Paylaş
İzmir’in Menderes ilçesinde, iki yıl önce, yaşları 6 ile 11 arasında değişen 6 kız öğrencisine cinsel içerikli film izlettiren ve istismarda bulunan okul müdürü Adil Ş.’nin tutuklanmasını sağladı. Ki Saadet Öğretmen’e defalarca “Vazgeç!” dendi, “İşini kaybedersin!” dendi. Ama o vazgeçmedi. Onun çabaları sayesinde Adil Ş. tutuklandı, şu an cezaevinde, dava da devam ediyor.
Saadet Özkan’ın mücadelesi ABD’de ödüle layık görüldü. Saadet Öğretmen, “Uluslararası Cesur Kadınlar Ödülü”nü dün gece ABD Dışişleri Bakanlığı’nın geleneksel olarak Beyaz Saray’da düzenlenen törende, ABD Başkanı Donald Trump’ın eşi Melania Trump’tan aldı...
Tebrikler Saadet Öğretmen! Şu an Amerika’da, “Uluslararası Cesur Kadınlar Ödülü”nü aldın. Sen bizim gururumuzsun! Ne hissediyorsun?
- Çok çok teşekkürler. Çok mutluyum. Ama öncelikle haklarını savunduğum minik öğrencilerime teşekkür etmek istiyorum. Onlar benden daha cesur. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’na, başkanı Canan Abla’ya (Güllü) ve İzmir’de bana destek veren tüm avukatlara da teşekkür. Bu ödül hepimizin. Türkiye’de çocuğa ve kadına şiddetle savaşan eden herkesin. Ama mücadelemiz devam ediyor. Miniklerin davası da devam ediyor. Bu ödülü alacağımı onlara söyledim, “Bakın çocuklar, dünya sesimizi duydu! Her şey iyi olacak!” dedim...
Nereden çıktı bu ödül?... Nasıl oldu?
- Sizinle olan röportajımızdan ve CNN Türk’de çıkan haberlerden sonra Amerikalı diplomatlar aradı. Ankara’daki büyükelçilik çalışanları. Çıkan haberlerden çok etkilendiklerini, benimle tanışmak istediklerini söylediler, “Tabii buyurun” dedim.
Şaşırdın mı?
- Şaşırmaz olur muyum? E çünkü bizim yetkililerden arayan kimse olmadı. Ben yokmuşum gibi davrandılar. Sanki bu dava da yokmuş gibi. Biz, Canan Abla, İzmir Barosu’nun avukatları, miniklerin ailesi kendi kendimize uğraşıyorduk. Bu ülkede yalnız bırakılmaya da alışıyorsunuz...
E sonra geldiler...
- Evet, buluştuk, çok içtendiler. Bir tercüman da vardı. Benim dünya vatandaşı olduğumu söylediler. Öfkeli davranmadığım için beni tebrik ettiler. Döktüğüm gözyaşlarının evrensel olduğunu söylediler. “Biz senin yanındayız!” dediler. “Biz o çocukların da yanındayız!”... Çok güzel şeyler söylediler. Benimle irtibatı da hiç kesmediler, her davadan sonra arayıp gelişmeleri öğrendiler...
Sonra?
- Sonra büyükelçi ve eşi sağ olsun benimle tanışmaya İzmir’e geldi...
ABD Büyükelçisi ve eşini doğrudan karşında görünce ne hissettin?
- Önce bir şaşırdım ama çok doğal ve samimiydiler. Protokol filan yoktu. İşte ilk defa o zaman bu ödülden söz edildi. Büyükelçi, ödülün ismini söyledi. “Ülkemde bir oylama olacak” dedi büyükelçi, “Demokratik oluyor. Biz sizi önerdik ama tüm dünyadan önerilen binlerce kadın var. Bekleyeceğiz... Kazansanız da kazanmasanız da siz gerçekten cesur birisiniz, aydınlık bir insansınız, çocuklar çok şanslı, iyi ki onların karşısına siz çıkmışsınız!” dedi.
