Paylaş
Üniversite sonrası elektronik devre üretimiyle başlayıp, bilgisayar programı yazarken, tekstil sektörüne giriyor ve giriş o giriş. Şimdi danışmanlık, üretim ve moda tasarımı yapıyor. Aynı anda “Zihni Sinir projeleri”ne imza atıyor. Son numarası ise hamileleri gündelik radyasyondan koruyan gümüş külot. Buyurun buradan okuyun....
* Siz tam olarak ne yapıyorsunuz?
Ben bir tasarımcıyım ve elektromanyetik dalgalarının, anne karnındaki bebeğe ulaşmasını engelleyen iç çamaşırı üretiyorum.
* Anlamış gibi durduğuma bakmayın, anlamadım...
Hamilelere gümüş külot üretiyorum!
* Ha şimdi anladım da... Ne alaka?
Tasarımcıyım ama aynı zamanda Teknik Üniversite mezunu bir mühendisim. Ve “Zihni Sinir projeleri” gibi projeler üretmeye bayılıyorum! Karım hamileydi, şimdi üç aylık bir oğlumuz var, adı Deniz, işte o esnada kalkıştım bu işe. Bir süredir cep telefonunun olumsuz etkilerine kafayı takmıştım, pek çok bilimsel makale okudum bu konuda. Biliyorsunuz elektromanyetik dalga yayan cihazlar var, daha doğrusu çevremiz onlarla kuşatılmış durumda, cep telefonları, bilgisayarlar, baz istasyonları, yüksek gerilim hatları, kablosuz ağ bağlantıları... Bana manyak diyebilirsiniz ama ben oğlum Deniz’i, eşimin karnındayken onların yan etkilerinden korumak istedim. Ve böyle bir tasarım gerçekleştirdim. Eşim, hamileliği boyunca giydi bu iç çamaşırları...
* Peki nasıl koruyor?
Anne karnına gelen elektromanyetik dalgaları geri yansıtarak bebeğe ulaşmasını engelliyor. Çünkü kumaşı, yüzde 99 gümüş metallerinden oluşuyor. Nanoteknoloji ürünü bir kumaş, internette gezerken tamamen tesadüfen keşfettim. Dünyada bir tek noktada üretiliyor. Hemen onlarla temasa geçtim, kumaştan edindim ve tasarımı hayata geçirdim. Sonra tabii üniversitelerde test ettirdim, patenti aldım.
* Bu, bir icat mı?
Yok aslında icat olan, buluş olan kumaş. Ben o kumaşla faydalı bir ürün yaptım.
* Sizin aklınıza hep böyle faydalı şeyler gelir mi?
Evet ya! Beni böyle şeyler yaratmak çok heyecanlandırıyor. Tamam ebeveyn olarak çocuklarımızı bir sürü şeyden koruyamıyoruz, ama düşünsenize 89 liraya en azından onları doğmadan elektromanyetik dalgaların zararına karşı koruyabileceğiz. Bu da bir şeydir. Üstelik gebeler, tek bir iç çamaşırıyla bütün bir hamileliklerini geçirebilirler.
* Nasıl yani? Hiç yıkamayacaklar mı?
Şöyle, eşim altına ince başka bir iç çamaşırı giyiyordu. Yıkamak istiyorsanız da, elde ılık suyla...
* Karın bölgesi büyüdükçe ne oluyor?
İç çamaşırı esniyor, tasarımını öyle yaptım ama çok çok kilo almalarda bir büyük beden gerekebilir.
* Peki ya siz palavracıysanız ya da çok iyi bir pazarlamacı... Ya bütün bu anlattıklarınız doğru değilse... Ben de saf saf sizi dinliyorsam...
Cep telefonunuz açık değil mi? Verin onu bana. Görüyorsunuz değil mi, telefonunuzu bu iç çamaşırın içine sarıyorum. Şimdi benim telefonumdan, kendi numaranızı arayın bakalım ne olacak...
(Dediğini yapıyorum... Ve ulaşılamıyor diyor... Kapalı çıkıyor...)
* Nasıl olur, telefonum açık?
E çünkü sinyaller telefona giremiyor. Zaten insan uyduruk bir işe kalkışır mı, rezil olmak var bunun sonunda. Üniversite bazında testleri yapıldı, elektromanyetik radyasyonu geçirmediği tespit edildi.
ESKİ ATOM ENERJİSİ KURUMU BAŞKANINA YUMURTA ATTIM
* Siz üniversitedeyken de meraklı mıydınız bu tür şeylere?
Evet, Çernobil zamanında eski Atom Enerjisi Kurumu Başkanı, İTÜ’ye konferansa geldi, Çernobil’in “Hiçbir radyasyon etkisi yoktur” dedi. Hemen akabinde konuşan bir Alman bilim adamı ise onun söylediklerinin tam tersini anlattı, yaptıkları testlerin sonucunda o çayların radyasyon taşıdığını tespit ettiklerini söylediler. Biz de tabii o Atom Enerjisi Kurumu Başkanı’na yumurta attık. Böyle rezillik olur mu, bizi kandırmaya çalıştılar o dönem. Karadeniz’de hızla artan kanser vakalarının bir sebebi de Çernobil.
* Peki radyasyonun anne karnındaki bebeğe etkileri hakkında neler söyleyeceksiniz?
Çok ciddi zararlar veriyor. Radyasyon, canlılarda, DNA hasarına ve yıkıcı serbest radikallerin oluşumuna yol açarak, kötü etkiler oluşturur. Embriyo veya fetüs üzerindeki etkileri ise düşük gebelik, erken doğum, yetersiz kemik gelişimi vesaire vesaire...
* Peki gündelik radyasyon tehlikesi hangi boyutta?
İnanılmaz. İnsanlar, yıllar önce sigaranın zararlarını bilmedikleri için bilinçsiz bir biçimde içiyorlardı. Bugün sigara paketlerinde “Kanser yapar, öldürür” filan yazıyor. Cep telefonları, baz istasyonları türü şeyler, hayatımıza son 10 yılda girdi. Ne gibi yan etkileri olacağını şu anda bilmiyoruz. Ama bunların elektromanyetik radyasyon yaydığını biliyoruz ve önlem almalıyız.
* Başka şeyler üzerine de çalışıyor musunuz?
Evet. Antibakteriyel bikini, iç çamaşırı ve emzirme sutyeni gibi ürünler üzerinde de çalışıyorum...
* Şahaneymiş. Kolay gelsin...
HAMİŞ: Bu “gümüş külotlar” konusunda bana mail atmanız, telefon etmeniz size bir fayda sağlamaz. Beni aradan çıkartın, bir zahmet daha fazla bilgi için Murat Özkanlı’ya mail atın: murat_ozkanli@ttmail.com
Paylaş