Yetiş Ayşe

Haberin Devamı

ÇOCUKLARIM OLMADAN ÖLÜRÜM

Ayşe Ablam, ben Meltem. Hatırladın mı bilmiyorum beni, 09 Ocak’ta sana yazmıştım.

Şimdi her şey daha da kötü oldu Ayşe Abla. 3 aydır kiramı ödeyemiyorum. Kaymakamlıktan aldığım aylık 400 TLlık yardım 4 aydır 200 TL olarak veriliyor.

Gerekçe olarak da bütçelerinin bu kadar olduğunu söylüyorlar. 3 aydır herhangi bir hakaretini duymadığımız ev sahibimiz aybaşına kadar evini boşaltmamı ve kendisinin evine gireceğini söylüyor.

6 aydır hala eşimin özürlü maaşını da almadık her aradığımızda beklememiz gerektiğini söylüyorlar. Sana eşimin adını ve tc sini göndereceğim Ayşe Abla, belki bir yardımınız dokunur bu maaş için.

Bugün 28 Nisan Cuma ve 3 gün içinde evden çıkıp nereye gideceğimi, ne yapacağımı bilmiyorum.

Böbrek hastası olan oğlum için ameliyat kararı çıktı. Bir böbreğini almaları gerekiyormuş. Çünkü antibiyotik tedavisi sonuç vermiyor artık ve böbrek parankimleri gitgide genişliyor.

Haberin Devamı

3 tane bebek yaşta çocuk ve engelli bir eş... Herkes benim gözlerime bakıyor Ayşe Abla ama ben daha nereye kadar direnebilirim bilmiyorum. Dün İstanbul Valiliği’ne çıktım ve yardım istedim. Çocuklarıma giydirecek hiçbir şeyim yok dedim. Ev taşıyacağım, ev tutacak param yok dedim.

Sana samimice yazıyorum aldığım yanıtı. 4, 3 ve 1 yaşında olan oğlum ve kızlarımı sosyal esirgemeye şartlı olarak vermemi, 2 yıl çalışıp durumumu düzeltip onları geri almam gerektiğini, yapacakları tek yardımın da bu olduğunu söylediler. Tabi adına yardım denirse!

Oğlum 4 yaşında ve o bazı şeylerin daha çok farkında. Bana hep üzülme anne diyor ama sana söz veriyorum Ayşe Abla, ne olursa olsun onları asla bırakmayacağım.

Ben talihsiz bir anneyim ve her defasında bir engel çıkar bunu biliyorum umudum da kalmadı Ayşe Abla ama bir gün çocuklarımı benden alırlarsa emin ol ki o gün ölürüm Ayşe Abla.

Kendimi asla affetmem. Özellikle de oğlumu biliyorsun, daha önceki yazımda yazmıştım, aile baskısıyla, imam nikâhıyla kendimden yaşça çok büyük birinden oldu ve daha karnımdayken böbrek hastası teşhisi konunca babası bizi terk etti.

Haberin Devamı

Ailemin bile istemediği ve benim tek başıma büyütmeye çalıştığım bu hasta çocuktan ve babaları engelli olan 2 kızımdan asla vazgeçmeyeceğim.

Ayşe Abla benim için dua edin. Artık dayanacak gücüm kalmadı. Böyle yaşamaktansa ölsem daha iyi diye düşünmeye başladım artık.

Belki bir daha yazma şansım olmaz sana. Sizi çok sevdiğimi bilin. Bizim gibi insanların yanında olmanız çok büyük bir erdem. Size yazmak bile bir umut biliyor musunuz, bunu tahmin edemezsiniz. Tam yıkıldım derken bir şeyler için umutsunuz siz. Kendine çok iyi bak Ayşe Abla’m çok iyi bak ki sana bir şey olmasın, bizim yanımızda ol.