Sen ne yaptın o sırada?
- Ağladım galiba. E çünkü o arada çalıştığım belediyeden istifa etmiştim. Çirkin şeyler yaşamıştım. “Sus, kapa çeneni! Gazetecilerle konuşma, diyaloğunu kes” denmişti o belediyede. Ama ben susmadım, iyi ki de susmamışım. Yani ben, ülkemin bir kesimi tarafından cezalandırılırken, başka ülkeler tarafından, çocuklara yapılan bir cinsel istismarı ortaya çıkardığım için ödüllendiriliyordum. Daha doğrusu aday gösterilmiştim. Ama bu bile yetmişti bana...
Sonra?
- Üçüncü bir kafile geldi, yine Amerikalı diplomatlar, bu sefer kazandığımın müjdesini verdiler. Ve “Bunu kutlamamız lazım!” diye bizi yemeğe davet ettiler. İşte şimdi buradayım...
DİNSİN ARTIK ÇOCUKLARIN VE KADINLARIN GÖZYAŞLARI
Toplam kaç kadın seçildi?
- 12. Gerçekten inanılmaz kadınlar. İçimizden biri, henüz 15 yaşında. Bangladeşli. Erken evlendirilmek istenmiş, o da karşı çıkmış ve sonunda anne ve babasına dava açmış, “Ben okumak istiyorum!” diye. Bir başkası, kocası tarafından asitle yakılmış, o da Kolombiyalı kadın. Şu anda kendi ülkesinden kadınlara zulmedenlerle karşı savaşıyor. Sevdiği adam tarafından 8 kez kurşunlanıp, şimdi tekerlekli sandalyeye mahkûm olan biri de var. Herkes çok cesur. Ve ilginçtir, herkesin yüzü gülüyor. Herhalde cesaret arttıkça, iyi niyet de artıyor!
Bu ödül senin için ne kadar önemli?
- (Ağlıyor) Çok önemli çünkü benim miniklerimden sonra Türkiye’nin her yerinden cinsel istismara uğrayan çocuklar ulaştı bana. Hem çok sevindim hem sayılarının çokluğu karşısında kendimi çok çaresiz hissettim. Yardım etmeye çalıştıklarım var. Hepsinin acısını yüreğimde hissediyorum. Hiçbir çocuk böyle bir fenalığı hak etmiyor. Adalet herkes için ama en çok da çocuklar ve kadınlar için gelmeli. Dinsin artık bu çocukların ve anaların gözyaşları...
Hayatında ilk kez mi Amerika’ya gittin?
- Evet. İngilizcem de çok iyi değil ama idare ediyorum. Çok iyi ağırlıyorlar. Amerikan Dış İşleri Bakanlığı’ndan bir personel karşıladı beni, olağanüstü şeker bir de tercümanım var, İzmirli. O da beni kapıda bekliyordu. İki İzmirli birbirimizi görünce ağlamaya başladık... Bugün ödülü, First Lady Melania Trump ve Dış İşleri Bakanlığı verecekmiş. Salonda da 700 davetli olacakmış...
ANNE, SENİNLE GURUR DUYUYORUM
Kocan ve oğlun ne dediler?
- Çok sevindiler. Oğlum küçük, çok olgun “Anne seninle gurur duyuyorum!” dedi. Bir de ne yazık ki, kolu kırılmış. Okulda, “Anneme söylemeyin şu anda çok yoğun, üzülmesin!” demiş. O kadar iyi bir çocuk ki. Babasıyla kendi başlarının çaresine bakıyorlar. Eşim de hep destekti bana, “Sen çok güçlü bir kadınsın. Öğrencilerin için verdiğin bu mücadeleden dolayı seninle iftihar ediyorum. Senin çok gözyaşlarını da gördüm, ne kadar uğraştığını biliyorum. Bizi düşünme, biz iyiyiz!” dedi.
Paylaş