7.5 yaşındaki çocuğun 3 aylık hedefi

Alya karşıma geçip, “Şu gün okula gel, toplantı var” dedi.

Haberin Devamı

“Ne toplantısıymış?” diye sordum, çok da önemsemeden...
“Üç yönlü konferans” dedi.
Bir irkildim, n’oluyoruz, neyle karşı karşıyayım diye.
“Neymiş o?” dedim.
“Ben sana üç aylık hedeflerimi, zayıf ve kuvvetli yanlarımı anlatacağım” deyince de aklımı uçuruyorum zannettim!

*

Bu nasıl bir şey?
Alışık olmadığım için şaşırıyorum.
7.5 yaşındaki çocuklardan söz ediyoruz.
Yaşını başını almış insanlar bile yapmıyor böyle şeyler.
Kim hayatında üç aylık hedeflerini saptıyor da, o hedefe ulaşabilmek için, zayıf ve kuvvetli yanlarını gözden geçiyor.
Doğrusunu söyleyeyim mi?
Çok da ciddiye alamadım.
Ses çıkarmadan kös kös okula gittim.

*

Sınıfta oturuyoruz.
Öğretmen, Alya ve ben.
Diğer çocuklar gibi bize ayrılan süre de 20 dakika.
Başrolde Alya.
Anlatıyor: “Ben şu şu konularda iyiyim, yaratıcıyım. Ama şu şu konularda kendimi geliştirmem gerekiyor...”
Ve okul başladığından beri yaptığı işleri gösteriyor.
Resmen minik bir prezantasyon!
Sonra devam ediyor:
“Önümüzdeki üç aydaki hedefim de, daha doğru tonlayarak ve vurgulayarak okumayı başarmak...”
Öğretmeni, “Peki, hedefine ulaşmak için neler yapmayı planlıyorsun?” diyor.

*

Haberin Devamı

Şaka gibi!
Her şey son derece doğal ama ciddi.
Öğretmeni onu ciddiye alıyor, bizimki de ciddi ciddi anlatıyor.
Gözlerim fal taşı gibi açılıyor.
7.5 yaşındaki kızım karşıma geçmiş, zayıf yanlarını, kuvvetli yanlarını, bunları nasıl düzelteceğini ve üç ay sonraki hedefini anlatıyor.
Sadece anlatmakla kalmıyor, bir de garanti belgesi gibi, bunu nasıl yapmayı düşündüğünü, öğretmeninin ve benim önünde, bu işi için hazırlanmış özel kağıtlara maddeler halinde yazıyor.
* Daha fazla sesli okuma yapmam lazım, çoğunlukla içimden okuyorum.
* Arkadaşlarımla birlikte sesli okuyabilirim.
* Annem ve babaannem de benimle kitap okumayı seviyor. Onlar da hikâyedeki bir karakter olabilir, karşılıklı okuruz.
Öğretmeni, “Çok güzel bunlar. Peki hedefine ulaştığını nasıl anlayacaksın?” diye soruyor.
Bir an düşünüyor...
“Sınıfta, hepinize bir hikâye okurum. Kimse esnemiyorsa, farklı şeylerle ilgilenmiyorsa, herkes beni can kulağıyla dinliyorsa tamamdır” diyor.
“Harika!” diyor öğretmeni.
Başka hedefleri olup olmadığını soruyor.
“Hikâye yazmayı seviyorum, iyi de yazdığımı düşünüyorum. Ama çok detaya giriyorum, cümlelerim bitmiyor, sonsuz kadar uzuyor, kelimelerim insanların üzerine üzerine geliyor. Hedefim, insanların hikâyelerimi sevmesi...” diyor.
Öğretmeni yine tekrarlıyor:
“Peki, hedefine ulaşmak için ne yapmayı düşünüyorsun?”
“Noktalama işaretleri kullanmam gerekiyor. Ve hikâyemi ikinci bir kere okuyup düzeltmem. Ama okuldan eve dönünce, bahçede arkadaşlarımla oynamayı tercih ediyorum. Bir de imla hatası yapıyorum. Google’dan bakabilirim ama üşeniyorum. Önümüzdeki üç ay daha dikkatli olacağım...” diyor.

*

Haberin Devamı

Tanık olduğum şey karşısında “oha” oldum.
Çocukların gerçekten çok iyi yetiştirildikleri ve çok iyi eğitildiklerini düşünüyorum.
“Bizim zamanımızda...” geyiğine düşmeden de huzurlarınızdan tüyüyorum!

*

Ömür Gedik röportajı bugün Hürriyet tablet ve hurriyet.com.tr’de

İŞTE O RÖPORTAJ
Altın Portakal’ın kapanışında da sahneye çıkacağım!

BİR süredir “yeni gazeteci profili” konuşuluyor.
Aynı anda bir sürü mecraya iş üretebilen bir arkadaş.
Yani ana gazeteye, ilavelere, hurriyet.com.tr’ye, Hürriyet’in tablet’ine...
Haberin bir kısmı oraya, bir kısmı buraya, tamamı şuraya...
İlk duyduğumda, “Nasıl olacak böyle bir şey? Mümkün değil ki!” diye itiraz ettim.
Çünkü tüm o mecralar, bana “ayrı denizler” gibi geliyordu.
Ve bir gazetecinin, aynı anda tüm o denizlerde kulaç atabilmesi mümkün değilmiş gibi geliyordu.
Ne var ki, Hürriyet gerçekten büyük gazete!
Herkesten önce, bu yeni çağın, yeni gazeteci profilini çözmüş.
Nasıl yapacağım diye kara kara düşünürken, şu anda kendimi, tablet’e, com.tr’ye, ilaveye, gazeteye, kısacası her yere birden iş yapan bir muhabir olarak buldum.
Bütün denizlerde birden yüzmeye başladım.
Çok da hoşuma gidiyor.
Her mecra birbirine pas atıyor.
Sonunda da hepsi aynı Hürriyet okyanusuna açılıyor!
Ömür Gedik röportajını işte böyle yapıyorum.
Bugün tablet’te ve hurriyet.com.tr’de okuyabilirsiniz.
Ömür’le Bebek Kahve’de buluştuk.
Altın Portakal’daki performansından başladık, özgüvenine, hakkındaki tweet’lere, Haçiko’ya, Ferhat Göçer’le evlenip evlenmeyeceğine kadar bir sürü şeyi konuştuk...

Yazarın Tüm Yazıları