Meltem

CEVAP: Sevgili Meltem, gerçekten çok üzücü bir hayatın var. Ama buna rağmen çocuklarına kol kanat gerdiğin için tebrik ediyorum seni. Allah da senin yüzünü güldürür inşallah bundan sonra. Benim canım okur dostlarım eminim sana yardım edeceklerdir. Sevgiler.

….

Haberin Devamı


YAŞIMDAN BÜYÜK DERTLERİM VAR

Nerden başlasam nasıl anlatsam... Sana Ayşe Anne demek geliyor içimden, kızın kadarım daha 18 yaşındayım ama yaşımdan büyük dertlerim var, omuzlarım pes etti, artık taşıyamıyor.

Kalbim de kaldırmıyor bunları bir hançer saplanıyor sanki göğsüme canım yanıyor. Bu küçük yaşımda bambaşka bir ilişkiye başladım, neresinden tutsan elimde kalıyor.

Anne baba sevgisi görmeden büyüdüm, saçımı okşayan, elimden tutup okula götüren bir annem olmadı hiç. Sevgiyi yabancı kollarda aradım ve her defasında yanlış ilişkilere sürükledim kendimi.

Şimdi o kadar çaresizim ki ne yapacağımı hiç bilmiyorum, seni kendime yakın hissediyorum, ne olur bana yardım et Ayşe Anneciğim.

Haberin Devamı

Derdimi dinleyecek, bana akıl verecek birine çok ihtiyacım var, kendimi çok kötü hissediyorum, ölüm bile daha yakın geliyor bazen. Kimsem yok, çok çaresizim, ne olur ablacım. Ne olur... İnşallah okursun, sana ulaşır bu mailim.

A.

CEVAP: Sevgili A., ben de senin annen sayılırım. Bu yüzden bana tabi ki anne diyebilirsin. Ama ben de bu durumda sana kızıma kızdığım gibi kızma hakkını bulurum kendimde. Ne demek ölüm bile daha iyi? Bir daha ağzından böyle şeyler duymayayım. Hiçbir dert çaresiz değildir, yeter ki sen çare bulmak isteyesin. Bak kendin sebebini de gayet iyi ortaya koymuşsun, sevgisizlikten böyle ilişkiler yaşıyorum diye. Bence bu ilişkine hemen son ver ve sana uygun, seni gerçekten sevecek ve senin de sevebileceğin birini bul. Ha hemen bulamayabilirsin, yalnız kalmaktan da korkma. Yeni arkadaşlar edin, kendini geliştirmek için kurslara falan git. Emin ol sen kendini iyi hissettikçe insanlara da o güzel enerjini yansıtacağın için daha çok sevileceksin. Bana yaz ne olursa olsun, ben hep senin yanındayım. Sarılarak öperim. Ayşe Annen.

….

TEŞEKKÜR

Merhaba Ayşe abla,

Haberin Devamı

Ben bundan yaklaşık 2-3 hafta önce kıyafet talebinde bulunmuştum. Sizin aracılığınızla bir yardımsever bana bir sürü işe yarayacak kıyafetler gönderdi, o kadar mutlu oldum ki. Sizin gibi duyarlı insanlar sayesinde tekrar yaşama sevinci geliyor insana.

Arkadaşlarımdan sürekli kıyafet isteme durumundan kurtuldum, annem çok mutlu oldu. Bu şekilde anladım ki umudu kaybetmemeliyiz asla. Çok basit bir konu bile ne kadar mutluluğa sebep olabiliyor. Dilber Hanım’a çok çok teşekkürlerimi sunuyorum.

Allah hem size hem de Dilber Hanım’a istediğiniz her şeyi versin. Duacıyız size, çok teşekkürler.

Serap

CEVAP: Serap’ım, ne kadar mutlu ettin beni bu epostanla. Allah sana da her istediğini versin inşallah. Öpüyorum seni.

….

ANNEM

Ayşecim merhaba,

Umarım iyisindir ve her şey yolundadır.

