Gittim Türkiye Menopoz ve Osteoropoz Derneği başkanıyla bir menopoz röportajı yaptım. Nasıl giriliyor, ne oluyor, nasıl üstesinden geliniyor ve nasıl çıkılıyor. Sordum, cevaplarını size de aktarıyorum. Ve bütün bu karambolde öğrendim ki, kadınlar arasında bir mutlu azınlık var. Yüzde 25’i bu olayı, çok ama çok hafif atlatabiliyor. Darısı hepimizin başına. Bu arada bana menopoz bedduası edenlere teşekkür etmek istiyorum çünkü onların sayesinde öğrendim ki menopoz dünyanın sonu değil. Çünkü menopoz sırasında yaşam kalitesini yükseltmek mümkün. Faydalı bir röportaj oldu yani.
En son soracağım soruyu baştan soruyorum, sonra "flashback" yaparız. Menopoz dünyanın sonu mudur?- Ne münasebet. Ne dünyanın, ne kadının ne de ailenin sonudur.
Bana, "Menopoza gir de senden kurtulalım!" diyorlar. Kadınlar menopoza girince ne oluyor ki, dillerine böyle vuruyor?- Neden böyle söylediklerini bilemeyeceğim. Çünkü aslında menopozla birlikte çok büyük şeyler de olmuyor. Ani terleme, sıcak basmalar, alınganlık, unutkanlık ve uykusuzluk gibi herkesin bildiği sıradan belirtiler görülebilir ki, bunlar dahi kadından kadına değişir...
Ne diyorsunuz? Bunun da mı piyangosu var?- Var tabii. Kadınların yüzde 75’i bu belirtilerle boğuşurken, yüzde 25’i çok daha hafif atlatıyor. Onlar sizin menopoza girmenizi isteyebilirler ama siz de onlara inat, çok hafif atlatabilirsiniz. Ancak bunu hafif atlatmak kadar, kaybetmeden atlatmak da önemli. Doktora gitmedikleri için ileri yaşlarda meydana gelecek kayıpları bilemeyenler var. Oysa mutlaka gidilmeli. İster hormon alın, ister almayın, 40 yaşın üzerindeyseniz lütfen mamografi çektirin, smear testinizi ve vajinal ultrasonografinizi yaptırın.
Herhangi sıradan bir kadın olarak merak ettiklerimi sıralıyorum: Kaç yaşında giriliyor? Ben, annemin girdiği yaşta mı gireceğim?- Annenizin girdiği yaşta girmeniz şart değil. Bizde 47-48 yaşında, dünyada 50-51 yaşında giriliyor. Ama bir kere daha söylüyorum, genellikle böyle. Yani T.C sınırları içinde yaşayan her kadın, 47 oldu mu menopoza girecek diye bir şey yok.
Peki, bunun türleri var mı?- Var: 1) Cerrahi Menopoz. Yumurtalıkların alınması sonucu yaşanıyor. 2) Spontan Menopoz. Kendiliğinden giriliyor. 3) Erken Menopoz. 20 ile 40 yaş arasında giriliyor. Ki gerçek risk altındakiler, bu hasta grubu oluyor. Esas sorunu onlar yaşıyorlar.
O zaman menopoz belirtileri arasında ne tür farklılıklar var? Bunun "pre"si "post"u var. Öncesi ve sonrası nasıl şekilleniyor?- Menopoz, 40-65 yaş arasında yaşanan son adet’e verilen isimdir. Meno, kanama; pause ise durmak anlamındadır, yani kanamanın durması. Bu nedenle bir "menopoz öncesi", bir de "menopoz sonrası" dönem vardır. Öncesinde yani pre’sinde, adet kanamalarında, denge bozuluyor. Hormonal değişimlere bağlı olarak ya daha sık ya da seyrek kanama oluyor. O esnada, osterojen hormonu vücutta hálá var. Ama post’unda ise hormon sıfıra yaklaşıyor. Bu sıfıra inmesi en önemli nokta...
O zaman ne oluyor? "Benim östrojenim bitti, ben de bittim!" mi oluyor? "Östrojen bitince, kadınlığım bitiyor" yanlış yargısı buradan mı kaynaklanıyor? Ya da kadınlığın, doğurganlıkla özdeş tutulmasından mı....- Bu düşünce eskidendi; Doğu felsefesine göre kaderine razı olmaktı. Kadınlığın, doğurganlığın bittiği vurgulanıp ailenin yaşlı büyüğü olarak kalma anlayışıydı. Oysa şimdi çoğunlukla doğurganlığın bittiği kabul edilirken, kadınlığın bitmediği kabul görülüyor.
