Sevgili Reyhan Karaca’nın kardeşi, twitter’dan..." /> Sevgili Reyhan Karaca’nın kardeşi, twitter’dan..." />
Paylaş
FATİH KARACA’YI KAYBETTİK
Sevgili Reyhan Karaca’nın kardeşi, twitter’dan hepimizin dostu Fatih bir süredir mücadele ettiği kansere yenik düştü maalesef.
Her ölüm erkendir ama bu gerçekten çok erken oldu.
Cenaze namazı bugün öğlen Şişli Camii’nde kılınacak.
Allah sevgili Reyhan’a, ailesine ve sevenlerine sabır versin. Fatih’in de mekânı cennet olsun inşallah.
SİVAS / BAŞYAYLA KÖYÜ KÜTÜPHANESİ
Geçen hafta kütüphanenin fotoğraflarını yayınlamıştık hatırlarsınız. Bu kütüphane için 650’den fazla kitap toplayıp, 8 adet orta boy, 1 adet büyük boy kitaplık yaptırıp, kargo şirketi ile sponsorluk için anlaşıp 2 haftada projeyi sonuçlandıran bütün Ankara Metropolitan Rotaract Kulübü üye ve misafirlerine ve özellikle de;
“Yardımcı olabileceğimiz başka konular varsa beni lütfen haberdar edin.” diyen sevgili başkanları Cem Çamur’a teşekkür etmek istiyorum. Sizin katkılarınız olmadan bu iş bu kadar çabuk ve güzel gerçekleşemezdi sanırım.
* * *
FARKLI OLMAK FARKLILIK DEĞİLDİR - MAVİ KELEBEK
Engelli olmak çok zordur. Hele ki Serebral Palsi’li yani spastik iseniz, işiniz daha da zordur; çünkü özgürlüğünüz diğer engel gruplarına göre daha kısıtlıdır ve istem dışı hareketlerinizden dolayı çoğu kişi tarafından geri zekâlı gibi görülürsünüz.
Hâlbuki spastiklerin çoğunun zekâsı normalin üstündedir ve hisleri de herkesinkinden kuvvetlidir. Kimsenin göremediği şeyleri onlar görür, anlar ve hisseder.
Bu yüzden de, lütfen onlara normal davranın ve tüm sevginizi, sıcaklığınızı onlara verin; çünkü spastiklerin en çok sevgiye ihtiyacı vardır aman sahte değil, gönülden sevgiye.
Bir düşünün, yirmi dört saat boyunca sizin ellerinizi, ayaklarınızı, gözlerinizi ve ağzınızı bağlasalar, ne yaparsınız ya da ne hissedersiniz?
Siz buna yirmi dört saat bile dayanamazsınız ama engeliler buna bir ömür dayanmak zorundalar. Bu yüzden de lütfen engellileri özellikle de spastik engellileri, kendinizden farklı görmeyin.
Unutmayın ki, yarın siz de bir engelli ya da engelli yakını olabilirsiniz. Bu risk, herkes için her zaman geçerlidir.
Spastiklerin sorunlarına dikkat çekmek için ve toplumun spastiklere bakışını değiştirmek için; FARKLI OLMAK FARKLILIK DEĞİLDİR sloganıyla MAVİ KELEBEK girişimi başlatıyoruz.
SANAL SPASTİKLER BİRLİĞİ
http://www.facebook.com/?ref=logo#!/group.php?gid=41223297677
Bize destek olacağınıza yürekten inanıyorum
Sevgiler.
Beril Şeker
CEVAP: Berilciğim her zaman yanınızdayım. Elimden ne gelirse yardıma hazırım. Hepinizi kucaklayarak öpüyorum.
* * *
MOR ÇATI SIĞINAĞI İÇİN BÜYÜK BULUŞMA SANTRAL İSTANBUL’DA
Sanatçılar, aydınlar ve iş dünyası kadına şiddete karşı bir araya geliyor.
Mor Çatı Sığınağı İçin Büyük Buluşma
Ünlü sanatçıların kostümleri Santral İstanbul'da bulunan Otto Santral’de 8 Kasım’da gerçekleştirilecek açık artırma ile satılacak. Satıştan elde edilecek gelir Mor Çatı’ya yeni bir sığınak kazandıracak.
Şiddet gören kadın ve çocuklara hukuki, sosyal ve psikolojik destek veren Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı 20. yılında büyük bir buluşmaya ev sahipliği yapıyor. Kadınlara ve çocuklara uygulanan her türlü şiddetin önlenmesi konusunda duyarlılığa sahip olan sanatçılar, iş insanları ve aydınlar Mor Çatı’ya yeni bir sığınak kazandırmak için Otto Santral’de 8 Kasım’da yapılacak gecede bir araya gelecek.
