Gülmek mi, uyumak mı?

Ayşe ARMAN

Ben uyurken, bari siz gülün...

Çünkü siz uyurken ben hep güldüm.

Ciddiyim.

On saatlik, bol fıkralı ve çok komik bir uçak yolculuğu yapmış bulunuyorum. Ama artık uyumak istiyorum. Güzellik uykumdan uyanıp, normal insana dönünce Amerika maceralarımı anlatmaya devam ederim, tamam mı? Hem de 32 kısım tekmili birden! Bu arada size de bir güzellik yapıp, yol boyu dinlediğim fıkraların az ayıp olanlarından seçmeler sunuyorum.

Bana kızmayın, tamam mı?

Hem Allahaşkına, yoksa on saat nasıl geçer?

Tamam kitap okuyorsun, iki film seyrediyorsun, biraz da hayal kuruyorsun...

Eeee sonra?

Hayatta son derece ciddi şeylerle uğraşan birinden, ciddiyetsiz şeyler dinleyip, sürekli gülüyorsun!

Tabii talihin yardım ederse...

HAMİŞ: Uzun seyahatlerde insanın başına gelebilecek en iyi şey, komik bir insanla seyahat etmesi. Şimdi düşünüyorum da, ben bütün gece beni güldüren o adamın adını bilmiyorum bile. Nedense sormayı akıl etmemişim. Ama iyi ki 12 K‘da seyahat etmişim!

Boşanmış barbi

Bir adam, kızına Barbi bebek almaya karar veriyor.

Peki ne yapıyor?

Ne yapacak, kalkıyor çocuk oyuncakları satan bir mağazaya gidiyor ve satıcı kıza: ‘‘Barbi almak istiyorum’’ diyor.

Şirin satıcı kız da ‘‘Tabii efendim’’ diyerek seçenekleri saymaya başlıyor.

Seçenekler say say bitmiyor:

-Barbi güzellik salonunda var; Barbi arabada var; Barbi tenis oynarken var. Tabii Barbi iş kadını; Barbi ev kadını da var. Saydıklarımın her biri 25 dolar. Bir de boşanmış Barbi var ki, o 100 dolar. Hangisini tercih edersiniz?

Adamın kafası karışıyor, yüzünde bir hayret ifadesi, soruyor:

-Herşeyi anladım da, boşanmış Barbi, neden 100 dolar?

Satıcı kız cevap veriyor:

-Ken‘in, arabası, mobilyaları, yazlığı ve eviyle geliyor da ondan!

HAMİŞ: Ken Barbi'nin kocası oluyor.

Düşünce tarzı

Bu Cin Ali müthiş bir ufaklık.

Her soruya verecek bir cevabı var.

Öğretmen matematik dersinde soruyor:

- Dağda üç kuş var, avcı bir tanesini vuruyor, geriye kaç kuş kalıyor?

Cin Ali, hemen parmak kaldırıyor:

- Hiç kalmaz öğretmenim! Çünkü silah sesinden korkan diğer iki kuş da uçar gider.

Öğretmen bir an duraksıyor ama ders matematik, felsefe değil:

- Doğru cevap iki olacaktı! Ama düşünce tarzını beğendim Cin Ali diyor.

Fakat Cin Ali'nin hiçbir şeyin altında kalacak hali yok.

Ertesi gün, öğretmenine bu sefer o bir soru yöneltiyor.

- Yolda yürüyorsunuz, karşıdan üç kadın geliyor, üçünün elinde de dondurma var. Biri yalayarak yiyor, biri emerek, diğeri de ısırarak. Bilin bakalım bunlardan hangisi evlidir?

Öğretmen şöyle bir düşünüyor:

- Sanırım dondurmayı yalayarak yiyen, diyor.

Cin Ali cevap veriyor:

- Hayır, doğru cevap sol elinde yüzük bulunan olacaktı öğretmenim. Ama düşünce tarzınızı beğendim!

Rahibe ve civciv

Küçücük sarı bir civciv.

Adam gördüğü anda vuruluyor.

Civcivini o kadar seviyor ki, hiç yanından ayırmıyor.

Oysa biliyor, uçağa civcivle girmesi yasak, olsun, gömleğinin yakasından içeri sokuyor ve gidiyor yerine oturuyor. Yan koltukta da bir rahibe oturuyor. Fakat adamın aklı o kadar civciviyle meşgul ki, rahibeye hiç aldırmıyor. O küçük civciv, her nasılsa aşağıya kayıyor ve adam, zavallı civcivi nefes alabilsin diye pantolonunun fermuarını açıyor.

Her şey yolunda.

Ta ki küçük civciv kafasını dışarıya uzatıncaya kadar!

Rahibe bu sahneye tanık oluyor.

Ve sonunda dayanamıyor:

- Beyefendi ben bu işlerden anlamam ama sanırım yumurtalarınızdan biri çatlamış!

Baba kedi

Mahallede baba bir kedi var.

Baba derken kasdedilen, hiçbir dişi kediyi rahat bırakmadığı!

Şimdi, bu iyi bir şey mi, kötü bir şey mi, biz bunu tartışmıyoruz, tamam mı? Anlatılmak istenen söz konusu erkek kedinin, mahallede gözüne ilişen bütün dişi kedilerin peşinden koştuğu, allem edip kalem edip, kesinlikle bir yolunu bulup onlarla seviştiği.

Bütün mahalle de bunu biliyor.

İçten içe pek de saygı duyuyor.

Ama işte hayat, bu ya...

Küçük erkek kedilerin idolü o baba kedi, yine bir gün, bir dişi kedinin peşinden koştururken dikenli tellere takılıyor ve başına, sizin de tahmin ettiğiniz, o feci şey geliyor.

Bir sonraki kare:

Aylar geçiyor ama baba kedi hala sargılar içinde evde yatıyor.

Ve küçük erkek kediler keder içinde onu ziyarete geliyor.

Biri dayanamayarak soruyor:

- İyi ama şimdi ne yapıyorsunuz?

Cevap şu şekilde geliyor:

- Danışmanlık!