Paylaş
Zımba gibi bir kadın. Nerede haksızlık varsa, mücadele eden ve ‘O’cu olan bir kadın. Kadın mücadelesinde de hukuk mücadelesinde de öne çıkan kadın. Meclis’te daha çok kadının sesinin duyulması dileğiyle, başarılar diliyorum.
Herkes sizin için “Müthiş feminist avukat!” diyor...
- ‘Müthiş’ini bilemem ama feminist avukat olmak hoşuma gidiyor!
Önceliğiniz kadınlar için mi, hukuk için mi mücadele etmek?
- Yaklaşık bir hafta önce meslekte 30’uncu yıl plaketimi aldım. 80’lerin sonu hem avukatlığa başladığım hem de kadın hakları mücadelesine aktif olarak katıldığım yıllardı. Feminist mücadele de, haklar ve özgürlükler için hukuk mücadelesi de birbirinden ayrılmaz parçalar oldu hayatımda. Daha çok kadına yönelik şiddet ve aile hukuku üzerine çalıştım. Bir yandan da, “Dayağa Karşı Dayanışma Kampanyası”, Mor Çatı’nın kurulması, tacize, tecavüze karşı mücadeleler, bu iki alanı birbirine kenetledi. Ama benim mücadelem, “kadınlar için” değil “kadınlarla birlikte oldu”...
HDP adayı olarak seçildiğiniz için ne kadar mutlusunuz?
- Çok. Zorlu bir süreç olduğunu biliyorum ama bu tekil bir mücadele değil. Hep birlikte başaracağımıza inanıyorum. Geçen hafta sonu diğer adaylarla bir araya geldik, çok etkileyici bir coşku vardı herkeste. Sokaklarda da bunu hissetmeye başladım.
Baro seçimleri sırasında size, “Kürtçülerin adayı” dediler. Ne hissettiniz?
- Bu ne anlama geliyor bilmiyorum, çok da ilgilenmiyorum! Ama size şunu söyleyebilirim. Benim iki avukat idolüm oldu: Halit Çelenk ve Gülçin Çaylıgil. Onları, hep haksızlıklara karşı mücadele ederken gördüm. Ne mutlu ki, tanıma fırsatı da buldum. Ben de aynı yönde bir avukat olmaya çalıştım. Nerede haksızlığa uğrayan varsa ‘O’cu oldum. Bazen şiddete uğrayan kadın olabilirim, bazen Kürt, bazen Ermeni, bazen LGBTİ, bazen de yok yere kesilen bir ağaç, öldürülen bir katır! Aklınız ve vicdanınız size bunları ister istemez hissettirir!
Kadınlar öldürülmesin diye HDP
Neden HDP’ye oy verilsin?
- Kadınlar öldürülmesin, buna karşı mücadele edebilelim diye. Gençler daha çok hakka sahip olabilsin, saygı görebilsinler diye. Barış sürekli olabilsin diye. Tüm ezilenlerin sesleri Meclis’te duyulabilsin, emeklerimizin gerçek karşılıkları olabilsin, iş cinayetleri olmasın diye. LGBTİ’lerin anayasal hakları tanınsın, ayrımcılığa uğramasınlar diye. Farklı inançlara sahip ya da inançsız her yurttaş aynı muameleye tabi olsun diye. “Diye”ler öyle çok ki aslında, bu söyleşiye sığmaz!
Seçimden sonra nasıl bir Türkiye olacak?
- Şu anda “tek ses”i dinliyoruz. Eğer HDP bütün renkleriyle Meclis’te yer alırsa, Türkiye’nin politik atmosferi değişecek. Kendi soluğu, kendi neşesi, kendi özgürlüğü için herkesi dayanışmaya çağırıyorum.
Ağrı’da ne oldu
Ağrı’daki çatışmanın perde arkasında ne oldu sizce?
- Ağrı’da olanlar sayın Demirtaş’ın çok iyi ifade ettiği gibi bir çatışma değil, provokasyon! HDP’li yöneticiler, orada bırakılmış yaralı askerleri alıp hastaneye götürüyorlar. İnsanlık budur. Biz hiç kimseye en ufak bir zarar gelmesin istiyoruz.
Provokasyonsa amaçlanan neydi?
- Maalesef insan hayatı çok değersiz olan bir ülkede yaşıyoruz. Kendi siyasi emelleri için insan hayatını hiçe sayanlar var! Böyle bir zalimlik olabilir mi? Temiz yapın şu siyaseti, insan hayatıyla oynamayın! Maalesef HDP’nin yükselişi, umut vaat eden durumunun verdiği rahatsızlıktır buna neden olan!
7 Haziran’a kadar böyle olaylar artar mı?
- Olabilir, ama biz her zaman sakin ve duyarlı olacağız. İnsanlar da zaten olanları görüyor ve bu oyunlara inanmıyor. Uzun yıllardır “devlet yorgunu”yuz. Gerçekten, hepimiz insanca bir yaşamı hak ediyoruz.
Meclis’e daha fazla oksijen
HDP size ifade ediyor?
- HDP bana uzun yıllardır kaybettiğimiz bir umudu ifade ediyor: Daha mutlu ve adaletli bir hayat umudunu. Daha fazla oksijen bir de!
HDP adayı olarak neyi savunuyorsunuz?
- HDP’nin sembolü bir ağaç. Renklerimiz de mor, yeşil, kırmızı, sarı... Benim kalbim daha çok mor kanadında. Uzun yıllardır sürdürdüğüm feminist mücadeleyi aslında sadece temsilen Meclis’e taşıyacağım. En başta yaşam hakkımızı savunmamız gerekiyor. Kadın cinayetlerine karşı etkin önlemler alınması için mücadele... Bedenimize, özgürlüklerimize yapılan müdahalelere karşı mücadele... Çünkü iktidar ve Cumhurbaşkanı’nın erkek egemen söylemleri devam ettikçe birçok erkek, “kadınların kendileriyle eşit olmadığı”, “ayrımcılık yapılabileceği” fikrini ve zikrini daha fazla cesaret alarak, kendi hayatlarında uyguluyor. Meclis’te çok sayıda kadın olacağız ve buna karşı mücadelemizi de çok daha etkin olarak hayata geçirebileceğiz.
HDP’nin barajı aşabileceğine inanıyor musunuz?
- Evet, kesinlikle! Aslında böyle bir barajın olmasının da, bunu konuşmak zorunda kalmamızın da ne kadar büyük bir ayıp olduğunun artık herkes farkında! Düşünsenize, neredeyse 4 milyon seçmenin iradesini yok sayacak bir seçim sistemi bu ve hiçbir iktidar değiştirmeye yanaşmıyor! Biz, o derelerin önüne set çekip, kurutan barajları da, temsil hakkımızı gasp eden barajları da aşacağız bence!
Paylaş