Mor Çatı dostu sanatçıların kostümlerinin açık artırma ile satışa sunulacağı geceden elde edilecek gelir, kadın sığınıklarının açılması ve yürütülmesi konusunda öncü olan Mor Çatı’ya yeni bir sığınak kazandıracak.
Santral İstanbul'da Otto Santral’de yapılacak gecede; Ajda Pekkan, Emel Sayın, Gönül Yazar, Hülya Koçyiğit, Hülya Avşar, Lale Belkıs, Nilüfer, Orhan Gencebay, Sezen Aksu, Tarkan, Tuncel Kurtiz,Türkan Şoray ve Zuhal Olcay gibi Türk sanatçıların yanı sıra Buika ve Monica Molina gibi yabancı sanatçıların da kostümleri satışa sunulacak.
Geceye iletişimde; Rafineri, halkla ilişkilerde; Zarakol, interaktif ve event organizasyonunda;Trafo, açık arttırmada; Alif Art, mekan ve ikramda; Otto Santral gönüllü olarak destek veriyor. Gecenin danışmanları ise Gülay Kamaz, Berrin Yoleri, Deniz Marşan...
Mor Çatı 20 yılda neler yaptı?
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, kurulduğu 1990 yılından bu yana şiddet gören kadın ve çocuklara aralıksız olarak hukuki, sosyal ve psikolojik destek verdi. Kadınların tanıklıkları aracılığıyla elde edilen bilgiler Mor Çatı tarafından yetkililer başta olmak üzere geniş bir kesimle düzenli olarak paylaşıldı, yasaların kadından yana değişmesi, uygulamadaki aksaklıkların giderilmesi konusunda savunuculuk çalışmaları gerçekleştirildi. Mor Çatı uluslararası standartlarda 3 ayrı sığınakla faaliyet yürüttü. Bunlardan biri halen sürdürülüyor.
Her 3 sığınakta da kalan kadın ve çocukların şiddetten uzak yeni bir yaşam kurma oranı yüzde 80.
Mor Çatı’nın 20. kuruluş yıldönümü nedeniyle yapılacak geceden elde edilecek gelirle kadın ve çocuklar için koşulları daha uygun yeni bir sığınak binası kurulması hedefleniyor.
Kadına yönelik şiddet nedir?
Kadına yönelik şiddet tüm dünyada öncelikle yaşam hakkı üzerinde önemli bir tehdit oluşturuyor. Her 3 kadından 1’inin fiziksel şiddet gördüğü biliniyor. Fiziksel şiddet, yani tokat, itip kakma, dayak vb. şiddetin en tanınmış biçimi. Ancak şiddet bununla sınırlı değil. Yapılan çalışmalar kadına yönelik şiddetin çok yönlü olduğunu, alay etme, suçlama, çocukları uzaklaştırma, güveni yok etmeye çalışma, kıskançlık, para vermeme gibi duygusal, sözel, ekonomik biçimleri bulunduğunu ortaya koydu.
Bütün bunlar sadece bedende değil, her kadının iç dünyasında da kalıcı izler bırakıyor. Üstelik şiddetin mağduru sadece kadınlar değil, aynı zamanda buna tanık olan ya da bizzat yaşayan evdeki çocuklar.
Birleşmiş Milletler’in Kadın Yönelik Her Türlü Ayrımcılığı Engellenmesi Sözleşmesi, şiddetin kaynağında toplumda kadınlara uygulanan ayrımcılığın yattığını belirtiyor ve aralarında Türkiye’nin de bulunduğu imzacı devletlere ayrımcılığın önlenmesi ile ilgili sorumluluk yüklüyor.
Son yıllarda şiddetin ve ayrımcılığın önlenmesi amacıyla yapılan birçok yasal düzenleme mevcut. Ancak bunların uygulanmasında ciddi sorunlar bulunuyor ve kadına yönelik şiddetle ilgili rakamlarda ne yazık ki hâlâ iyileşme yok.
Türkiye’de her gün 5 kadın koca, eski koca ya da sevgili tarafından öldürülüyor.
Suçlular “haksız tahrik” gerekçesi ile mahkemelerde birçok kez ceza indirimi alıyorlar.
Yasaya göre nüfusu 50 bin olan tüm belediyeler şiddetten uzaklaşmak isteyen kadın ve çocuklar için sığınak açmalı, ancak sığınak açan belediye sayısı yalnızca 19.
SHÇEK’e bağlı ise 40 kadar sığınak bulunuyor. Mevcut sığınaklarda kadınların güçlendirilmesine yönelik çalışmalar yetersiz. Bu nedenle şiddet ortamına geri dönmek zorunda kalan kadınların oranı yüzde 86’ya yaklaşıyor.
Hande Çıkrıkcı
CEVAP: Mor Çatı gerçekten çok önemli bir kuruluş. Çünkü maalesef hala kocasından şiddet gören kadına kendi anne babası bile destek vermiyor çoğu zaman. Hayatlarına yeniden yön verebilmeleri için de sığınma evleri çok değerli. Ben de yürekten destekliyorum sizleri. Her zaman mağdur kadınlar için elimden geleni yapmaya hazırım.
