Ayşe Arman

Hayat her şeye rağmen devam ediyor

3 Kasım 2015
BİR seçim daha bitti.

Sonuçları Türkiye’ye hayırlı olsun.

Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere bütün AKP’lileri tebrik ederim.
Tabii ki içimden gelmiyor ama haklarını teslim etmemek de vicdanımı rahatsız ediyor.
Ben onlar gibi düşünmüyorum, hayat görüşüm tamamen farklı, ben bambaşka bir Türkiye hayal ediyordum.
Ama olmadı.
Onların başarısı bu.
Gerçekten de büyük başarı.

Yazının Devamını Oku

Doğa karşısında bir hiçsin!

1 Kasım 2015
Bugünkü seçim hepimize hayırlı olsun!

Umarım daha güzel bir Türkiye’de yaşarız, huzur ve barış içinde... Hukukun olduğu bir ülkede, medyanın susturulmadığı, gazetecilerin dövülmediği, basın hürriyetine müdahale edilmediği, herkesin fikrini özgürce ifade edebildiği bir ülkede...

Kadınların zulüm görmediği, katledilmediği bir ülkede...

Nasıl olacak bilmiyorum, hep birlikte yaşayıp göreceğiz, ülkemize sahip çıkacağız.

Bugün seçim sonuçlarını beklerken, sizi bambaşka bir dünyaya götürmek istedim.

Afrika’ya safariye.

Setur’un 50’nci yılıydı, kalabalık bir gazeteci grubu, Sedventure macera turuyla Tanzanya Serengeti’ye gittik.

Hürriyet’ten ben ve Saffet Emre Tonguç vardı.

Gelecek pazara Hürriyet Seyahat’te, safari maceralarımızı daha ayrıntılı okuyacaksınız.

Yazının Devamını Oku

Bu artık iğrençliğin daniskası

28 Ekim 2015
ŞU keşmekeş içinde bir tek Oy ve Ötesi gençleri var insana güven veren, içine sular seller serpen.

Defalarca yazdım, yine yazıyorum: Oy ve Ötesi, irademizin sandıklara yüzde 100 yansıdığından emin olmak için kurulmuş bir bilinçlendirme hareketi.  

Ve tarafsız.
Bütün partilere eşit
mesafede duruyor.
Gerçekten pırıl pırıl gençler.
Ama işte, onları da
kirletmeye çalıştılar!

Yazının Devamını Oku

İstikrar dediğiniz bu mu

27 Ekim 2015
AKP’nin seçim kampanyasında kullandığı bir slogan var, Allah muhafaza, her gördüğümde tüylerim diken diken oluyor.

İstikrar için AK Parti! 

Slogan bu.
Bir de değişik versiyonu var:
İstikrar sürsün istiyorsanız, AK Parti’yi seçin!


DALGA GEÇİYORLAR DEĞİL Mİ?


Yazının Devamını Oku

Melis gibi düşünüyorum ne Arapçası ya!

27 Ekim 2015
BAZEN neleri tartıştığımıza inanamıyorum.

Aslında tartışmayı bile abes buluyorum.

Allah aşkına nasıl bir zihniyet, ilkokul 2’den itibaren seçmeli Arapça dersi ister? Niye ister? Ne gibi bir yararı olabilir? Çocuğun Kuran öğrensin istiyorsundur tamam, ezbere öğrenmesin, okuduğunu anlasın diyorsundur, o zaman da imam hatibe yolla...
Ama onun dışında niye
ister insan?
Dünyanın neresinde Arapça konuşuluyor? Gelişmiş Arap ülkelerinde bile İngilizce konuşuluyor. 7 yıl Dubai’de yaşadım, Arapça öğrenmeye niyetlenen hiç kimse görmedim, çünkü mahalle arası bakkallarda bile İngilizce konuşuluyordu.
Arap düşmanlığı filan değil bu, kime ne faydası olacak? Derin Arap kültürü mü öğrenecek? Kesinlikle Melis Alphan gibi düşünüyorum, Ahmet’e katılmıyorum, çocuklara adam gibi İngilizce öğretsinler, Fransızca, Almanca, İspanyolca öğretsinler...
Ne Arapçası ya...

Yazının Devamını Oku

Yönetmen Türk, hikâye Türk, oyuncular Türk ama Oscar’da Fransa’yı temsil edecek

24 Ekim 2015
Alya ile birlikte izledik, bayıldı.

Bütün arkadaşlarına “‘Mustang’e gidin” diyor.

İlk andan itibaren insanı içine alan bir film.
Ondan sonra da zaten
elinizden tutup,
sürükleyip götürüyor.
Bir kadın filmi.
Pek çok kadın meselesine değiniyor ama ‘dan dan’ değil. Sakin, yumuşak,

Yazının Devamını Oku

Urfa’nın muhteşem kadın taş işçileri

23 Ekim 2015
Geçen hafta şahane bir ekiple Urfa’daydım.

İki kere “Avrupa’nın en iyi sosyal sorumluluk projesi” seçilmiş bir projeyle.

Adı ‘Gelecek Turizmde’.
Üç ortak olarak yola çıkıyorlar. Anadolu Efes, TC Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP).
Amaçları, sürdürülebilir turizm modelleri yaratarak yerel kalkınmaya destek olmak. Biliyorsunuz bu ‘sürdürülebilir’ lafı çok moda. Sürdürülebilir aşağı, sürdürülebilir yukarı. Ama ‘sürdürülebilir turizm’ bence en en önemlilerinden biri.



Yazının Devamını Oku

Urfa'daki dehşet güzel müze

22 Ekim 2015
BİR müze, insanı bu kadar heyecanlandırabilir mi?

Hoş birini görmüş gibi, kalbini küt küt attırabilir mi? Yemin ederim bana öyle oldu. Ben böyle güzel müze görmedim!

İnsanın aklı uçuyor. Geçtiğimiz mayıs ayında açılan Şanlıurfa Müze’sinden söz ediyorum.
“Dehşet güzel” gibi tuhaf sıfatlar kullanmak istiyorum beğenimi anlatabilmek için, anlayın yani o kadar etkilendim. Emeği geçen herkesi avuçlarım patlayıncaya kadar alkışlıyorum. Türkiye’nin şu an en büyük müzesi, 37 bin metrekarelik bir alanda bulunuyor. Dışı ayrı güzel, içi ayrı güzel. İnsanlık tarihi hızlandırılmış olarak önünüzden geçiyor. Hayranlık uyandırıcı. Müzede dünyanın en eski heykeli de sergileniyor, 11 bin 500 yıl öncesine ait.
Beni üzen iki şey oldu.
Müzede sergilenen objelerin, takıların, çanak-çömleklerin, heykellerin bir kısmı, inanılmaz estetikti. Takı tasarımcısı olsam soluğu hemen orada alırdım. Beni üzen ise şimdiki rüküşlüğümüz oldu. Biz geri gitmişiz. Adamlar 10 bin yıl önce döktürüyormuş, müthiş ince zevkleri varmış.
O güzelim müze sinek avlıyordu. Terörün ve bu soluduğumuz atmosferin gözü kör olsun! Turistler kesilmiş. İn cin top oynuyor Urfa’da. O güzel Göbeklitepe’de de turist yoktu. İnsanın içi gerçekten cız ediyor.


Yazının Devamını Oku