Kahvaltı tepsilerini hafta içi bile yatağa taşımak...
Bu yıl ben sabah sarılmalarının Allah'ını yaşadım.
Bir erkeği tıraş olurken izlemenin keyfine vardım.
Tabii her seferinde bir insan suratını nasıl keser hiç anlamadım!
Bu yıl tek başına seyahatlerden vazgeçtim, birlikte seyahatin resmen cılkını çıkardım: Peru, Prag, Yunan Adaları, Roma, Londra, Singapur, Bali vesaire vesaire. Kuyruk oldum sevgilime, kuyruk oldum sevgilime, iş toplantılarında bile peşine takıldım.
Hey! Bir de bedavadan bir fotoğrafçı yardımcı edindim kendime.
Ama an geldi, o fotoğrafçı yardımcı, Kutup'un sanatına göz dikti.
O kadar ki, kendine yeni objektifler, lensler, baskı makineleri alıyor şimdi. Fotoğraf kitapları okuyor gizli gizli.
Hafta sonu çok sevdiğimiz bir arkadaşımız evlendi mesela, Kutup da vardı, baktım o ne çekerse, bizimki de onu çekiyor.
‘‘Hırs yaptın galiba?’’ dedim.
‘‘Kendini Kutup'la kıyaslamıyorsun değil mi?’’
‘‘Yooo, portrelerde o hálá benden daha iyi’’ dedi.
İşimiz var yani!
Evet, 2003'te hayatımı aşk şekillendirdi.
Gazetenin barına inmez oldum, işimi bitirir bitirmez sevdiğim adamın kollarına koşar oldum. Gezen bir kadındım eskiden, sokaklara çıkmaz oldum. Evde yemek yapan bir adama mutfakta yamak oldum. Onunla birlikte spor yapar oldum. Ben bu yıl gerçekten bir insanın karısı ve yarısı oldum.
* * *
Ve tabii, bu yıl aşk kadar işle de geçti.
Zaten ya sevişiyordum ya çalışıyordum.
Arası pek yoktu.
Ama tuhaf bir şekilde başka şeylere ihtiyacım da yoktu.
Sanırım beni hayatta en çok mutlu eden iki şey bu.
Her perşembe her cuma gazetede geçti.
Diğer günlerden farklı olarak sabahlara kadar.
O geceler sevgilim izinliydi.
Ama onu sabaha karşı dörtte salonda beni beklerken uyuya kalmış bulmak da olağanüstü keyif vericiydi.
Yine de 2003 bilançomu yaparken, sevgilim kadar bizim kattakileri de anmam gerekiyor. Ulan en çalışkan biz miyiz acaba bu gazetede? O ekler nasıl bu kadar güzel çıkıyor zannediyorsunuz!
Her perşembe ve her cuma toplantı odasında gazete kağıtlarının üzerinde yemek yedik kattaki arkadaşlarımızla birlikte.
Bir aile gibi.
Çok yorulduk, çok güldük, çok eğlendik.
Sabaha karşı dörtte iş bitirmez bitmez de:
‘‘Gelecek haftaya ne yapıyoruz!’’ dedik.
* * *
Böyle geçti yani 2003. Bu iki temel faaliyetin arasına da bazı şeyler aldım tabii.
Kitap gibi, konferans gibi.
Ailemle daha sıkı fıkı ilişkiler kurmak gibi.
Bakıma daha çok özen göstermek, zayıflamak gibi.
E yaşlandıkça böyle bir ihtiyaç duyuyor insan.
Kedimin de bakımına daha özen göstermek gibi.
Beyefendinin de tüyleri artık her gün fırçalanıyor.
Gıdısı ve göbeği misler gibi koksun diye çeşitli atraksiyonlar yapılıyor.
Elveda dediklerim:
Sabahlara kadar delirmeler yok. Gereksiz ve manasız sohbetler yok. Beni huzursuz eden insanları hayatıma sokmak yok. Her şeyi gereksiz yere çok ciddiye almak yok.
Mutlu olmaya çalışmak var.
Şükretmek var.
Ediyorum.
Ve hepinize iyi bir yıl diliyorum.
Kadınlara da benimki gibi bir sevgili...
Nazar etme ne olur, ara senin de olur!
HAMİŞ: 2003'ün son faaliyeti de taşınmak oldu. Kolilerim hazır. Kedim de. Sevgilim de. Ben de. Yeni yıla, yeni evde, yeni bir yatakta gireceğiz, hep birlikte. Neşeli, sağlıklı, aşklı, şehvetli, bereketli bir yıl olsun dileğiyle...
HAMİŞ 2: Saat 12'de kırmızı g-string'i ihmal etmeyin!