* * *
KİTAP YARDIMI
Sayın Ayşe ARAL;
Şanlıurfa/Hilvan ilçesi Cumhuriyet İlköğretim Okulu müdürüyüm. Bulunduğumuz bölgenin şartları hakkında eminim bilgi sahibisiniz.
Buralarda özellikle büyük şehirlere oranla eğitim alanında eksiklikler mevcut. Öğrencilerimize kitap okuma alışkanlığı kazandırmak için kütüphane oluşturduk fakat kitaplara ihtiyacımız var hem de çok sayıda.
Sizin gibi değerli gazetecilerimize ihtiyacımız var. Okulumuzun kitap ihtiyacı konusuna duyarsız kalmayacağınızı temenni eder, başarılar dileriz. Lütfen bizi cevapsız bırakmayınız.
Adres: Cumhuriyet İlköğretim OkuluYeni Mh. 100.Yıl Meydanı No:37 Hilvan/Ş.urfa
Tel: 414 681 37 18 / Ersin YAY
CEVAP: Sevgili müdürüm iyi ki sizler de varsınız. Ben sabah gider akşam dönerim gerisi beni ilgilendirmez zihniyetinde olmadan çocuklarımızın iyiliği için çabalayan siz öğretmenlerimize müteşekkiriz.
Benim sevgili okurlarım eminim ki ellerindeki kitapları ve belki de yeni alacakları kitapları en kısa zamanda size ulaştıracaklardır. Güzel haberlerinizi bekliyorum.
* * *
NİŞANLIK YARDIMI
Sevgili Ayşe Ablam,
Gene ben, nişanlık yardımı istemiştim senden. Nişanımın tarihi yaklaşıyor ve hala giyecek nişan elbisem yok.
Senden daha önce de yardım istemiştim ablacığım bu konuda. Yazılarını takip ediyorum belki bir şeyler çıkar diye. Sanırım bana yardım edecek kimse çıkmadı ablacım, tekrar yayınlarsan çok sevineceğim. Seni de sıkmak istemiyorum. Çok teşekkür ediyorum, sesimize ses olduğun için.
S.
CEVAP: Sevgili S. için kapalı bir nişanlık giysi gerekiyor sevgili okur dostlarım bir an önce bu güzel kızımızın yüzü gülsün hadi gardıroplarınızı bir karıştırın bakalım.
* * *
YETİM KIZIMIZA BURS
Sevgili Ayşe,
Sana bu sene üniversiteye kaydolan zor durumdaki bir yetim kızdan söz etmek istiyorum.
Babası polis emeklisi idi, yakalandığı kanser hastalığından kurtulamadı.
Bu arada aile emekli ikramiyesi dâhil ellerinde ne varsa buna harcadılar. Kızımızın ağabeyi maddi imkânsızlıktan dolayı eğitimini yarım bıraktı ve askere gitti.
Anne rahatsız ve kirada oturuyorlar. Okumayı çok isteyen kızımız bu yıl üniversiteye kaydoldu fakat mevcut şartlarla nereye kadar sürdürebilir bilemiyorum o da umutsuz. Bu yetim kızımıza burs verebilecek bir nebze olsun destek verecek kurum ya da kuruluş varsa çok seviniriz, selam ve sevgiler.
Müjgan
CEVAP: Müjgan Hanım inşallah kızımıza okurlarımızdan bir burs bulunur. Size de ilginizden ötürü teşekkür ediyorum. Sevgiler.
* * *
SULTAN HANIM ve KEDİLERİNE YARDIM EDELİM
Merhaba Ayşe Hanım;
Yazılarınızı severek okuyorum. Herkesin derdine derman olmaya çalışmanız gerçekten çok güzel. Özellikle hayvan severliğiniz, bu yazıyı size yazma cesaretinde bulunmamı sağladı.
Kartal Esentepe’de bir bayanla tanıştım. Kadıncağız senelerce o bölgenin kedilerine her türlü zorluğa göğüs gererek (hayvan sevmeyen insanlarla ve belediyeyle mücadele ederek) bakmaya çalışıyor.
Kendisi Esentepe’de küçük bir kuaför salonu işletiyor fakat günde 2-3 kere kedileri doyurmak için dışarı çıkıyor. “Bu yüzden salonu kapatmak zorunda kalıyorum işlerim aksıyor, maddi olarak çok zor durumdayım kedilere mama alamıyorum. Bu da beni kahrediyor fakat ömrüm oldukça onlara bakmaktan asla vazgeçmeyeceğim” diyor. Belediyeden maddi destek istemiş, fakat talebi geri çevrilmiş.