Hiç doğurmamış kadınlarda ne oluyor menopoza girince? Daha mı fazla panik ya da daha mı az panik oluyorlar...
- Hiç doğurmamış kadında, çocuk sahibi olmamanın yanı sıra adetten kesilme psikolojik bir burukluk yaratıyor. Bunun etkisi olabilir.
Menopoza erken girmemek için yapılabilecek bir şeyler var mı? Kadınlar bu süreyi uzatabilir mi?- Tamamen genetik miras... Erken girmemek için yapılabilecek bir şey yoktur.
İyi beslenme ya da spor geciktirebilir mi?- Maalesef, menopoza girmenin yaşam tarzı, beslenme ve sporla ilişkisi yoktur.
Uzun zaman sevişmeyen kadınlar, menopoza daha erken girebilir diye bir şeyler duymuştum...- Hayır, cinsel yaşamla da bir ilişkisi bulunmuyor.
Menopozda her şey östrojenle mi alakalı?- Evet her şey Estrogen yani Estradiol hormonuyla ilişkilidir. "Menarch" adı verilen, ergenlik dönemdeki ilk adetle başlayan hormon yapımı, menopozda biter.
Menopoza girmek kötü bir şey gibi algılanıyor. Bunun böyle olmadığını nasıl anlatırsınız?- Yanlış algılandığı kesin. Psikolojik ve cinsel ilişki sırasındaki değişiklikler, kadınlara bu hissi verebilir. Oysa, alakası yok. Eksik olanı yerine koyun, her şey düzelir.
Ama demek ki, eksilen bir şeyler var. Nedir onlar? Menopozun bir kadına getirdiği olumsuzluklar neler?- Menopoz dediğimiz 5 yıl kadar sürer, sürebilir. Kadınların yüzde 20’sinde ise bu süre 10 yıla kadar uzayabilir. İnsülin direnci artar, kilo almaya yatkınlık fazlalaşır. Yanlış bilinir ve ifade edilir, insanı şişmanlatanın hormon olduğu zannedilir. Oysa doğru değil; herhangi bir ilaç ya da hormon almasanız dahi, bu insülin direncinin artması yüzünden kilo alır. Armut tipi yağlanmadan, elma tipi yağlanmaya geçiş yaşanır.
O nasıl oluyor?- Kadınlarda görülen genel yağlanma armut tipidir, üst ince, alt kısım kalın olur, özellikler kalça ve basenler. Elma tipi olansa, genellikle erkek tipi yağlanmasıdır. Göbekte birikir. Menopoz söz konusu olduğunda, kadında da erkek tipi yağlanma başlar, karında "menopoz çemberi" oluşur, cilt incelir, lekelenmeler başlar. Aynı olay vajinada da olduğundan, cinsel işlev bozukluğu oluşabilir. Ama kadınlar bunu doktorlarıyla bile konuşmaktan sakınıyorlar. Konuşabilenler sadece yüzde 10. Oysa, çekinecek bir şey yok.
Cinsel olmayan sonuçları nedir?- Östrojen eksiliğine bağlı olarak, kalpte ve damarlarda değişiklikler görülmeye başlanır. Erkeklerin belası olan kalp krizi, bu dönemde kadınlara da tebelleş olur. 55 yaş sonrası kalp krizi ve ölümler kadınlarda ilk sırayı alır. Bir olumsuzluk daha: Aynı yaşlarda kemiklerde kırılmalar başlar. El bileği, omurga ve kalça kırıkları en sık rastlanan sonuçlardır.
E şimdi anladım neden "Bir an evvel menopoza girsin de, kurtulalım!" dediklerini. Bayağı olumsuz bir şey gibi anlattınız...- Hayır, hayır, yanlış anlaşılmasın, öyle değil! Amerika’da kadınların ortalama yaşam süresi, 95 hatta 100. Otuzbeş yıl boyunca östrojenle birlikte yaşayan kadın, bir o kadar da, hatta daha fazla östrojensiz yaşıyor. Gayet de iyi yaşıyor. Bana göre iyi yaşamanın en önemli şartı, kadının menopoz sonrası kaybolan östrojenini yerine koymaktır. Tabii ki sağlıklı beslenme, egzersiz ve düzenli doktor kontrolü de önemli.
