Havada kan kokusu var

Bir dakikalığına kopun hayattan.

Haberin Devamı

Ben şimdi sizi başka bir yere götüreceğim... Tamam mısınız, hazır mısınız? Koptunuz mu? Lütfen şu fotoğraflara bir bakın... Şu kostümlere, insanın kanını donduran şu atmosfere...
Resmen kan kokusu var havada! Ben baktım... Ve çatladım... Ortadan ikiye... Kıskançlıktan!

HAVADA KAN KOKUSU VAR - GALERİ

Orada olmak istiyordum, o partide…
Birtakım ciddi ve sıkıcı davetlere katılıp siyah elbiseler giyip süzüm süzüm süzülmektense, manyak gibi görüneceğim korku gecesi partisine gitmek istiyordum.
Ama kader utansın!
İşim vardı, röportaj vardı, sevgilim iş seyahatinde Rusya’da bir yerlerdeydi, Alya yalnız kalacaktı, onu kapıp gitmeyi düşündüm, sonra, “Ya bu tipler, rüyalarına girerse? Ya çocuk ömür boyu kendine gelemezse?” dedim ve vazgeçtim.
Bazen yapıyorum, sorumlu bir anne gibi davranıyorum. Gitmedim. İyi halt ettim! Sonra şu fotoğraflara bakınca ölmek istedim.

Haberin Devamı

GAZOZUNA, GIRGIRINA DÜZENLEMİŞ PARTİ

Arkadaşlar oldukça eğlenmiş gördüğünüz gibi. Kim bu arkadaşlar? Kendilerine, ‘Doğum Günü Mafyası’ diyorlar. Diyorlar ama hepsinin aslında ciddi bir işi ve profesyonel bir iş hayatı var. Aklı başında, normal insanlar yani. Ya da biz öyle zannediyoruz!
Kimi mimar, kimi dansçı, kimi yoga eğitmeni, kimi avukat, kimi organizatör, kimi dekoratör, kimi yazar, kimi illüstratör, kimi sanat yönetmeni, kimi turizmci, kimi müzisyen. Ortak noktaları yakın arkadaş olmaları ve birlikte çok eğleniyor olmaları. Bir de tabii, bu arkadaşların mizah anlayışları birbirine yakın. Olmasa, Allah korusun, bu parti kel alaka kalabilir ve hatta iğrenç gelebilir.
Elebaşı da Hande Özcan.
İtiraf ediyorum ki, son zamanlarda tanıdığım en kafası farklı çalışan kadın. Sürekli beni şaşırtmayı beceriyor. Bu partinin fotoğraflarını görünce de şaşırdım mesela. “Ulan amma uğraşmışsınız!” dedim.
Oysa, gazozuna, gırgırına düzenlenmiş bir parti. Kendileri için. Hani yıl bitiyor, yeni bir yıl başlıyor ya. 40 arkadaş eğlenmek için. Cepten para harcayarak. Bilet satışı yok, ticari bir kaygı yok. Birileri duysun, birileri yazsın yok. Gazeteci çağırmaca yok. Ben de gazeteci kontenjanından davetli değildim. Zaten gidemedim, pek de umurlarında olduğunu zannetmiyorum. Fotoğrafları alabilmek için de boyunlarına çökmem icap etti. O kadar dertleri değil…