Ayşe Hanım, sizin aracılığınızla tüm hayvan severlere sesleniyorum. Yapmak isteyip de yapamadığımız bu fedakârlığı bizim yerimize tüm zorluklarına rağmen yapmaya çalışan bu bayana kedi maması alarak veya elimizden geldiğince maddi destekte bulunarak yardımcı olmak isteyenler için iletişim bilgilerini aşağıya yazıyorum. İlgilerinize şimdiden teşekkür ediyorum.
CEVAP: Sultan Hanım’ın bilgilerini yardım etmek isteyen hayvan severlere ileteceğim. Bir paket mama alıp göndermek o kadar da zor değil.
* * *
CEZA AFFI BEKLİYORUM
24 yaşındayım. Ve maalesef bu yaşımda ağır ceza da yargılanmaktayım. Şirketimiz battı. Çeklerimiz yazıldı. Ailem dağıldı. Parasız kaldık. Tam 2,5 yıldır zor geçiniyoruz. Her hafta cezaevine gidiyorum ve orada mağdur olan binlerce insanı görüyorum.
Ağır cezada yargılanıyorum. Ama bizler pişmanız bile diyemiyoruz.
Türkiye de bilerek değil sadece küçük bir yanlış yüzünden hayatları değişen bir sürü insan var.
Hepsine o cezaevi kapısında şahit oluyorum. Artık bu ülkenin bir affa ihtiyacı vardır.
Tabi ki suçluyla suçsuzu ayırt etmek kaydıyla. Çıksın artık şu genel af. Eğer insanlar ıslah olmuyorsa cezaları 2.kez verilsin ve daha da ağırlaştırılsın.
Islah olanla olmayan ancak bu şekilde ayırt edilebilir. Ve ancak bir afla hayatımız bizlere geri verilebilir. Af çalışması var mıdır? Cevabınızı bekliyorum. Teşekkürler
Ö.
CEVAP: Sevgili Ö. Bu gencecik yaşında yargılanıyor olman gerçekten üzücü. Bir af çalışması var mı bilmiyorum ama senin vasıtanla af bekleyenlerin sesini duyurmuş olalım.
* * *
TEKİRDAĞ'DAKİ YEMEK ODASI TAKIMI
Merhaba Ayşe,
Yazılarını severek okuyorum, özellikle Yetiş Ayşe’yi kaçırmamaya çalışıyorum ki, belki bir gün benim de birine bir faydam olur karınca kararınca diye.
Yemek odası takımı vermek isteyen okurun mailini okuyunca çok sevindim, çünkü kızımın bakıcısının böyle bir ihtiyacı var ve gerçekten değerini bilerek kullanacağına eminim.
Ben de Tekirdağ'da oturuyorum, eğer henüz kimseyle irtibata geçmemişseniz, bakıcımıza haber verebilirim.
Eminim havalara uçacaktır. Lütfen mail adresimi ve adımı açıklama, kimsenin gururunun incinmesini istemem, hele ki çok sevdiğim ablamızın. Seni seviyorum. Devam et.
B.
CEVAP: Sevgili B. İletişim bilgilerini sana önceden yolladık zaten biliyorsun. Güzel haberlerini bekliyorum. İnşallah dediğin gibi havalara uçar ablamız.
* * *
MİNİK KIZA FOTO ALBÜMÜ
Ayşe Abla bugünkü foto albümü talebi için fotoğrafçımla görüşeceğim. Müsaitse sana haber veririm. Ama G.O.Paşa’ya gelebilirler mi bilmem.
Özge
CEVAP: Sevgili Özge her zamanki gibi ilgine teşekkür ediyorum tekrar. İyi ki varsın. Buradan da soralım bakalım G.O.Paşa’ya gelebilirler mi?
* * *
VAKIF GUREBA
Ayşe Hanım yazılarınızı severek okuyorum, bence sizin artık gazetede yazma zamanınız geldi diye düşünüyorum.
Benim derdim ise tiroit hastası annem. Annem için Vakıf Gureba Hastanesi’nden endokrin için randevu almaya çalışıyorum ancak hastane vakıf üniversitesine devir olduğu için internet randevusundan endokrin randevusu ve diğer bölümler için rndevu alınamıyor.
Şişli Etfal’de ise kimsenin suratına bile bakmıyorlar.
Endokrin ve diyabet bir tek Şişli’de. Gureba Hastanesi’nde de aynı doktor bakıyor. Memurlar herkesi azarlıyor.
V.Gureba’daki gibi aynı doktor bakıyordur diye 06 Ekim 2010 günü Şişli’ye diyabete gittiğimde doktor ilgilenmedi, yanındaki ilaç mümessili ile maç muhabbeti yapmaya devam etti. Kısacası ölsek kimsenin umurunda olmayacak.
Vakıf Gureba’dan bundan sonra hiç mi randevu alınamayacak bilmek istiyorum.
İyi günler, iyi çalışmalar.