Ben biraz bencil olduğum için şurada takılı kaldım, ne oluyor da bazısı 40 yaşında, bazısı 55’inde menopoza giriyor?- Genetik miras, geçirilen yumurtalık hastalıkları, ışın tedavisi, kemoterapi ve operasyonlar bunu etkiliyor. Ama çok erken girmek ne kadar sakıncalıysa, çok geç girmek de o kadar riskli. Hem meme hem rahim kanseri açısından.
Bu işin çocuk doğurmuş olmak ya da olmamakla alakası var mıdır?- Hayır, doğurganlıkla bir ilgisi yok.
Menopozda yaşam kalitemizi yükseltmek için ne yapmamız lazım?- Öncelikle hamur ve şekere veda edeceksiniz. "Ah ahhh yaşlandım" demeyeceksiniz, bir kenara çekilip sızlanmayacaksınız. Hareketsiz yaşamdan kaçacaksınız. Spor yapacak, yürüyüş yapacak, jimnastik yapacaksınız. Kendinize bir hobi edineceksiniz. Yeşil yapraklı sebzeleri yiyeceksiniz. Hormon dengenize de dikkat ederseniz, cilt ve vajina değişikliklerine, damar ve kemikte oluşan bozukluklara karşı da korunmuş olursunuz.
Hormon kullanmayan ve gayet iyi durumda arkadaşlarım var. Hormonsuz daha rahat ediyorlar. Peki buna ne diyeceksiniz? - Hormonsuz şu an için iyi olmak, önemli değil. Bunun ilerisi var. Dahası, "İyi hissediyorum" demek, vücudun da iyi olduğu anlamına gelmiyor. 10-15 yıl içinde neler kaybedeceğinizi, vücutta ne gibi değişiklikler olacağını düşünerek gerekli tedavi ve önlemleri almaya çalışmalılar. Ben hormon takviyesini destekleyen hekimlerdenim.
Hormon ilaçlarının cinsel istediği artırdığını söyleyen arkadaşlarım da var. Bu doğru olabilir mi? - Olabilir ama kişiden kişiye değişir. Herkeste bu tür sonuçları olacak diye bir şey yok. İleride yaşanabilecek ağrılı, sorunlu bir cinsel hayata dur diyen bu hormon takviyesi. Üstelik, vajinanın yapısını koruyor. Tekrar ediyorum, ben gerekli görüyorum.
"Menopozumu seviyorum" diyen kadınlar var mıdır?- Siz hastalığa nasıl yaklaşırsanız, hastalık da size ona göre tepki verir. Menopoz doğal bir olay. Yaşamın bir parçası. Önemli bir dönüm noktası olduğu muhakkak ama "Menopozumu seviyorum" diyen pek çok kadın var. Yani bu dönemi güzel hale getirmek, kadınların kendi elinde. Bu, öncelikle de kadının kendisiyle yüzleşmesi ile mümkün. Tabii bu konuda çocukların, eşin ve çevrenin yardımı, desteği de gerekiyor. Bu nedenle menopoz sadece kadının değil, aynı zamanda ailenin de hastalığıdır.
Menopozda, cinsel hayat sekteye uğrar gibi bir anlayış var. Nedir bu meselenin aslı? Sağlıklı bir cinsellik, menopozda şartlara mı bağlıdır?- Cinsel yaşamın, organik, psikolojik ve hormonal yönü var. Menopoz sonrasında, bunların üçü de menfi olarak etkilendiğinden ve vücutta oluşan değişiklikler de olumsuz yönde olduğundan, 50-59 yaş arasında cinsel işlev bozukluğu olarak karşımıza çıkıyor. Daralmış vajina, dolayısıyla ağrılı cinsel ilişki, kadını seksten en çok soğutan olaydır.
Çaresi yok mu? Vajinayı sulandıran kremlerden söz ediliyor...- Var tabii. Bugün elimizde vajina yapısını koruyacak lokal tedavi imkanları var. Bunlardan faydalanmak gerekiyor. Çünkü menopoz sonrası zamanlar, kadınların gebelik korkusu olmadan en rahat cinsel ilişki yaşabilecekleri zamanlardır. Aslında keyifli zamanlar yani.
Menopozda depresyon kaçınılmaz mı? Benim çevremdeki pek çok kadın hafif atlattı, atlatıyor. Bu nasıl oluyor?- Kişiye göre değişir. Daha önce de söyledim. Kadınların yüzde 25’i bunu hiç hissetmeyebilir...
