Paylaş
Ben izledim.
Utanç duydum.
Ve kendisinin hangi ülkede yaşadığını çıkaramadım!!!
Kastettiği ülke, herhalde Türkiye çünkü “Benim ortanca hanımın doğum günüydü” gibi bir laf ediyor...
Bu ne demek ya!!?!
Sözünü ettiği ortanca hanımsa, demek ki bunun küçüğü de var, büyüğü de...
Kaç eşi var bu beyefendinin?
Bu ülkede erkeklerin kaç karısı olabiliyor?
Biz bir tane olabiliyor diye biliyoruz ama anlaşılan yanlış biliyoruz...
Sadece çüşünüz demek istiyorum.
Bu kadar paran olunca, Ali Ağaoğlu olunca, normal mi oluyor!?...
Diyebilirsiniz ki, “Sana ne! Alan razı, satan razı!”
Hayır kardeşim, bu ülkede yaşayan bir kadın olarak itiraz ediyorum, böyle bir şeyin normalleşmesinin bütün kadınların haklarına vurulmuş bir darbe olduğunu düşünüyorum.
Eğer bu ülkede yasalar varsa, herkes için olsun!
HAMİŞ: “Millet fakir, karanfil bırakıyor, ben gül koydum!” lafı da aynı konuşmada geçiyor. Evet, son derece sevimsiz bir laf ama “ortanca hanım”ın yanında esamisi okunmaz! Tüm bunların “espri” kontenjanından değerlendirilmesini de abes buluyorum...
KA.DER’in Aile Bakanı’na itirazı var
KA.DER (Kadın Adayları Destekleme Derneği) Ensar Vakfı’nda yaşanan ve hepimizi dehşete düşüren 10 çocuğa cinsel istismar hakkında, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’nun yaptığı açıklamaları kınıyor ve şu soruları soruyor:
* Bu iğrençliği yapanları nasıl cezalandıracaksanız?
* Buna göz yuman ve ihmal eden sorumlu yöneticilerle ilgili nasıl bir hukuksal süreç izleyeceksiniz?
* Mağdur çocuklara nasıl bir destek ve rehabilitasyon hizmeti vermeyi düşünüyorsunuz?
Haksız mı bu sorular?
Hepimiz bunların yanıtlarını merak etmiyor muyuz?
Çocuk Hakları Sözleşmesi ve İstanbul Sözleşmesi gibi uluslararası sözleşmelere imza atan Türkiye’nin, birinci elden sorumlu bakanlığının yaptığı, “Bir kere rastlanmış olay için kurum karalanamaz” açıklaması bu ülkede yaşayan bütün kadınları rahatsız etti.
Sonradan, “Açıklamam çarpıtıldı!” demek de işe yaramıyor.
Biz hepimiz, tecavüzcülerin, suça ortak olanların, göz yumanların ve tüm sorumluların cezalandırılmasını istiyoruz.
Siz resmen tecavüzü haklı çıkarıyorsunuz!
GÜLAY Bursalı, tecavüze uğramamak için kendini 10. kattan ölüme bıraktı...
“Öyleydi de böyleydi de” diye mazeret bulmaya çalışan herkesin, hele hele, “Su testisi su yolunda kırılır” diyenlerin alnını karışlamak gerekiyor.
Bu söyledikleri resmen tecavüzü haklı çıkarmak, tecavüzü onaylamak...
Tecavüz hiçbir ama hiçbir gerekçeyle haklı gösterilemez, bir insanlık suçudur.
İşleyenlerin, kalkışanların insanlıkla alakası yoktur.
En ağır ceza verilmelidir.
*
Öyle feci bir ülke oldu ki burası, bir kadının sevgilisiyle birlikte olması suç...
Onunla bir yerde buluşması suç...
Sevişmesi suç...
Sana ne kardeşim, ister buluşur ister sevişir...
İster 24 saatliğine yer tutar ister 2 saatliğine...
GENCECİK KIZ ÖLDÜ
Ama işte öyle bir zihniyet hâkim ki, sevgilisiyle birlikte olursa “yollu”dur, “O zaman benimle de birlikte olur!”
Nasıl iğrenç bir zihniyettir bu!
Nitekim bu olayda yaşanan bu.
Emlakçı, “Hani bana, hani bana!” diyor.
Ben artık soğukkanlılığımı da koruyamıyorum, bu aşağılık heriflerin en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini düşünüyorum.
Yazıktır, günahtır.
Bir hayat sona erdi.
Gencecik bir kız öldü gitti.
Ama işte bu toplumun bir kısmı, gerçekten de sevgilisiyle buluşmaya giden bir kızı “suçlu” buluyor, bu bakış açısı da ne yazık ki sadece tecavüzcünün işine yarıyor.
KADIN DÜŞMANIYIZ!
Zannetmeyin ki böyle düşünenlerin hepsi erkek, hayır kadınlar da var.
“Sevişiyorsa, cinsellik yaşıyorsa tecavüz edilmesi normaldir!” mantığı hâkim bu ülkede...
Niye oraya gitmiş, niye gecenin o saatinde metroya, minibüse ya da her ne haltsa binmiş...
Zaten kot pantolon giymiş...
Zaten mini etek giymiş...
Zaten bakire değilmiş...
Artık her yerde söylüyorum, biz kadın düşmanı bir ülkede yaşıyoruz.
Hukuk da korumuyor kadınları.
Bu hükümet kadınları, hatta erkek çocuklarını da korumuyor...
Onları dövenler, şiddet uygulayanlar, tecavüz edenler hiçbir şekilde hak ettikleri cezayı almıyor.
O yüzden biz Gülay Bursalı’nın ölümüne sebep olanların da hak ettikleri cezayı alacaklarına inanmıyoruz.
Gülay ne ilk ne son.
Biz bu filmi çok gördük, çok göreceğiz.
Ama alışmadık, alışmayacağız!!!
Paylaş