Paylaş
Ancak bu yardım şansınızı azaltıyor, bazen de tamamen ortadan kaldırabiliyor.
Çünkü epostalarınız yayınlanmadığı takdirde benim sevgili okur dostlarımın sizin taleplerinizden haberdar olma olasılıkları çok düşük.
Ben zaten isimlerinizi ve bilgilerinizi gerekli olduğunda sansürleyerek yazıyorum. Bazı özel şeyler de, aramızda sır olarak kalıyor tabi ki.
Ancak özellikle maddi yardım taleplerinizin yayınlanması çözüm açısından önemli.
Biliyorsunuz iletişim bilgilerinizi de yayınlamak yerine sadece yardım etmek isteyen okurlarımıza iletiyorum.
Bu sebeple sizlerden ricam Yetiş Ayşe için bana eposta gönderdiğinizde bunun yayınlanacağını düşünerek size uygun ancak yardım etmek isteyenler için de bilgilendirici olacak şekilde yazmanız.
400TL ÇOCUK YARDIMI
Günlerdir sizlerden e-mailler alıyorum devletin çocuklara verdiği 260 TL’den başlayan yardımlarla ilgili. Kaç lira, kaç çocuğa kadar, şartları nedir, geri ödemesi var mı, kim karar veriyor yardıma gibi sorulardı bunlar.
Bugün Sayın Bakanımız Selma Aliye Kavaf’ın basın danışmanı Sayın İlhan Deneri’yi aradım, sağ olsun o da anlattı.
2007 yılında Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) bünyesinde “aileye dönüş projesi” başlamış. Maddi olanakları kötü olduğu için çocuklarına bakamayan ve onları çocuk esirgeme kurumuna vermek durumunda kalan 7.000 ailenin çocukları, aileleri maddi olarak desteklenmek yoluyla evlerine geri gönderilmiş.
2007’den bu yana 25bin çocuk ailelerinin yanında desteklenmiş. Yani hiç yuva bünyesine alınmadan, direkt aile yanında yardımla korunmaya alınmış.
Durum şu; eğer maddi durumunuz yoksa ve evlatlarınızı neredeyse doyuramayacak raddeye geldiyseniz hemen mahallenizin muhtarına ya da kaymakamınıza başvuruyorsunuz.
Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü uzmanları sizinle ilgili ciddi bir araştırma yapıyor. Aile gerçekten ihtiyaç sahibi mi, iyi niyetli mi, alınan yardım çocuklar için kullanılacak mı ve en önemlisi de ailede şiddet var mı?
Bu araştırma ve takip siz yardım aldıktan sonra da sürekli devam ediyor. Burada amaç; çocukların ailelerinden koparılmadan, kendi evlerinde, anne baba sevgisi içinde yaşamlarına devam etmelerini sağlamak. Çünkü hiçbir yuva veya çocuk evinde çocuk ailesinin yanındaki duyguları bulamaz.
Maddi yardımların tutarları çocuğun yaşına ve öğrenim durumuna göre değişiyor. Ayni yardım miktarı aylık olarak her bir çocuk için 260 TL’den 530 TL’ye kadar değişebiliyor.
Hadi bu yardımlar aileye aylık olarak yapılıyor ama ailenin yatacak döşeği, yakacak sobası bile yoksa o zaman da iki çocuğa ödenecek bu paranın bir yıllık ya da iki yıllık toplamı aileye nakit olarak verilebiliyor.
Çocuklara yapılan yardım sadece aylık ödenekle kalmıyor, kreşe gidenin kreş parası, ilkokula gidenin servis parası hatta dershane ücreti ve okuldaki yemek ücretleri de devlet tarafından karşılanıyor.
Yılda iki kez çocukların kılık kıyafet ihtiyacı da devlet tarafından limitsiz olarak (neye ihtiyacı varsa) karşılanıyor.