HORMON TEDAVİSİ KANSERE YOL AÇIYOR MU?İşte en önemli mesele. Aslı astarı olmayan fısıltı gazetesi, bu boş inanç ve korkuyu körüklüyor. 2002 yılında Amerika’da yapılan bir araştırma, ortalığı toz duman etti, çünkü yanlış yorumlandı. Aslında o araştırmadan çıkan sonuçlar, iddia edildiği kadar vahim değildi. Abartıldı. Nitekim, daha sonra gerçek menopoz yaşı olan 50-59 yaş arası grubun sonuçları yayınlandı. Bu yıl yayınlanan bu sonuçlar bize, eski bildiklerimizden farklı bir düşünce olmadığını gösterdi. Ama nedense onlar da medyada fazla çıkmadı. Hormon tedavisinin gerektiğinden fazla kanser vakasına yol açtığı doğru değil. Üstelik bilimsel de değil.
T A N I K L I KBir kadın anlatıyor
AKLIMIZLA MENOPOZUN ÜSTESİNDEN GELEBİLİRİZHer yıl yapılan olağan "check-up" sırasında hormon dengelerimin değiştiğini ve yumurtalıklarımın küçüldüğünü tespit ettik. Bu olgunun genetik olduğunu da bildiğim için menopoza girmeyi bekliyordum. Nitekim girdim. Gerçi ben öyle herkesin anlattığı gibi kötü yan etkiler yaşamadım. Tabii ki bir şeylerin değiştiğini hissediyordum, ancak yaşamımı değiştirecek kadar etkili değildi.
Ne hissediyordum? Öncelikle, sıcaklık basması. Etrafımdaki insanlardan ve olaylardan hoşlanmadığımda, zaman zaman ter basıyordu. Ne var ki, uykularım normaldi. Seks iştahım da. Hatta ara ara, eskisinden daha fazla oluyordu. Hiç sinir küpü de değildim. Hayatımda yeni bir döneme başladığımı hissettim. Hoşlanmadığım her şeyden kolay uzaklaşır oldum. Öncelikle kendimi hoşnut eden olaylar ve insanlarla beraber olmak istiyordum. Bu dönemde mesleğimi bile değiştirdim. Sanki özgüvenim daha arttı gibi. Beni eğlendiren olay ve insanlara yaklaşıyordum. Olumsuzluklardan doğal olarak kaçıyordum. Hatta eşime menopoza girdiğimi bile söylemedim. Hálá bilmiyor! Yine de olabilecek olumsuzluklara karşı fiziksel ve ruhsal önlem almak amacıyla hormon tedavisine başladım. Zira, çok gençtim, 42 yaşındaydım. Ayrıca çok genç görünümlü ve enerjik bir kadındım. Seks hayatı mutlu ve fantezili, her şeyi yolunda giden bir de aile kurmuştum.
Menopoz hakkında hep olumsuz şeyler duymuştum, bir anda bütün bunları kaybetmekten korktum. 50 yaş civarında sinirli kadınlar vardır, onlar gibi olmak da istemiyordum. 2.5 yıl hormon ilaçlarını kullandım. İlaçlar beni biraz şişirdi, 3 kilo aldım. Ve bulantı yaşadım. Daha da önemlisi cinsel istediğimde epece bir artış oldu. Beni rahatsız edecek kadar. Doktorumla karşılıklı konuşup, hormonları kestik. 7 aydır ilaç-milaç kullanmıyorum.
Beynime gereksiz fazla sinyaller verdiğimi hissettim. Karşımdaki her erkeğe, seks objesi gibi bakmak istemiyordum. İlaçtan sonra 3 kilomu geri verdim. Doğal ilaçlar ve vitaminler almaya başladım. Şimdi sevişmeden önce lokal hormon jellerini kullanıyorum. Son derece memnunum. Libidom ve seks hayatım yerinde. Bedenime gelince, karnımda "menopoz çemberim" falan yok. Düzenli spor yapıyorum. Yaşla yavaşlayan metobolizmam yüzünden diyet yapıyorum ve sağlıklı besleniyorum. Depresif olay ve insanlardan uzak kalmaya çalışıyorum. Sadece doğurganlığımı yitirdim, artık çocuk yapamam ama kadınlığım duruyor, kaybetmedim. Hormonlarımızı salgılayan beyinse, biz de akıllı canlılarsak menopozun da üstesinden aklımızla gelebiliriz diye düşünüyorum.