Ayşe Arman

İçinden iyilik taşan çantalar

29 Temmuz 2016
Gümüşlük’te oturuyorduk. Yanıma bir kadın yaklaştı. Son derece şık, tatlı bir kadın. Elinde güzel bir çanta vardı. İkisi de parlıyordu. Kadın da çanta da... “Kocam” dedi, “sizi rahatsız edeceğimi, yanınıza gelmemem gerektiğini söyledi. Ama ben geldim...” “Buyurun” dedim. Ve bana bir çırpıda yaptığı çantaların hikâyesini anlattı.O, yani Naz Kurtoğlu, hem insanlara şık bir şey sunuyordu hem de çalışma şansı olmayan kadınlara iş imkanı yaratıyordu. Bence müthiş hikâye. Bana ilham verdi, bakalım size de verecek mi?

Kimsiniz? Nesiniz? Sizi tanıyalım...


-Ben Naz Kurtoğlu. İstanbulluyum. High School ve Boğaziçi İşletme mezunuyum. 10 yıla yakın New York’ta yaşadım. Sonra, Adanalı, hayırlı, yakışıklı ve akıllı bir kısmet bulup evlendim! İki çocuğum var, bir kız, bir erkek. New York’taki küçük şirket devam. Ama çocuklar büyüdükçe, dans, İspanyolca, arkeoloji, nede aklım kaldıysa ufak ufak hayatıma soktum. Ama kesmedi...

 

Ne kesti peki?

 

-Sosyal Hizmetler’de gönüllü olmak, oraya benim gibi gönüllüler bulmak! Müthişti! Herkese tavsiye ederim. Üç sene, haftada bir gün, oradaki gençlerle birlikte yemek yaptık, dans ettik, yılbaşı partileri düzenledik. Birbirimize çok iyi geldik. Oradaki eksiklikler ve insanların sıkıntılarıyla hayatımda farklı bir pencere açıldı. Bu çantaların temeli de o zaman zihnimde atıldı...

Yazının Devamını Oku

Tecavüzcüler hadım edilsin mi?

27 Temmuz 2016
BİRKAÇ gün önce Resmi Gazete’de yayınlandı. Artık cinsel suçlulara ‘kimyasal hadım’ uygulanacak. Dünyanın birçok ülkesinde halihazırda var. Türkiye’de ilk kez uygulanacak. Kimileri, bunun cinsel suçlarla mücadele konusunda çok büyük bir adım olduğunu, caydırıcı bir önlem olacağını düşünüyor -Avukat Ceren Şarman da onlardan biri- kimileri de bu uygulamanın bir insan hakları ihlali olduğunu savunuyor.

 Bir suçun başka bir suçla engellenemeyeceğini, erkek egemen ideolojiyle mücadele edilmeden bu sorunun önüne geçilemeyeceğini belirtiyor. Ben önümüzdeki günlerde bu köşede farklı görüşlere yer vereceğim. Bugün Avukat Ceren Şarman’a kulak veriyoruz...  

 

Bundan sonra tecavüz suçu işleyenlere kimyasal hadım yöntemi uygulanacak. Ne diyorsunuz?

 

- Sonuna kadar destekliyorum. Gerekçemi de hemen söyleyeyim...

 

Söyleyin...

 

Yazının Devamını Oku

SosyalBen’in kurucusu Ece!

26 Temmuz 2016
BUNLAR benim gurur duyduğum kadın rol modeller...

 

Çocuklarımıza doğru bir rol model

 

Saadet öğretmen... Sibel avukat... Ve son olarak Ece...

Ece Çiftçi’nin ailesi varlıklı değil, Ece’nin herhangi bir desteği yok.

Ama başardıkları inanılır gibi değil!

Gelin 22 yaşındaki Ece’nin 14 yaşında kurduğu hayali nasıl hayata geçirdiğini birlikte okuyalım...

Yazının Devamını Oku

Günlerden Hakan bebek

25 Temmuz 2016
HAKAN bebek, 54. Yarım Kalan Hayatlar.

Evet, ülkede feci şeyler oluyor.

 

Evet, her geçen gün bu korkunç darbe girişimi hakkında yeni bir şeyler ortaya çıkıyor, ülke olarak çok zorlu bir süreçten geçiyoruz.

 

Ama Hakan Bebek’in ailesi de öyle.

 

Yasemin ve Hasan Demir çaresizlikten dibe vurmuş vaziyetteler.

Yazının Devamını Oku

Cumhurbaşkanı’yla FaceTime’la konuşmasının sırrı 11 yaşındaki kızı

23 Temmuz 2016
Hande Fırat... Cesur, dürüst, gözükara bir haberci. Deneyimli ve soğukkanlı. Ve ayıptır söylemesi Sophia Loren kadar güzel. Bu mesleğe de âşık. Gece muhabirliğiyle başladı, 20 yıl boyunca televizyon haberciliğinin her alanında çalıştı. Sağlık muhabirliği, polis muhabirliği, milli eğitim muhabirliği, son olarak da uzun yıllar başbakanlık muhabirliği yaptı. Şimdi CNN Türk Ankara ondan soruluyor.