Şu an 30bin çocuk bu desteklerle evlerinde yaşıyormuş. Devlet bu yardımları yaptığı sürece sizi sürekli kontrol ediyor. Eğer parayı kötüye kullanmak ya da evlat üzerinden prim yapmak gibi bir durum tespit edilirse aileye dava açmak, hatta verilen tüm parayı geri almak söz konusu olabiliyor.
Aylık faturalarınız dahi kontrol edilebiliyor. Eğer ailenizde herhangi bir şiddet varsa ve tespit edilirse çocuklarınızı devlet sizden alabiliyor. Her bakanlığın belli bir bütçesi var, bütçesi sınırlı olmayan tek bakanlık kadından ve aileden sorumlu devlet bakanlığı.
Ayrıca sosyal yardımlaşma fonu var. Mesela çocuklarınız için yardım alıyorsunuz ama yine de sosyal hizmetlere başvurursanız yakacak ihtiyacınız da bu şekilde karşılanıyor.
Sadece bu konuda değil; kadın, aile, özürlüler, yaşlılar, evsizler, çocuk yuvaları vs…
Daha fazla bilgi almak isterseniz Sayın Bakan’a www.selmaaliyekavaf.com.tr adresinden ulaşıp, tüm sorularınıza cevap bulabiliyormuşsunuz. Benim aldığım bilgiler bunlar. Umarım yardımcı olur.
………………
YARDIM
Ayşecim,
Senin yazılarından birisi vesile oldu. www.kardesinisec.com sitesinden kendime bir kardeş seçtim. Cihan 11 yaşında mütevazı, her şeyden kolayca mutlu olan, bugüne kadar kendisi için hiçbir şey istemeyen bir çocuk.
Bazen babasının telefonundan arıyor, ablacığım seni çok özledim, ondan aradım diye, içim eriyor. 7 kardeşi var Cihan'ın.
İlk duyduğumda kızdım annesine babasına, madem bakamayacaksınız bu kadar çok çocuk neden diye. Ama cehalet mi dersin, kadercilik mi artık, adını sen koy ama önemli mi gerçekten sebebi?
En büyüğü 12 yaşında 7 tane çocuk, yokluk içinde yaşamaya, okumaya çalışıyorlar. Dün akşam Cihan aradı; "Ablacığım sana söylemek istemedim, çok utandım ama kardeşim o kadar çok ağladı ki dayanamadım. 4 yaşında bir kardeşim var, günlerdir bisiklet için ağlıyor" dedi. Ben de maddi sıkıntım var, daha sonra alırım demeyi bir an bile düşünmedim, internetten bir bisiklet sipariş ettim. Diğer okuyan kardeşlerine de elimden geldiğinde kitap, ayakkabı v.s. göndermeye çalışıyorum.
Ama biliyorum ki o çocukların tek ihtiyacı bu değil, kim bilir nasıl besleniyorlar. Keşke elimden gelse de ben maddi yardım yapabilsem ama elimden bu kadarı geliyor. Bugünkü yazında ihtiyacı olan ailelere 400 TL’lık yardım için iletişim bilgilerini vermişsin. Cihan'ın babasının telefonunu adresini versem, aynı yardımı onların da alması mümkün olur mu?
Ayşe
CEVAP: Sevgili Ayşe harikasın. Tebrik ediyorum seni. Aile yukarıdaki açıklamamda da belirttiğim gibi muhtara veya kaymakamlığa başvurursa gerekli araştırma ve yardım yapılabilir.
…..
Ayşe Hanım merhaba;
Öncelikle yazılarınızın bir hastası olduğumu belirtmek isterim. Sabah ilk işim sizi okumak oluyor iyi ki varsınız. Renk katıyorsunuz bize.
Benim bir sıkıntım var daha doğrusu bir ablamın. Size danışmak istedim. Durumları şu an çok kötü eniştem de işsiz kaldı.
Zaten çalışırken de maaşını alamıyordu ve hep ay ay borçları çoğaldı. Ben ve ailem yardım etmeye çalışsak da ben asgari ücretliyim eşim de asgari ücretli bir çocuğumuz var ve açıkçası kendimizi zor idare ediyoruz.