Sevgi
CEVAP: "Şişli Etfal Hastanesi’nden Dr. Fevzi Celayir ile görüştük. Çarşamba günü sabah 10.00’da sizi bekliyorlar. 4.Kat 1.Cerrahiye gideceksiniz. Annene acil şifalar diliyorum. Dr. Fevzi Celayir’e de ilgisinden dolayı çok teşekkür ediyorum.”
* * *
BEBEĞE KIŞLIK KIYAFET
Ayşe Abla günaydın. Ya da iyi geceler mi demeliyim bilemedim.
Bebeğine kışlık kıyafet isteyen kişi hala ulaşmadı bana.
İstersen torunu için bez süt bize erzak şeklinde yazan bayana yollayayım kıyafetleri.
Onun adresini alabilirsem sevinirim.
Özge
CEVAP: Özgeciğim mailini buradan da yayınlıyorum ki kıyafet talebinde bulunan okurumuz K. okusun. Belki maillerini kontrol etmeye henüz fırsat bulamamıştır. Diğer okurumuzun iletişim bilgilerini de sana ayrıca göndereceğim.
* * *
HAYALLERİNİN PEŞİNİ ASLA BIRAKMA
Ayşe Hanım merhaba,
Yazılarınızı beğenerek internetten takip etmekteyim. Çok samimi ve de içtensiniz.
Yeni başladım sizi takip etmeye aslen. Her zaman Türk Dili Ve Edebiyatı okumak ya da resim alanında, sanat alanında kendimi geliştirmek ve okumak istedim olmadı.
Onca şeyi sırtlamışken kendi isteklerimden vazgeçtim. Oysa çok severek, isteyerek, hevesle yapabileceğimi bildiğim resim ve edebiyat bana öyle yakınlardı ki.
Ailevi sorunlar, aileden birisinin kredi borcu vs…
Neyse ki kardeşime yardımcı olabiliyorum ben lise mezunu olsam dahi kardeşimi el sanatları bölümünden 2 senelik mezun bile ettim.
Şimdi ona resim kursu arayışı içindeyim. Özel yetenek sınavlarına girmek istiyor. Anne-baba oldum ona. Aile karışık anlayacağınız.
Beni seven ve de tek destekçim olan erkek arkadaşım ile her şeyin üstesinden gelmeye çalışıyoruz. Kısmet ise önümüzdeki bahar ya da yaz nikâh planımız var.
Kınaydı, nişandı uğraşamayacağım, nikâh ve arkasından bir kokteyl.
Bunları neden mi anlatıyorum? Ne bileyim belki beğenir de yayınlarsınız diye.
Hoş. Yayınlamasanız ne olacak?
İşte iş arasında bir mola verir de iç sesinizi dinlersiniz ya benimki ona benziyor.
Kendinize cici bakın, hoşçakalın.
Saygılarımla,
Merve
CEVAP: Bu kadar içten bir maili yayınlamamı istersin de yayınlamaz mıyım ben. Erkek arkadaşınla sana ömür boyu mutluluklar diliyorum. Ayrıca hiçbir şey için geç değildir. Gerçekten istiyorsan geç deme hiçbir zaman ve hayallerini bir fırsat bulur bulmaz gerçekleştir. Ben d elimden gelen desteği vermeye hazırım bilesin. Öpüyorum kucaklayarak.
* * *
KPSS'YE İLİŞKİN BİLGİLER
Sayın Ayşe Aral,
Sizinle dün Twitter’dan konuşmuştuk. H. rumuzlu kişiyim ben. Size bir dosya şeklinde düşündüklerimizi ve isteklerimizi yazdım. Eğer yayınlarsanız seviniriz. Daha önce duygularımızı ifade eden yazılarımıza yer vermiştiniz. Bizi çok mutlu ettiniz.
Biz inanıyoruz ki basın KPSS'nin peşini bırakmazsa bu skandalı da geçen sınav tümden iptal edilecektir.
Yaptığınız her şey ve gösterdiğiniz ilgi için çok teşekkür ediyorum.
Size gönderdiğim yazı sadece benim değil gerçekten kimsenin hakkının yenmesine gönlü razı olmayan bir grup vatansever gencin yazısıdır. Ben sadece o istekleri yazıya döktüm.
Tekrar teşekkürler.
Nilüfer
Bizler 10–11 Temmuzda KPSS ( Kamu Personeli Seçme sınavı)’na giren mağdurlarız. Size yaşadığımız psikolojik sorunlardan, çektiğimiz ekonomik ya da diğer sıkıntılardan bahsetmeyeceğiz.
Çünkü 2.5 aydır bizi bu denli zor durumda bırakan insanlar bizim durumumuzu anlamazlar ve empati kuramazlar. Tuzu kuru olan kişiler aşağıdaki insanın acılarını bilemez. Size 2010 KPSS ile ilgili bilinen ama bir türlü kabul edilmeyen gerçeklerden bahsedeceğiz.