15 Temmuz darbe girişiminde muhteşem bir gazetecilik yaptı, Cumhurbaşkanı’yla FaceTime üzerinden konuştu ve darbe girişiminin gidişatını değiştirdi. Hande Fırat’ı yakaladım, sordum...

CNN Türk’ün Ankara temsilcisisin. Darbe girişiminde öne çıkan kadınsın. Seni tebrik ediyorum, bence harika bir habercilik yaptın...

 

- Teşekkür ederim. Ben sadece sorumlu gazetecilik ne gerektiriyorsa, onu yaptım.

 

Hadi o kâbus gecesine dönelim. Ne oldu? Nasıl oldu?

 

- Aslında normal, sakin bir gündü. İş bitti. Çıktım kanaldan, ailemle, kızım Nehir’le yemeğe gittik. Günaydın’a. Yemekten sonra eve geçtik, telefonum çaldı. Haber müdürüm Dicle aradı, “Tuhaf bir hareketlilik var. Haberin olsun!” dedi.

Yazının Devamını Oku

Koş Yonca Koş!

22 Temmuz 2016
O benim can arkadaşım: Yonca Tokbaş. Onun azminin elinden hiçbir şey kurtulamaz. Kafaya taktığını mutlaka yapar. 7 yıl önce koşmaya başladı. O günden beri de koşuyor. O, Türkiye’nin maraton koşan ilk ve tek köşe yazarı. Yonca çok renkli bir kişilik. Zeki, güzel, yaratıcı, meraklı, önyargısız, algıları ultra açık ve çok iyi kalpli biri...

Kendini doğaya, koşmaya ve bu ülkenin arılarını kurtarmaya adadı. Yonca, ‘Aktivist’ kelimesinin tam karşılığı, ‘arkadaş’ sözcüğünün de. Yarın Türkiye’nin en önemli ultra maratonlarından biri, Runfire Cappadocia başlıyor, Yonca da 140 km koşacak. Ve yaşadığı her heyecanı bize aktaracak...

 

Fotoğraflar: Uzunetap

 

Seni şimdiden tebrik ediyorum. Ve güç diliyorum. Yine Runfire Cappadocia’da, çöl sıcağında koşacaksın. Nasıl hissediyorsun kendini...

 

-Çok heyecanlıyım. Ölene kadar da bitmez bu heyecan! Her sene dört gözle bekliyorum Kapadokya’ya kavuşmayı. O güzelim Yörük çadırlarına, o enfes doğaya, bana ailem kadar yakın olan arkadaşlarıma...

 

Yazının Devamını Oku

Hayat normale dönecek...

20 Temmuz 2016
MUTLUYUZ.Sevinçliyiz.Bir felaket önlendi.

Amaaaaa endişe duygusu bitmedi.

 

Bundan sonra n’olacak, nasıl olacak, her şey nasıl şekillenecek?

 

Bitmez tükenmez bir bekleme hali.Belirsizlik hali.O kadar çok olay yaşadık ki; ruhumuz, zihnimizin gördüğü, tanık olduğu olaylara yetişemiyor artık...

 

Geride kalıyor.Bir tarafta hayatını kaybeden siviller, linç edilen emir kulu askerler, tankların önünde ezilen arabalar, Meclis’e atılan bombalar, askerin askeri öldürmesi, kimin asker, kimin Fetullahçı olduğunun karışması... 

 

Yazının Devamını Oku

Bu tarihi fırsatı değerlendirirsek bir ülke oluruz, değerlendiremezsek Suriye oluruz!

19 Temmuz 2016
DÜN başlayan güvenlik politikaları uzmanı Mete Yarar’la yararlı söyleşimiz bugün de devam ediyor...

Bu darbe girişiminin önlenmesi tesadüflere mi bağlıydı? 

 

- Plan, yalnızca sizin kurguladığınız düzenle gitmez. Sizin etkileyemediğiniz başka faktörler de devreye girer. Mesela Sayın Cumhurbaşkanı, “Sokağa çıkın!” demeyebilirdi ya da Sayın Cumhurbaşkanı, o otelden geç çıkmış olsaydı, bunu hiç söylemeyecekti! Çünkü bugün hayatta olmayacaktı. Hande Fırat, Cumhurbaşkanı’na “Cebinizden görüntülü bağlanalım” demeseydi ne olacaktı? Birtakım tesadüfi gelişmeler tabii ki söz konusu. Bir şey daha var...

 

Nedir o?

 

- Fark ettiniz mi bilmiyorum, Sayın Cumhurbaşkanı da, Başbakan da sabit yerden konuşmuyordu. Arabanın içindeydiler. Tehlikenin farkındalardı ve devamlı hareket ediyorlardı. Senaryo olsa, bir yerde sabit durursun ve televizyonları yanına çağırırsın. Onlar öyle yapamadılar. Araçtan araca gittiler. Deniz Kuvvetleri Komutanı, tek başına bir sivil aracın içinde sabaha kadar İstanbul’u dolaşmış mesela yakalanmamak için...

 

Yazının Devamını Oku