LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Bırak onu Alya.
Bırak dedim sana.
Gidiyoruz buradan.
Terk ediyoruz burayı.
Hadi, hadi...
Bağırmanın çağırmanın sana bir faydası olmaz.
Yere atma kendini.
Hayır almayacağız.
Alya alamayız ne kadar rüküşse, o kadar pahalı.
Biz sana düz, beyaz, pamuklu, sade, faydalı, sağlıklı body’ler almaya geldik.
O elindekini alamazsın, istiyorsan body’leri alalım gidelim.
Tamam o zaman sen kal burada, biz gidiyoruz...
***
İnanılmaz bir şey!
15 aylık bir kız çocuğu. Ama dişi.
Demek ki, benim dahil olduğum türün yaşı yok.
Topu kadın bunların.
Kadın da...
Benim çocuğum mu bu?
Biz de iyi kötü kadınız.
Ama ben sevmem öyle renkli, volanlı, fırfırlı, puanlı, cafcaflı etekler.
Bu seviyormuş meğer.
İçinde varmış demek ki.
Bense...
Benim çocuğum ya...
Nasıl olsa sevmez diye hiç öyle şeyler giydirmiyordum.
Sade, yalın kargo pantolonlar, şortlar takılıyordum.
Ama gel gör ki, kızın rüyalarını başka türlü giysiler süslermiş.
Sokağa çıktığımız, alışveriş merkezine daldığımız anda dükkanlardan kopart kopartabilirsen...
Renkli, tüllü, albenili her şeye sarılıyor, bırakmıyor.
***
Bırak mısın, o fırfırlı pembe eteği!
İnsan gözünü alamıyor.Volonlı molanlı...
Yani düğüne giyilecek türden.
Daha konuşamıyor, ama toka ve saç bantlarına yapışıyor.
Kolyelere saldırıyor.
Çantası olsun istiyor.
Her şeyi koluna çanta gibi takıp, öyle dolaşıyor. Nereden çıkartıyor bunları bilmiyorum, kimsede böyle şey görmedi.
Yakında bu benim topuklu ayakkabılarımı da giyer.
Ama şikayet ettiğime bakmayın, seyretmeye doyamıyorum.
Çok şeker duruyor.
***
Her dadı farklı bir ekolden.
Üçüncü dadımız Yıldız, çok özgürlükçü.
Yaşı yetse 68 kuşağı filan olurdu.
Baş parmağına yüzükler takıyor, boynuna da deri kolyeler.
Bizim Alya da bu yeni arkadaşından gözünü alamıyor.
O da boynuna siyah saç bandı takıyor, aklınca Yıldız’ın tasma şeklindeki deri kolyesini taklit ediyor.
Bir gün aşağı bir indiler, evlere şenlik bir görüntü.
"Bu ne?" dedim.
Nasıl bir uyumsuzluk anlatamam.
Mesela çim yeşili çiçekli bir etek, üzerine turunucu bir body ve pembe ayakkabılar.
Yıldız benim şaşkınlığımın farkında.
"Valla billa ben bir şey yapmadım, ben önüne çıkardım, Alya seçti" dedi.
Alya da seçiminden mennun, nasıl gururlu.
Ama yani başın döner, o kadar fazla renk var kızın üzerinde.
Çarkıfelek gibi
***
Yıldız, Alya’nın diğer arkadaşlarından farklı olarak genç.
Gülşen Hanım, 40’larındaydı, Mine 30’larında, Yılzdı ise 20’lerinde.
Daha 24 yasında.
Üniversiteyi çalışarak okumuş.
Palyaçoluk ve animatörlük yapmış.
Afferin dedim, bunları duyunca, ileride de zihinsel özürlü çocularla ilgili çalışma yapmak istiyor.
Fakat biraz enerjisi fazla bir arkadaş.
Tam Alya’ya uygun.
İkisi sürekli evin içinde koşturuyor.
Ya da "Bu ev çok sessiz" deyip, ben içeride yazı yazarken ve kaset çözerken, bilgisayardan indirdiği ne kadar müzik varsa çaliyor.
İyi oluyor, çünkü Alya müzik türlerini tanıyor.
Bir gün tvistle tanışıyor, bir gün rock’n roll’a.
Ve Yıldız dans ediyor, Alya da onu taklit ediyor.
E komik bir görüntü.
Sonra da çantasından flütünü çıkarıyor, Alya’ya flüt çalıyor.
Son maceramız, kukla.
Evdeki kuklaları oynatabilmek için, sahne peşindeyiz.
Bir yerden bulabilersek ne álá, bulamazsak kendimiz yapacakmışız.
Hazır olduğumuzda...
İnşallah, gösterimizi de size anlatırım.
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Yazarın Tüm Yazıları