Sınav sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte ters giden bir şeyleri olduğu belliydi. Çeşitli araştırmalar sonucunda bazı adayların geçmiş yıllara oranla inanılmaz derecede başarı gösterdiği görüldü. Hiç alakası olmayan kişiler bile tam net veya tama yakın yaptılar.
İlk başlarda yetkililer sınavda şaibe olduğunu daha doğrusu hırsızlık olduğunu kabul etmediler. Hatta iddiaları ortaya atanlarla ilgili ağır sözler konuştular. Sözde bu iddialara göre bizler hezeyanla “sınavda kopya var” demiştik. Yavaş yavaş gerçekler ortaya çıkmaya başladı.
Gerçekleri kapatmak için önce soruların 10 bin dolara satıldığını söylediler. Buna kimse inanmayınca bu kez matbaadan çalınmış olabilir dediler. Daha sonra pek çok yalan ortaya atıldı.
Hiç biri tutmayınca 17 Eylül’de kısmi iptal kararı aldılar. Sadece KPSS’nin Eğitim Bilimleri testi iptal edildi. Oysa bunun yetersiz olduğunu kendileri de çok iyi bilmektedir. Yetersizdir çünkü:
1.KPSS bir bütündür. Sadece Eğitim Bilimleri sınavından ibaret değildir.
2. Sadece Eğitim Bilimleri testi iptal edilerek diğer testlerin üstü örtülmek istenmiştir ve de örtülmüştür.
3. Eğitim Bilimleri sınavına girip de çalıntı sorularla sınava girdiği düşünülen adaylar Genel Kültür ve genel Yetenek sınavına da girmişlerdir.
4. Eğitim bilimleri testi iptal edilip öğretmen atamaları yapılmayınca puanı yüksek olan öğretmenlik çıkışlı kişiler memur alımlarına başvuru yapmaya başlamışlardır. Çünkü o kişilerin kim olduğunu ortaya çıkarmadıkları gibi açık açık “ siz öğretmen olarak atanamadınız ama memur olun, biz sizi daha sonra öğretmenliğe geçiririz.” denmektedir.
5.YÖK başkanı Yusuf Ziya Özcan dahi sınavda kopya çeken kişi sayısının binlerce olduğunu söylemiştir.
3227 kişinin sınavlarıyla ilgili ciddi şüpheler olduğunu belirtmiş ancak şu ana kadar bir kişi için bile bir işlem yapılmamıştır.
6.Eğitim Bilimleri testine giren adayların ve girmeyen adayların matematik testlerinin çiziksiz, kalem oynatmadan yapıldığı üstelik tamamının veya tamamına yakının doğru cevaplandırıldığı görülmüştür. Bu da gösteriyor ki matematik soruları da çalınmıştır. Yine Türkçe testinde de aynı durumlar söz konusudur.
7. Öğretmen olabilmek için geçerli olan KPSSP10 puanının %40’ını Eğitim Bilimleri, %60’ını ise Genel Kültür genel Yetenek testi oluşturmaktadır. Eğitim bilimlerinin iptal edilmesiyle öğretmenlik puanının sadece %40’ı iptal edilmiştir.
Bu da şunu gösteriyor hırsızlar yeni sınava %60 önde giriyor. Hırsız olmayanlar ise 120 sorunun tamamını doğru yapsa dahi çok az bir kısmı atanabilecek puanı alabileceklerdir. Çünkü hırsızların hırsızlıkla aldıkları GK-GY puanları aynen durmaktadır. Aynı durum diğer düz memurluk için olan P3 puanlarında da geçerlidir. Öğretmenlik puanları yüksek olanların P3 memurluk puanları da yüksekti.
8. Jandarma Genel Komutanlığının açtığı bir sınava başvuran ve başvurusu kabul edile B.Ç ve B.Ç adlı kardeşlerin aynı sayıda doğru ve aynı sayıda yanlış yaptıkları puanlarının da aynı olduğu tespit edilmiştir.
Sayın yetkililer çok iyi bilirler ki aynı sayıda doğru ve yanlış yapsanız dahi aynı puanın gelme olasılığı yoktur. Sadece aynı testlerde aynı soruları doğru ve yanlış yaparsanız puanınız aynı gelir. Buradan şu çıkıyor: Bu kardeşlerin verdikleri yanıt birbiriyle aynıdır.
İkisi aynı yerde arka arkaya sınava girmediklerine göre nasıl oldu da aynı soruları doğru ve yanlış yaptılar? Dikkat çekilmesi gereken bir nokta da bu kişiler öğretmen değil Çevre Mühendisidir. Yani Eğitim Bilimleri testine girmemişlerdir.
9. Sayın Y.Z. Özcan Eğitim Bilimleri testinin bir kanaate göre iptal edildiğini söyledi. Eğer kanaate göre yapılıyorsa sadece internette dolaşan sınav sonuç belgeleri, kopya çeken adayların kendi sözleri bile bu sınavın tümden iptal edilmesini gerektirir.