Babam da zaten emekli maaşı ile evlerine zor bakıyor dede babaanne de var tabi baktıkları arasında. Ne yapılabilir açıkçası bilmiyorum.
Ablam kalpten rahatsız işte çalışmak istiyor ama masa başı olmalı diksiyonu da düzgün açık öğretim Türk dili edebiyatında okuyor.
Temiz ve sigortalı bir işte masa başı hastanede falan çalışsa süper olur.
Eniştem de iş arıyor. İki çocukları var. Biri 1. sınıf biri 6. sınıf.
İnanın düşünmekten beynimi yiyorum. Ellerinde avuçlarında yok. Borçları da birikti. Yiyecek içecek komşular veriyor.
Çocukların okul parası var, o öyle. Yani akşama pişecek yemek bulamıyorlar; anlayacağınız sen ben ne verirsek onu yiyorlar.
Çocukların kıyafeti de hep eski içim parçalanıyor. Evleri kombili ama kombiyi taktıramadıkları için buz gibi evde oturuyorlar şu kış günü.
Ne yapabilirim bilmiyorum. Böyle ailelere bir maaş ya da çocuklar için özel bir yardım var mı bilmiyorum.
Hastanede falan masa başı iş olur mu onu da bilmiyorum.
Kendimizi çok üzüyoruz bu konu yüzünden ama elimizden bir şey gelmiyor. Lütfen bir çözüm bul ablacım benim. Beynim doldu benim.
Umarım bana cevap yazarsın
Seni çok seviyorum ablam.
Y.
CEVAP: Yukarıdaki bilgiler umarım sizin de işinize yarar. Okur dostlarımdan da bu aileye kıyafet, yiyecek vs gerekli yardımları yapmalarını ve mümkünse bir iş ortamı sağlamalarını istiyorum.
………..
TÜKENDİM BİTTİM AYŞE
Merhaba Ayşe,
Umarım beni anlarsın çünkü sorunum büyük. Bekâr bir anneyim, çocuğum küçük; 11 yaşında. Babasından, ailesinden, ailemden destek yok. Çalışıyorum ama 800 lirayı 30 günde nereye yetirebilirsiniz?
Kızım bir rahatsızlık geçirdi, boşandıktan sonra yeni ev kurduk minimum tek bir çekyat, 2 kişilik yatak (beraber uyuyoruz) bir ocak, tüp ve ısıtmasız buz gibi bir ev. Hastalanınca tefeciden para aldım ilacını karşılayayım, eve elektrikli bir soba alayım diye. O borç 2.400 lira ve ben yalnız bir kadın olarak kapıma bilmediğim adamların dayanmasından bezdim.
Bu dünyadan göçüp gitmek saniyelik ancak kızım ne olacak fikri beni engelliyor. Ama uykusuz, aç gecen geceler, köşe başındaki bakkalın sulanması, tefeciler beni yıldırıyor. Canıma kıymaya az kaldı. Şu borcumu kapatsam en azından gece kapıma dayanan biri olmasa, kızıma güvenli bir yatak sunabilsem…
Ah Ayşe, kalbim acıyor, kanıyor. Ben çocuk sahibi olmadan evvel düşlerim çocuğuma şunu yapacağım, şu okula göndereceğim şeklindeydi. Şimdi ise akşama ne yedireceğim, okula hangi harçlıkla göndereceğim diye düşünüyorum. Ne yapayım, kendimi mi satayım?
S.
CEVAP: Sevgili S. hadi senin ailen yardım etmiyor ama bu çocuğun bir babası var ve o hukuken yardım etmek zorunda size. Bu konuda Avukat Merve Gürcan sana gerekli hukuki desteği verebileceğini söyledi ona merve@mervegurcan.av.tr adresinden ulaşabilirsin.
Bunun dışında benim sevgili okur dostlarım da eminim ki en azından evlerindeki kullanmadıkları fazla eşyaları sana ulaştırarak gerekli katkıyı sağlayacaklardır. Belki tefeciye olan borcunu da karşılayacak bir hayırsever bulunur ya da en azından tefeciye değil ona borçlanırsın, kapına dayanan olmaz.