Haberin Devamı

KÖTÜ NİYET AĞACI ÇAPUT BAĞLA

Partiye katılabilmenin şartı, kendi kıyafetini oluşturacaksın, ürkütücü olacaksın ve tabii yaratıcı…
En çirkin ve en ürkütücü halinle gel kolaysa. Sizi bilmem ama ben bu durumu çok eğlenceli buluyorum. Sınırları zorlayıcı bir durum.
Güzel olmak daha kolay, bu kadar çirkin ve korkunç olabilmek mesele. “Ben gitsem ne giyerdim?” diye uzun uzun düşündüm mesela. Gerçi bu tiplerle yarışmak zor ama…
Fotoğraflardan da anlayacağınız üzere, masada oturanlar arasında iskelet ve kargalar da var. Ha bir de ‘kötü niyet ağacı’...
Herkes, içindeki kötü niyetleri çaputlarla bu ağaca bağlıyor. Kendimi “Ben hangi kötü niyetlerimi bağlardım?” diye düşünürken buldum.
Karşılamada, İngilizce Wellcome-Hoşgeldiniz’e gönderme yapılarak Welkan yazıyor. Davetlilerin isimleri tozlu bir defterden kontrol ediliyor. Kimler yok ki? Çöp kraliçesi, yılanlı kadın Medusa, köpeklerden nefret eden 101 Dalmaçyalı filmindeki Cruella de Vil, Halka filmindeki kız, Alice ve Mad Hatter, Adam’s Family, Azrail, şeytanın avukatı, ölen bayan, hortlak çocuk, sırtından bıçaklanan şef. Ve daha bir sürü böyle ürkütücü tip…
Bir de jüri var tabii. ‘En iyi kostüm’ ödülleri dağıtıyor. Birinciliği Mad Hatter kostümüyle Mehmet, ikinciliği Cruella de Vil kostümüyle Huban, üçüncülüğü ise hortlak çocuk kostümüyle Su alıyor. Üçüne de bayıldım. Alya’nın favorisi Cruella de Vill oldu, gözlerini alamadı, “Ne kadar güzel ayakkabıları!” dedi. Bense ‘hortlak çocuk’ kostümüne öldüm, galiba en çok küçük çocukların içine ruh girmesinden filan korkuyorum ben.

Haberin Devamı

AFİYET OLSUN ZEHİR ZIKKIM OLSUN

Gecede, ‘ceset dansöz’ sahne alıyor. O da profesyonel dansçı bu arada. Vücudunda yara izleri ve kan var.
Kopuk bir erkek bacağı olan pasta, kim bilir hangi hain erkeğin bacağı? Bol kremalı ve akışkan frambuaz soslu pastaya millet bayılıyor…
Asıl mönü manyak.
Avokado salatası (kesilmiş avukat safrası), patlıcanlı pilav (ısırgan otlu zombi kusmuğu), permesan eşliğinde kuşkonmaz (127 gün dipsiz kuyuda bekletilmiş çürümüş parmak ve ayak kokulu peynir eritmesi), ızgara levrek, limon ve maydonoz sosla (sümük sos yatağında ölü balık), hindi (otopsi yapılmış hindi), balkabağı çorbası (100 yıl dinlendirilmiş özel kav Kont Drakula balgamı)
Mönünün sloganıysa evlere şenlik: “Afiyet olsun, zehir zıkkım olsun!”
Ben bu tür bir metin görünce kopuyorum. Çok eğleniyorum, bu iğrenç yaratıcılığa şapka çıkarıyorum. Ama bu satırları yazarken biraz da korkuyorum, siz benim gibi bu tür bir kara mizah sevmeyebilirsiniz.
Ve “Ayşe ne iğrençsin!” diyebilirsiniz.
Deyin, galiba öyleyim.
Ben kızımla da sümük hikâyeleri yazıyorum, çok gülüyoruz. Her şey, “Sümüğünü nereye yapıştırıyorsun?”la başlamıştı. O zaman küçüktü ama verdiği cevaptan onun da bu tür mizahtan hoşlandığını anladım, o zamanlar Dubai’de yaşıyorduk ve üst kata bir merdivenle çıkıyorduk. “Merdivenin trabzanının altına” dedi.
Ve kahkahayı patlattık.
Biliyorum, bütün steril insanlar benden nefret edecek. Ama çocuklarımız öyle ya da böyle sümüklerini bir yere sürüyorlar, tabii önce küçük küçük toplar haline getiriyorlar…

Haberin Devamı

MY MEZAR 2057 PROJESİ

Ben bir de partinin afişini sevdim, kanlı orkidlerle Well-KAN yazmışlar. Gayet estetik bir biçimde.
Gecede tabii ki Michael Jackson patentli Thriller dansı yapılıyor.
Ve çığlık ve cadı kahkası atma yarışması.
Yakışır!
Gecenin sonunda herkese, bir kutu ev yapımı helva hediye ediyorlar. Anladınız, “Helvanızı kavurduk” manasına geliyor.
Bir de şuna çok güldüm, kostüm yarışmasında birinci olanlara, plaket dışında ‘Ağaoğlu my mezar 2057 projesi’ kapsamında mezar sertifikaları veriliyor.
Bundan iyisi can sağlığı!
Ben artık daha fazla iğrençleşmeden sizi partinin fotolarıyla baş başa bırakıyorum…

Yazarın Tüm Yazıları