10. 2,5 aydır çalışan savcı, DDK, YÖK, Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurulu hala bir delil bulamadıysa neden sonuçlandırmıyorlar soruşturmayı? Neden ÖSYM’de görevden alınan kişi görevden alındığı halde gece yarısı ÖSYM’nin sorularının saklandığı kozmik odaya giriyor.
11. Soruları çalanlar ve çalınan sorularla sınava girenlerle ilgili hiçbir işlem yapılmadığı için artık insanlar sokakta rahat rahat bazı nereye bağlı olduğu bilinen dershanelere “Git, kaydını yaptır, onlar sınavda çıkacak soruları veriyorlar.” diyebiliyor. Gerçek suçlular yakalanmadığı ve caydırıcı ceza verilmediği sürece de diyebilecekler, bu cesareti kendilerinde bulacaklar.
12. 2010 KPSS göstermiştir ki cemaat yapılanması, kadrolaşması artarak ve onlar gibi düşünmeyenleri yok ederek devam etmektedir.
13. Skandal devam ederken bir suçlu gerekiyordu ve o suçlu bulunup idam edildi. ÖSYM başkanı Sayın Ünal Yarımağan’ın istifa etmesi sağlandı. Belki de istedikleri buydu bilemiyoruz ama YÖK başkanı Yusuf Ziya Özcan hala görevinin başında bulunuyor. Ortada bir suç varsa bu sadece ÖSYM’nin değil tüm YÖK’ündür.
14. 31 Ekim’de yapılacak olan sınav için bazı önlemler aldı yeni başkan Ali Demir. Sınava girecek adaylar yanlarına hiçbir şey almadan sınava girecekler. Kalem, silgi, su hatta şeker bile ÖSYM tarafından karşılanacak.
Peki, soruların ÖSYM binasından çıkmadan önce ve dağıtılmadan önce çalındığı gerçeğine göre sınav salonunda alınan bu önlemler hırsızlığı önleyebilir mi? Sınav sorularının sınavdan 5 gün önce adaylara ulaştığı kesinleşmiştir. Bunlar itiraf edilmiştir. Neden hala kabul edilmek istenmiyor?
Asıl hırsızlığın olduğu ÖSYM binasında önlem alınması gerekmez mi? Orada çalışanların kimlerle bağlantılı olduğu, kimlere destek olduğu ortaya çıkarılıp önlem alınmadıktan sonra sınav anında yapılacak önlemlerin kime, ne faydası olacaktır.
Çiziksiz yapılan sayısal testlerine rağmen neden hala Genel Kültür Genel Yetenek testinde de hırsızlık, sızma veya kopya olduğu kabul edilmiyor.
YÖK başkanı Sayın Y.Z. Özcan “Genel Yetenek testinde de şaibe var, ancak bu eğitim bilimlerindeki kadar çok değil; Genel Kültür testinde ise bir şey görünmüyor.” dedi. Sayın başkan acaba bilmiyor mu Genel kültür ve Genel Yetenek testlerinin aynı kitapçıkta olduğunu?Sayın başkan bilmiyor mu acaba tek bir soru çalınsa dahi o sorunun bütün sınavın akıbetini değiştireceğini? Sayın başkan bilmiyor mu acaba bir sınavda kopya çekilirse o bütün sınavı etkiler ve bu yüzden iptal edilmek zorundadır?
Kendileri bilmiyor belki ama bizler KPSS’yi kazanmak için Eğitim Bilimlerinde Ölçme Değerlendirme konusunu çalışırız. Orda da sınavın geçerliğine ilişkin der ki: “Eğer sınavda kopya çekilirse bu sınavın güvenilirliğini ve geçerliğini düşürür. Kopya çekilen sınav geçersizdir.” der.
Peki, şimdi soruyorum Sayın Y.Z Özcan ve yeni ÖSYM başkanı Sayın Ali Demir’e; binlerce kişinin sınavı hakkıyla değil gayr-ı meşru yollarla kazandığı belli olan, daha önce gözaltına alınan bir kişinin sınav sorularının kendisine geldiğini kabul ettiği, imkânsız olmasına rağmen matematikte çiziksiz full yapılan 2010 KPSS’nin güvenirliği ve geçerliği var mıdır?
Neden hala kurumlar bu sınav sonuçlarına göre alım yapmaktadırlar?
SONUÇ: 2010 KPSS tüm oturumlarıyla iptal edilmelidir. Eğer iptal edilmezse önümüzdeki aylar ve yıllar büyük bir kaosa gebedir. Hak etmeyen kişiler hırsızlık ya da kopya yoluyla kazandıkları puanlarla öğretmen, memur, mühendis vs olarak devlete atanacaklardır.