Lütfen sen de aklından tüm kötü düşünceleri uzaklaştır, anladığım kadarıyla sen kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan çok güçlü bir kadınsın. Zamanla her şeyi yoluna koyacağına eminim. Sarılarak öpüyorum seni.
SAĞLIK ALANINDAKİ ADALETSİZLİĞİ MİLLETVEKİLLERİ DE DESTEKLİYOR
Merhaba,
Ben optisyenim. Bir gözlükçü dükkânında mesul müdür sıfatı ile çalışmaktayım. Size kısaca ülkemizde ki sağlık alanında adaletsiz uygulamalardan bir tanesinden bahsetmek istiyorum. Kaleme alırsanız çok sevinirim.
8 Şubat 2011 “TBMM Başkanlık Divanı, Başkan Mehmet Ali Şahin başkanlığında toplandı. Milletvekillerinin aldığı gözlük camı ve çerçeve ücretleri de artırıldı. Buna göre, milletvekillerine 1999’dan itibaren ödenen 80 TL’lik gözlük camı ücreti 150 TL’ye, çerçeve için ödenen 100 TL ise 250 TL’ye çıkarıldı.”
Milletvekilleri gözlük almak istedikleri zaman alacakları bir adet gözlük için 400 TL devlet yardımı alabiliyorlar. SGK bünyesindeki ( ssk-emekli-sandığı-bağkur ) bir çalışan ya da emekli vatandaşımız gözlük almak istediği zaman ise SGK tarafından ödenen cam artı çerçeve ücreti ortalama 40 TL.
Üstelik SGK bünyesindeki bir vatandaş bu yardımı sadece 3 yılda bir kez alabiliyor.
Devlet baba 2004’den 2008 yılına kadar ödenen 42,80 TL lik çerçeve yardımını 2008 yılında 37.80’e düşürüyor. 2008’den beri ülkemizde vatandaş alacağı gözlük için SGK ‘dan 37,80 çerçeve yardımı alıyor. Üstelik çalışan kişi bunun %20’sini katılım payı olarak yine devlete iade ediyor ama milletvekillerimiz aynı ülkede 400 TL cam ve çerçeve için para yardımı alabiliyor.
Şimdi merak ettiğimiz:
Hangi ülkenin milletvekilleri vatandaşlarından 10 kat daha fazla devletten yardım alabiliyorlar?
Milletvekilleri aynı ülkenin vatandaşları ile aynı yolu kullanıp aynı sudan içebiliyorken aynı gözlüğü kullanamıyor mu? Hepsinin kafasında xxxxxx isimli bir dünya markası yabancı üretim bir gözlük mü olmak zorunda?
Ülkemizdeki medya organı olan sizler dışında bu konuyu vatandaşa nasıl duyurabiliriz? Lütfen bu konuda yardımcı olun.
İlginiz için şimdiden teşekkürlerimi sunarım.
Optisyen İsmail UYAR
CEVAP: Yazdıklarını yorumsuz olarak yayınlıyorum. İlgililerden bu konuda bir cevap gelirse onu da seve seve yayınlamak isterim.
……………………..
YETİŞ AYŞE’M
Ayşe’m,
Bu arkadaşımın adı X.
B. İlkokulu’nda aynı sınıftaydık. Kendisi yaşça bizlerden büyüktü. Kalbi çok güzel bir genç kız. Adı gibi kendisi de tatlı, çekingen bir su damlasıydı.
Hem yaşça bizlerden büyük olmanın verdiği eziklik hem de engelli olması sebebiyle ayrı dururdu hep bizlerden. Gelmezdi pek yanımıza ama anlardım ben onun gözlerinden nasıl içinin gittiğini. Bizlerle sohbet etmek için ve asla yalnız bırakmazdım X’i.
O zamanlar, çocuk aklımla hatırladığım kadarıyla, biraz da konuşma zorluğu çekiyordu.