Geçen gün annem benim evde, kız kardeşimin bazı kıyafetlerini ayırıp kenara koydu. Arkasından da bana; "bana bak Zuhal, bunlar kardeşinin kıyafetleri, sakın yanlışlıkla Yetiş Ayşe'ye göndereyim deme" dedi.

Kadıncağız alıştı tabii benim evdeki fazlalıkları Yetiş Ayşe'ye göndermeme.

(kardeşim İstanbul’da okuyor, yurtta kalıyor, arada gelip fazla kıyafetlerini bana bırakıyor).

Kocaman öpüyorum...

Zuhal

CEVAP: Zuhal’im, çok güldürdünüz beni anne-kız, Allah da sizi güldürsün. Sen kardeşininkileri de ver, ona yenilerini alırsınız annenle. Şaka bir yana, iyi ki senin gibi melek kalpli okur dostlarım var. Annene ve sana sevgilerimi yolluyorum.

….

VAN'DAN ŞÜKRÜ BEY İLE İLGİLİ

Merhaba Ayşe Hanım,

Van'dan yazan Şükrü Bey'in kızlarına yardım etmek istiyorum. Yardımdan kastım bütçem yettiğince bir şeyler alıp göndermek şeklinde.

Ama kendisine ulaşan çoksa sizin uygun gördüğünüz ve çocuğu için yardım isteyen başka bir aile de olabilir.

Sizden haber geldiğinde hafta sonu veya en geç salı bir şeyler hazırlamış olurum.

Sevgiler

Pınar

CEVAP: Pınar’ım meleksin Yetiş Ayşe ekibini sana yönlendireceğim, sarılarak öperim.

….

YÜZÜM

Günaydın Ayşe Abla,

İsmim Havva, yaşım 22 benim sana yazmamın nedeni yüzüm.

Yaz geldiğinde aynaya bakamıyorum, dışarı çıkmak bile istemiyorum. Durumum Allah’a çok şükür ki kötü değil, benden daha kötü durumda olanlar var, öncelik hep onların olsun isterim.

Şayet (siyah noktalarım, sivilcelerim hele ki güneşe çıkınca yüzüme bakılmayacak duruma gelmem beni çok mutsuz ve huzursuz ediyor, hatta hiç yaz gelmesin istiyorum.)

SGK var, devlet hastanesine gittim, ilaç verip yolluyorlar ama nafile. Nasıl yardım edilir bilmem ama yardım edebilecek, bir yerlere yönlendirilebilecek birileri varsa çok mutlu olurum. Seni çok öpüyorum, iyi ki varsın abla.

Havva

CEVAP: Havva’m, senin yaşında yüzünde sivilceler olması çok normal. Hepimizin –hala- başına dert oluyor zaman zaman bu sivilceler. Lütfen kendini bu kadar üzme. Yediklerine dikkat et, yağlı şeyleri fazla yeme, kola gibi içecekler içme, yüzünü gül suyu ile temizleyebilirsin. Hem ucuz hem pratik. Bal ile de maske yapabilirsin. Tabi ki doktoruna danışıp başka bir nedeni olup olmadığını da sormanda yarar var. Okur dostlarım da bana kendi önerilerini yazarsa haftaya paylaşırım seninle.

….

AYAKKABILARA TALİBİM

Merhaba Ayşe,

Aşağıdaki Göknil Hanım’ın yazısını okudum, iletişim kurabilirsek ayakkabılara talibim.

Malum çalışma hayatı, şirket toplantıları vs. çok fazla para harcayamıyoruz ayakkabılara.

Yardımcı olursan sevinirim.

Sevgiler.

Duygu

CEVAP: Sevgili Duygu, iletişim bilgilerini Göknil’e ileteceğim. Öperim.

….

MEB-EŞ ATAMALARI

Merhabalar Ayşe Hanım,

Eşim, Temmuz Ve Ağustos 2011'de öğretmenliğe atanıp, bayramın da araya girmesi ile 5-15 Eylül 2011'de göreve başlayabilen öğretmenlerdendir.