Bugün öğretmen olarak atanamayıp memur KPSSP3 puanıyla memur olarak atanacaklar ve ilerde tekrar kurumlar arası geçişle öğretmen olacaklardır.
Hiç kimsenin ne merkezi sınavlara ne de özel sınavlara güveni kalmayacaktır. Zaten var olan, torpili olanın kadroya geçirildiği bu sistem iyice aleni şekilde yapılacaktır.
Sınav iptal edilip hırsızlar ve hırsızların arkasındaki güçler bulunup açığa çıkarılmazlarsa onlar da bizimle birlikte 31 Ekim’deki Eğitim Bilimleri testine girecekler. Girmeseler bile zaten GK-GY testlerinden almış oldukları puanlarla devlet kadrolarına atanacaklardır. Bir kısmı yapılan alımlarla birlikte zaten atandı.
KPSS hırsızları elini kolunu sallaya sallaya gezerken, devlet kadrolarına atanırken, 15 Ağustos’da Ankara’da atamaları protesto eden AYÖP (Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu) üyesi 51 öğretmen arkadaşımız gözaltına alınmış ve onların 3 yıl hapsi ile kamu görevinden men edilmeleri yoluyla dava açılmıştır.
Sayın adalet yetkililerinin hırsızlar sokakta gezerken, hakkını arayan öğretmenlere yapılan bu muamele çifte standart değil midir? Bu olay bu şekilde olunca bizler, hırsızların birileri tarafından korunduklarını ve bile bile, isteyerek hırsızlığın ortaya çıkmaması için delillerin karartıldığını düşünüyoruz.
Eğer böyle değilse bir an önce hırsızlar ortaya çıkarılmalı, geçerliği ortadan kalkan 2010 KPSS tümden iptal edilmeli ve yeniden daha sağlıklı bir şekilde en kısa zamanda yeniden sınav yapılmalıdır.
Desteğinize ve ilginize teşekkürler Ayşe Hanım.
CEVAP: Daha önceki haftalarda da KPSS mağdurlarının seslerine yer verdim. Buradaki fikirler bana ait değil. Ben ne sınav tümden iptal edilsin derim ne de kısmen iptal edilsin derim. Her iki fikri savunanların da maillerine köşemde yer verdim. Ben sadece farklı görüşlerine rağmen başkalarının hırsızlığı nedeniyle mağdur olanların seslerine yer verip bu sorunun çözülmesi için ilgililerden destek bekliyorum.
* * *
URFA’DAKİ OKULA DESTEK
Daha önceki haftalarda Yetiş Ayşe’de yer verdiğimiz Urfa’daki ÖğretmenEkin Fatma Korkmaz’ın twitter’da başlattığı kampanyaya konu okulun iletişim bilgileri şöyle;
Okul : Mustafa Vedat Mutlu İlköğretim Okulu
Adres : Hayati Harrani Mah. 3818 Sok. Şanlıurfa /Merkez
Telefon: 0505 520 78 88
* * *
MARKET ALIŞVERİŞLERİNDE DİKKAT
Aman dikkat edin.
Devir süpermarket devri, kar hırsı gözleri
Kör etti.
1-Adamlar açmış marketi onunla yetinmiyorlar alıyorlar tonlarca bakliyatı basıyorlar tozu ile paraziti ile poşete bize sunuyorlar. Utanmadan kendi market isimlerini basıyorlar. Sizler onları alınca bir ay sonra mutfağınızda kelebekler uçuşmaya ve güveler (kurtlar) gezinmeye başlıyor.
2-Kırmızı mı pembe mi et istiyorsunuz hepsinin boyası var, sakın kıyma almayın zaten sunumu yasak, amma aldıran yok, döküntüleri makineye sürüp kıyma diye satıyorlar.
3- Miadı geçen etler iki şekilde değerlendirilir ya kavurma yapılır, donmuş döner vs. yahut da bünyelerindeki lokantalara servis edilir.
Bunlar bozulma sınırında olup ani bir sıkıntı yaratmazlar amma gerisi meçhul.
4-Konservelerin kesinlikle imalat tarihine bakın çoğu sahtekâr bunu açıkça yazmaz son kullanma tarihini yazar buna itibar etmeyin.
Buna lütfen dikkat edin. Gaz çıkarmış şişmiş ambalajları asla almayın.
5-Normalde ciddi devletler bunları günlük takip eder ve bu
tip sahtekarlıklara göz açtırmaz amma bu çok ciddi bir laboratuar zinciri ve tüketicilerin baskısı ile mümkündür.
Bizde meydan boştur halen orman kanunu meriyettedir. Şikayet olmadıktan sonra devletimizin bunları takip edecek mecali yoktur.
Dr. C. Sevinçhan
CEVAP: Doktor Bey uyarılarınız için teşekkürler gerçekten alışveriş yaparken çok dikkatli olmak gerekiyor tüketici olarak.
Paylaş