Yürümekte zorlanıyordu, kollarını tam olarak kullanamıyordu ama çook zeki bir kızdı.
Anacığı her gün sırtında getirdi ama sanırım X ağır olduğu için, kadıncağız iki büklüm gelirdi okula. Babacığı vardı X’in, en çok onu görürdük okulda. Teneffüslerde herkes kantinde simit sırasına girerken, ben bakardım X’in gözlerine, acıktığını anlardım ve sıraya girerdim hatta uzun kuyruğun tam ortasına kaynak olurdum X için.
Çok kavga etmişimdir okulun fırlama öğrencileriyle X için girdiğim simit sırası yüzünden. İlkokul bitince bir daha görmedim X’i.
Aradan yıllar geçti, bir gün annem söyledi; B.’da sahilde, sahipsiz bir erkek cesedi bulunmuş diye. Sonra öğrendim ki, X’in babası!!! Tam olarak detayını bilmiyorum ama duyduğum kadarıyla X’in babası Bandırma sahilinde dolaşırken, denize yanlışlıkla düşen bir çocuk görmüş ve onu kurtarmak için suya atlamış düşünmeden ama o zavallı yardımsever adamcağız yüzme bilmiyormuş.
Gözünü kırpmadan atlamış suya, çocuk kurtulmuş ama X’ciğin babası gitmiş.
İçim nasıl acımıştı duyduğumda anlatamam sana. Şimdi yıllar sonra X’i buldum, daha doğrusu o beni buldu; facebook’tan mesaj göndermiş bana. İçim çok acıdı durumuna Ayşe’m.
Bir şeyler yapmak istiyorum ama ne bilemedim. Bildiğim kadarıyla annesi ev hanımıydı. Ne yaparlar, neyle geçinirler beynim durdu Ayşe’m.
Bir şeyler yapmak istedim. Keşke elimden bir şey gelse dedim. Keşke benim param olsa dedim. Benim durumum da pek parlak değil Ayşe’m.
B’de bir firmada satış danışmanı olarak çalışıyorum, asgari ücretle. Kızkardeşimle yaşıyorum, o da 8 aydır işsiz. Ev kira. Faturalar, kredi kartları belimi büküyor. Uçan kuşa borçlu durumdayım, bunları, yani kendimle ilgili olanları sakın yanlış anlama Ayşe’m, ajitasyon değil amacım. Sadece kendi durumumun iyi olmadığına bir kez daha kahroldum X’i tekrar bulup yardım edemediğim için.
Özetle Ayşe’m, ben X için bir şeyler yapmak istiyorum ama ne? Nasıl sorulur nasıl edilir bilemedim, çok gururludur X yanlış anlamasından korktum, onu incitmekten, kırmaktan korktum ve bu yardım etme olayını sana anlatmak istedim. Sen bilirsin yolunu yordamını diye düşündüm.
Ayşe’m durum bu haber bekliyorum senden canım. Bir şeyler yapabilir miyiz?
A.
CEVAP: Arkadaşınla açık açık olmasa da bir şekilde onu incitmeden konuşmanda yarar var. Gerçekten herhangi bir yardıma ihtiyacı varsa köşemiz ona her zaman açık biliyorsun. Umarım kardeşin de en kısa zamanda bir iş bulur. Sevgiler.
……………..
TELEKOM BURSU
Ben E. T. İstanbul Teknik Üniversitesi, elektrik mühendisliği birinci sınıf öğrencisiyim. Babam C. T., 21 yıl Türk Telekom da çalıştı. Özelleştirme mağduru olarak 2010 yılının eylül ayında başka kuruma nakil hakkını kullanarak, Türk Telekom’dan ayrılmak zorunda kaldı.
Türk Telekom 2009-2010 yılında, ben hazırlık sınıfına başladığım zaman başarı bursu adı altında 300 kişiye, Türk Telekom personeli çocuğu olarak bu bursu almaya hak kazandım.
Ne hikmettir, Türk Telekom’un bana her ay vereceği 200 liraya ihtiyacı varmış ki haber vermeden babam ayrılır ayrılmaz bursumu kesti.
