karen Joanna Davis. Gemide aşçı yamağı olarak çalışıyordu. Ama hepsinin bir elinde on marifet. Aynı zamanda zodiac kullanıyor, tayfalık yapıyor, hastabakıcı, tamirattan anlıyor, sonra da aşçıya yamaklık yapıyor.

 

- Kaç yaşındasın?
- 32.
- Nerelisin?
- Annem Maltalı, babam Avusturalyalı, ben İsveç’te yaşıyorum.
- Ne alaka?
- Avustralya’da doğdum. Ama kapağı hep Avrupa’ya atmak istedim. 17 yaşından beri seyahat ediyorum. Âşık oldum. Sevgilimin peşine takılıp İngiltere’ye gittim. Sonra İrlanda ve İskoçya’da yaşadım. 2007’de de tamamen İsveç’e yerleştim.
- İsveç’te ne yapıyorsun?
- Hastakabıcıyım. Engelli insanlara yardım ediyorum.
- Küçükken ne olmak istiyordun?
- Bütün derdim dünyayı keşfetmekti...
- Kendini hangi sıfalarla ifade edersin?
- Doğasever, hayvansever, çevreci, özgür, sosyal, bağımsız, sınırlardan hoşlanmayan...
- Grenpeace’e nasıl girdin?
- İki buçuk yıldır gönüllü ve aktivistim. Bütün hayalim bu gemide olmaktı. “Ne iş olsa yaparım” dedim başvurdum. Ama tabii benim gibi binlerce insan var. “Aşçı yamağı olarak çalışmak ister misiniz?” diye bana cevap geldi. Mutluluktan uçtum. “Kuzey Kutbu’nu kurtar kampanyası”nın bir parçası olmak benim için çok önemli.
- Greenpeace senin için ne ifade ediyor?
- Daha iyi bir gelecek için bir “umut.” Kimse politikacılara inanmıyor, ama insanlar Greenpeace’e inanıyor. Bir de ben şikâyet etmekten sıkıldım. Kendi kendime, “Dünyanın gidişatıyla ilgili şikâyet edeceğine Greenpeace’e katıl” dedi. Ve katıldım.
- Hayallerin?
- Yine bu gemimin ve kampanyanın parçası olmak. İmza toplamak. Biz insanlar bu gezegenden her şeyi alıyoruz. Mahvetmediğimiz tek bir nokta kalmadı. Kuzey ve Güney Kutup bölgeleri var. Onları da rahat bırakalım lütfen...
- Seni şaşırttı?
- Eriyen buzulun miktarı. Fotoğraflardaki eski halini görünce şok oldum.

Haberin Devamı

KÜRESEL ISINMADA TÜRKİYE’NİN ROLÜ

Türkiye, iklim değişikliğine neden olan ülkeler sıralamasında 194 ülke arasında ilk 20’de.
Biz enerjiyi “verimli” kullanamıyoruz. Enerji tüketimi, ekonomik büyümeden daha hızlı artıyor bizde. Tüm Avrupa ve Avrasya bölgesinde, yıllık enerji tüketimi ortalama yüzde 0.5 oranında düşerken, Türkiye’de her yıl yüzde 13 artıyor.
Kısacası, bir tane bardak üretmek için Türkiye hem örneğin Japonya’dan 4 kat daha fazla enerji harcıyor hem de bu enerjiyi üretmek için daha çok petrole, kömüre ve doğalgaza bağımlı hale geliyor.
Kömür, tüm fosil yakıtlar içinde en çok iklim değişikliğine neden olanı. Ve bugün Türkiye’de 50’den fazla kömür santral planı var. Bütün bu santrallar yapılırsa, 2023 yılında dünyada iklim felaketlerine neden olan ilk 10 ülke listesine girebiliriz! Çünkü sadece kömürdeki artış bile toplam gaz salımlarımızı yarı yarıya arttırabiliyor...

Yazarın Tüm Yazıları