Paylaş
Şu birkaç gün boyunca bir sürü yorum okudum, tonlarca...
Mail kutuma da geldi, hurriyet.sosyal’e de.
Destekleyenler, hakaret edenler...
Tahmin edeceğiniz gibi envayi çeşit yorum.
Ben çoksesliliği faydalı buluyorum.
Herkes kendini ifade etsin.
Ama işte cinsellik, bir ahlak ölçüsü olarak kullanıldığı zaman yapacak bir şey kalmıyor.
“Günah!” dediği zaman da kalmıyor.
Ben elimden geldiğince uzmanların cinsellik hakkındaki yorumlarını size aktardım.
Değerlendirmek size kalmış.
Hayatınızda uygulayıp, uygulamamak da.
Yine de size “Yaşasın Orgazm” kitabını almanızı öneririm, daha renkli ve daha dürüst ve daha şeffaf bir cinsel hayat için.
Kendimize de bazen yalan söylüyoruz.
Alın okuyun.
Ama tabii kitapçıya gidip “‘Yaşasın Orgazm’ istiyorum!” demeye utanan da çıkacaktır.
Ama sadece onlar da yok.
Cinselliğin hayatın vazgeçilmez bir parçası olduğuna inananlar ve kanının son damlasına kadar cinsel özgürlüklerini savunanlar da var.
Bu topraklar bir acayip, her şey var.
Ben kimseye kendi doğrumu dayatmaya çalışan biri değilim. Zaten bu dizide de benim dahiyane fikirlerim yoktu. Esas olarak bu konuya yıllarını vermiş, herkes tarafından hocaların hocası sayılan Profesör Arşaluys Kayır’ın anlattıkları yer aldı.
Aynı şekilde Psikolog
Rana Şen’in.
İkisine de huzurunuzda teşekkür ediyorum.
Dünkü anket sonuçlarını “Hadi canım” diyenler de olmuş, demek ki benim okurum cinselliği toplumun diğer kesimlerine göre daha açık yaşayan bir okur.
Buna da ancak sevinirim.
Sizi dizinin son bölümüyle baş başa bırakıyorum ve gidiyorum, kahkahalarla güldüğünüz, dibine kadar haz aldığınız ve suçluluk duymayacağınız bir cinsel hayat diliyorum.
TAM KADIN
Orgazm olan bir kadınla, olmayan bir kadının arasında hayat kalitesi açısından ne fark var?
- Bizler teorik olarak diyebiliriz ki, “Orgazm değil, haz almak önemlidir!” Ama işte, siz ne söylerseniz söyleyin, orgazm olmuyorsa, “yetersizlik” duygusu hissediyor: “Arkadaşımla konuştum o oluyor, öbürü oluyor, ben niye olamıyorum! Yetersizim,
tam kadın
değilim!” diyor.
Şehirlilerin cinsel soruları
Şehirli ve eğitimli insanlarda ne tür cinsel sorunlar var? “Dünyanın Batı’sına gidince cinsel istek ve uyarılma sorunları başı çekiyor” diyorsunuz. Aynı şey, Türkiye’nin batısı için de geçerli mi?
- Hayır değil! Çünkü göç yüzünden, homojen şehirli kalmadı. O yüzden böyle bir ayırım yapamayız. “Gecekonduda oturanlar cinsel haz nedir bilmezler, eğitimli olanlar bilirler” de diyemeyiz. Ama muhafazakârlık, genel olarak, hem insanların cinsel olarak cahil kalmalarına sebep oluyor hem de onlar, kendilerini cinsel açıdan cahil bırakmayı tercih ediyorlar. Bazılarında da cinselliği bir yok sayma durumu söz konusu.
Seks kural tanımaz!
Cinsellik heyecan veren her şey gibi içinde sürprizlerinin de olması gereken bir şey. Kurallarla bağdaşan bir şey değil. “Evleneceksin, haftada iki sevişeceksin!” değil yani. Çok kural koyduğun zaman heyecan katmaları azalıyor.
Bu ülkedeki ‘paşam kültürü’ bir türlü bitemedi!
Erkeklere, “Eşiniz orgazm oluyor mu?” derim. “Bilmem” der. Bu, korkmaktır. “Ya olmuyorsa?”yı duymaktan korkmak. Kadın da üzülmesin sıkılmasın diye söylememiş. Dolayısıyla, orası karanlık kalmış. Ama kadın size, “Ben tat almıyorum, sevişirken isteksizim. Orgazm olamıyorum!” Bunları çok rahat söyler. Fakat “Eşinizde cinsel bir sorun var mı?” deyince, “O, heyecanlanmıştır! Yok, aslında sorunu” der. Örtbas eder. Çünkü kadın düşünür ki, bir erkeğe küçük bir kritik bile getirmemek gerekiyor. Ama aslında kırıcı olmadan getirmek gerekiyor. Erkeklerin de buna alışması gerekiyor. Sorun ne biliyor musunuz? Geçenlerde plajda duyduğum o laf! Ufacık çocuğa, “Paşam, gel buraya!” diye sesleniyorlardı. O çocuk adına üzüldüm. Sen şimdiden o ufacık çocuğa “Paşam” dersen, o da özel bir varlık olduğuna inanarak yetişecek, haliyle de hayatı boyunca eleştiri kabul edemeyecek. Çünkü o paşa! Çocukluktan paşa! Bu ülkedeki paşam kültürü bir türlü bitemedi!
ŞEVİŞİRKEN ÇOK DÜŞÜNME!
Yukarı tarafı çalışanın aşağı tarafı az mı çalışır?
- Sevişirken evet! Sevişirken yukarı tarafını çok çalıştırıyorsan, zihnini yoruyorsan öyle olur. Kadın, “Acaba güzel görünüyor muyum? Şişman mıyım? Zayıf mıyım? Göğsüm sarkık mı?” falan diye düşünmeye başlarsa, erkek de, “Yeterince ereksiyon oldum mu?”yu düşünürse iyi olmaz. Ama onun dışında entelektüel insanların iyi sevişemediği iddiasına katılmıyorum.
Korkuyla terbiye kötü bir şey
Çocukların cinsellik konusunda suçluluk hissetmemeleri için ne yapmak gerekiyor?
- Korkutmamak gerekiyor! “Bak, bir şey yaparsan kızlık zarın bozulur, mahvolursun!” dememek gerekiyor. Ya da erkek çocuğa, “Gebe bırakırsan şöyle olur!” ya da “Aman hastalık kaparsın! AIDS olursun! Şu olur, bu olur...” Korkuyla terbiye iyi bir şey değil. Hatta, kötü bir şey. Cinselliği yasaklayamazsınız. “Yemek yemek yasak” desen kaç yazar! Onun gibi bir şey. Zaten yasakladığınız şeyler, başka türlü patlaklar verir.
BİRAZ DA PRATİK YAPIN ARTIK
Artık Google diye bir şey var. Çocuklar okuyabiliyorlar her şeyi, öğreniyorlar. Dolayısıyla, nuh nebiden kalma şeyler söylediğiniz zaman, komik olursunuz. Size saygı duymaz o çocuk! Ama her şeyi de anlatmayın, o araştırsın. Hazıra konmasın! Mesela, bana cinsel tedaviye gelenler, “Peki ben ne yapmalıyım?” derler. “Araştırın bulun” derim, “Biraz da kendiniz keşfedin!” “Ne kitap okumalıyım?” derler, “Okumuşsunuz okuyacağınız kadar, biraz da pratik yapın artık!” derim.
Paylaş