Türk Telekom akademik direktörlüğünü aradığımda, bursumun yıllık mı yoksa öğrenim hayatı boyunca mı verileceğini sorduğumda, bana öğrenim boyunca ödeneceğini söylediler.
Akabinde tekrar aradığımda babamın sadece Türk Telekom’dan ayrılması sebebiyle kesildiğini öğrendim. Bu bursu aldığımdan devlet bursuna da tercih yapamadım. Sizce bu durumda babalar mı yoksa çocuklar mı cezalandırılıyor, bu soruma cevap verebilecek bir Türk Telekom yetkilisi var mı?
Bu mağduriyetimi sizinle paylaşmak istedim inşallah kamuoyuna duyurursunuz ve Türk Telekom’un eski personel çocuğu olarak mağduriyetimi giderilmesi dileğiyle.
E. T.
CEVAP: Gerçekten üzücü, özelleştirme nedeniyle işten çıkarttıkları çalışanlarının çocuğuna verdikleri 200TL bursu kesmeleri Telekom gibi büyük bir şirkete yakışmamış. İnşallah bu yazıyı okurlar ve bu hatayı en kısa sürede telafi ederler.
Olmazsa eminim benim sevgili okur dostlarım bu 200TL’yı seve seve sana burs olarak ödeyeceklerdir.
………………
NİŞAN KIYAFETİ YENİ SAHİBİNE ULAŞTI
H. Hanım günaydın,
Evet, aldım bedeni de uydu, sadece boyunu azcık kısaltacağım, malum bende boy yok.
Tekrar teşekkür ederim.
Saygılarımla.
E.
…
E. Hanım,
İyi günlerde kullanın. Umarım çok mutlu olursunuz. Allah tamamına erdirsin.
Ayşe Hanım,
Sizlere de çok teşekkür ederim. Hem benim gönlümdeki gerçekleşti hem de E. Hanım'ın.
Sevgiler.
H.
CEVAP: Hem elbisesine kavuşan E’nin hem de ona elbisesini gönderen H.’nin epostalarını özellikle yayınladım.(Önceki mail de aşağıda okuyamamış ya da unutmuş olanlar için) Her iki taraf da birkaç e-mail ve minik bir elbiseyle mutlu oldu. Ben onlardan daha da mutluyum. 12 Şubat’taki nişanın nasıl geçtiğini de bana yazın merak ediyorum. Her ikinizi de sarılarak öpüyorum. Sevgiler.
…
İlk eposta:
Ayşe Hanım selamlar,
İsmim H., 36 yaşındayım. 10 gün önce nişanlımdan ayrıldım. Nişanda giydiğim elbisemi ihtiyacı olan birine hediye etmek istiyorum.
38 beden olan elbise ekli dosyada görebileceğiniz üzerimdeki elbisedir. Bu konuda yardımlarınızı bekliyorum.
Günlük yazılarınızı büyük bir keyifle okuyorum. Yazdıklarınızdan, yaşadıklarınızdan, paylaştıklarınızdan ders çıkarmak benim için büyük keyif.
Yaşadıklarımızın çevremizdeki insanlara mum ışığı bile olsa yol göstermesi benim için çok önemli. Bu nedenle hepinize sonsuz teşekkürler.
Bahsettiğim konu aklınızın bir ucunda bulunur da ihtiyacı olan kimselere ulaştırmam konusunda destek verirseniz çok ama çok mutlu olurum.
Dağınık bir mail oldu kusura bakmayın. Beynim nasıl karışıksa mailim de öyle oldu.
Kendinize çok iyi bakın, Allah'a emanet olun.
Sevgiler.
H.
CEVAP: Sevgili H. Öncelikle geçmiş olsun. Nişanlından ayrılmışsın. Ancak her şerde bir hayır vardır. Eminim senin için böylesi çok daha hayırlı olacaktır. Kıyafetin de inşallah yeni sahibesine uğur getirir. Öpüyorum.
…………………
Paylaş