Kadınları onore ederek reddediyorum

O, kendini Güllüoğlu baklavalarının varisi olarak konumlandırıyor.

Haberin Devamı

Galatarasay Lisesi ve Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık mezunu.

38 yaşında.
11 yaşında bulaşıkçılıkla başlamış baba mesleğine ve hep onu devam ettirmeyi planlamış.
Yılların Güllüoğlu markasının sembol yüzü olmaya feci halde niyetli.
Sosyal medyada bir fenomen. Bir pop star kadar da yakışıklı!
Bugün röportaja devam ediyoruz...

 

Kadınları onore ederek reddediyorum

 

SÜREKLİ ŞÜKREDİYORUM

 


Instagram’da sık sık kullandığınız sözcükler...
-“Elhamdülillah” derim, “Teveccühünüz” derim. “Şükretmek” fiilini çok sık kullanırım. Benim kendi hayat algımda da, sahip olduğum her şey bana bir hediye. Benden çok daha yetenekli, çok daha yakışıklı adamlar var. Başka firmalarda belki pasta yapıyorlar. Ama patron çocuğu olmadıkları için benim gibi bir eğitim almamışlar, benim kadar çok dil bilmiyorlar. Allah’ın bahşettiği bu hayat için hep şükrediyorum.

 

Haberin Devamı


ÇOK ŞUBELEŞME AMA TEK ŞUBEYLE DE KALMA!

 


‘Sadece baklava’ diye bir şey mümkün mü?
-Bence değil. Simitçi diye girdiğiniz bir yerde artık bir milyon tane ürün buluyorsunuz. Eskiden bizim bir suböreğimiz vardı, bir de baklava. Yanında çay veriyorduk. Dedem, yıllarca kola satılmasına bile karşı çıktı. Limonata, ayran, su. Ama artık dünya değişti...
Karaköy’deki Güllüoğlu’nu bilmeyen yok. Kuru baklavası hâlâ bir efsane...
-Evet öyle.
Ama onlar şubeleşmeden efsane oldular. Kıskanıyor musunuz?
-Yok canım. Ne kıskanması! Karaköy’ü kim kurdu? 76’da babam Nejat Güllü kurdu ve 85’de ayrıldı. Şu anda amcam Nadir Güllü çok güzel işletiyor. Netice de, işleten de bizim aileden biri, amcam...
Bazen şubeleşmemek iyi mi?
-Ben fazla şubeleşmemek gerektiğini düşünüyorum. Ama günümüz dünyasında tek bir taneyle kalma şansınız da yok. O zaman tezgâhın önüne sandalyenizi koyarsınız, “Ahmet abi nasılsın? Mehmet abi hoş geldin!” böyle karşılıklı güzel bir esnaf ilişkisi olur ama bizim ideallerimiz var. Memlekete karşı da borcumuz. Ben ekmeğini yiyorum bu toprakların, işçi de çalıştırmam lazım.
Sizin ailede sorun neden çıkmıştı? Dedenizin, işi Nadir amcanıza bırakması yüzünden mi?
-Dedem çok konservatif bir adamdı. Çok paranın insanı bozacağını düşünen, “Biz burada çalışıyoruz, yetiyor, ne yapacaksınız daha fazla parayı?” diyen mütedeyyin biri. Babam Nejat Güllü de Özal zamanının girişimci bir ruhu...
Babanız işi geliştirmek istiyor...
-Evet. Özal gelmiş, “Yurtdışına açılın” demiş, babam fuarları gezmeye başlamış, potansiyeli görmüş. Babasına, “Şubeleşelim” demiş. Dedem kabul etmemiş, sonunda da babama, “Oğlum, o zaman sen al şu parayı, git kendine şube mi açıyorsun ne yapıyorsun, ne istersen yap!” demiş. Babam, ayrılmış. Dedem, Nadir ve Faruk amcam kalmış. Faruk amcam da 1990’da çıkmış. O, herkese franchise vermiş. Bizim tasvip ettiğimiz bir konsept değil. Biz, olayın biraz orta şerbetlisi gibi kalıyoruz. O yüzden güzel bir noktadayız. Franchise olarak vermiyoruz ama kendimiz şubeleşiyoruz. Kağıthane’de kurduğumuz Güllüoğlu, yurtiçinde 23, yurtdışında 9 şubede faaliyet gösteriyor.

 

Haberin Devamı


TAKMA İSMİ LORD

 


Size niye ‘Lord’ diye hitap ediyorlar?
-Takipçilerime gecenin bir vakti, ağızlarının suyunun akacağı tarifler verdiğim için, “Bize kötülük yapıyorsun, şişmanlatıyorsun! Sen kötülüklerin lordusun!” dediler, öyle bir jargon gelişti...

 


YA ASILAN KADINLAR?

 


Size asılan takipçi kadınlar olmuyor mu?
-Bazen özelden yazıp, cep telefonunu verip, “Buluşalım” diyenler oluyor. Onore ederek, reddediyorum!
O nasıl bir şey?
-“Gösterdiğiniz ilgi ve alaka için teşekkür ederim” diyorum, bir gülücük koyup gönderiyorum. O kadar. Asla bloklamıyorum. Onore ederek, ilgisini, alakasını kutsuyorum. Bu çok önemli, çünkü terslediğin zaman kaybediyorsun ama terslemezsen, sonsuza kadar kazanıyorsun.

 

Haberin Devamı


İnsanlar kendilerinden olanı benimsiyorlar

 


Kadın psikolojisindeki sembolizasyon çok güçlü. Biz erkeklerde o yok. Biz hayal dünyamızı sizin kadar süsleyemiyoruz. O yüzden romantik dizi baygınlık getirecek kadar sıkıntı verir bize. Ama kadınlar, romantik dizideki o kadınla kendilerini özdeşleştiriyorlar. Dikkat edin, son zamanlardaki kadın figürleri öyle ahım şahım figürler değil. Herkesin az biraz makyajla kendini benzetebileceği kadınlar, star artık. Bugün Adriana Lima ayarı hatun Türkiye’de dizi starı olmuyor. Hep daha sıradan tipler. Bence sosyolojik sebepleri var. İnsanlar artık daha kendilerinden insanları benimsiyor, ben de öyle olmaya çalışıyorum. 

Yazarın Tüm Yazıları