Benim bulunduğum şehre atamasını isteyebilmemiz için 1 yılı doldurması gerekmektedir. Bir yılı doldurduğu tarih de yine 5-15 Eylül 2012’dir.

Fakat mevcut yönetmelikle, atanmaya hak kazanan kişiler 31 Ağustos'ta işe başlayanlarla sınırlanmak istenmektedir. Eğer 31 Ağustos baz alınırsa 5-15 Eylül'de atananlar sadece '5 GÜN' ile atanma hakkını kaçıracak. Bu da 1 sene daha bekleyip toplamda 2 sene sonra eşlerine ve çocuklarına kavuşabilecekleri anlamına gelmektedir.

Biz bunun sıkıntısını yaşıyorken, yetmedi eş atamaları ile ilgili daha farklı sıkıntılar çıktı.

Milli Eğitim Bakanlığı, Eş durumu Özür Grubu atamalarında il ve ilçe emrini kaldırarak eşlerin birbirlerine kavuşmalarının önüne geçen yeni bir uygulamayı da devreye soktu.

(İl emri nedir? Eğer bir öğretmenin eş durumundan gitmek istediği ilde boş kadro yoksa veya hizmet puanı yetmiyorsa bakanlık o öğretmeni İl Milli Eğitim Müdürlüğü emrine veriyor, ilgili müdürlük de bu kişiyi branşına göre boş kadrolara atıyor.

Buradaki sorun şu ben Ankara’dan başka kadrosu bulunmayan bir devlet memuruyum. Ve eşimin branşında Ankara'da boş kadro bulunmuyor. Velev ki boş kadro bulunsa eşimin Ankara’ya gelebilmesi için gerekli hizmet puanını biriktirmesi için mübalağasız en az 10 sene çalışması lazım.)

MEB'in yönetmeliğine göre eş durumundan atanamayan öğretmen ister 3 yıla kadar ücretsiz izin alsın, ister eski yerinde devam etsin denilmektedir. (3 yıldan sonra da yine kadro olursa atamada öncelikli olacaklar denmekte, yine kadro yoksa sıkıntı devam edecek.)

Sayın Bakan’ın ifade ettiği gibi eğitimin devamlılığı için 1 yıl eşlerimizden ayrı kalmayı makul karşılıyorken, artık 3-4 seneden önce (O da şanslıysak mümkün olacak) birleşmemiz mümkün görünmemektedir. Kamuda hiçbir yerde görülmeyen bu uygulamanın kaldırılması insani bir gerekliliktir.

Ayşe Hanım, inanın eşimi teselli etmekten yoruldum. Eşime ve çocuğuma ziyarete gidiyorum, çocuğum evin içinde oda değiştirirken bile ben gideceğim diye kapının önünde beni bekliyor.

Sayın Bakan "öğretmenlerin atanmaktan başka derdi yok mu?" diyor.

Eşinden, çocuğundan 3-4 sene ayrı kalacağını bilen/duyan bir öğretmen başka neyi düşünebilir?

Bu öğretmen eğitim gibi insan merkezli bir hizmeti bu moralle ne kadar verimli götürebilir?

Kadrom olsa ben eşimin yanına gideceğim. O da olmuyor.

Şimdi ne yapalım biz?

Bir uygulamada hatanın farkına varılması için illa mağdurlarının oluşması mı gerekir?

Bu konuda yardımınızı kendim ve bizim durumumuzda olan on binlerce öğretmen adına bekliyorum, bu sorunumuzu kamuoyuyla paylaşmanızı rica ediyorum.

İlginiz için şimdiden teşekkür eder, saygılarımı sunarım.

Özgür

CEVAP: Sevgili Özgür, gerçekten çocuğunun kapıda beklemesi çok üzücü ve yıpratıcı olmalı hepiniz için. İnşallah Sayın Bakan’ımız bu epostayı okur, sizin ve sizin durumunuzdakiler için çözümler üretir.


Yazarın Tüm Yazıları