Tebdil-i profilde neler var neler

Hele ki çocuklar için internet ortamı takip edilmez ise son derece sakıncalı olabiliyor, hepimiz biliyoruz.

Bir kaç aydır ben de bu durumdan nasipleniyorum, nasiplenmek derken taciz ediliyorum demek daha doğru. Bir aralar twitter üzerinden bir sapık edinmiştim, şimdi ise facebook’tan. Facebook sayfama sayısız mesaj geliyor.

“Masaj yaparım, tel numaram şu... Eskort Ali”

“Resminizi gördük pek beğendik, biz çağdaş bir çiftiz, karı koca her şeye açığız, arar mısınız?”

“Hımmmmm, ah o gıdını bir elime geçirsem şöyle bir emsem... Vampir Zuko”

“Ev adresini buldum, bir gece ansızın gelebilirim. Hastan Mehmet”

Ve bunlar gibi bir dolusu. Sizlere de geliyordur elbet.

Ben de bu durumda sizlerin yaptığını yapıp mesaj atan şahısları; “Hadi len” deyip, bloke edip ayrıca da şikâyet ediyorum.

Geçen gün sağ kolum Merve’nin abisi Emre’yle sohbet ederken bu konu geçti.

“Ya hu bunlar bundan ne zevk alıyorlar, takma isimler, sahte resimler, bir de telefon numarası veriyorlar kim bilir kimlere ait. Hani manyak olup arasan; “Zeko gel, gıdımı em desen” elalemin adamı/kadını karşına çıkacak, bir çuval küfür yiyeceksin.”

Emre’den cevap; “Ayşe biliyor musun, bunların çoğu gerçek.”

“Nasıl yani?”

“Yanisi şu; vampirim diyen, kendini gerçekten vampir sanıyor. Mesela BDSM olarak adlandırılan Bondage-Discipline-Sadism-Masochism/Bağlanma-Disiplin-Sadizm-Mazoşizm sevenler var; genelde erkekler köle, kadınlar efendi (tersi de var doğal olarak) Bunların özel siteleri var.

Grup seks yapan evli çiftler inanılmaz çok,

kendisini popstar zanneden zavallılar var,

erotik yazılar yazan isterik kadınlar var bloglarda ve facebook’ta,

kendisini çapkın zanneden gizem adamları var,

güzel şarkılar eşliğinde, güzel fotoları slayt gösterisi olarak hazırlayıp dağıtanlar var,

sonuna kendi msn adreslerini koyuyorlar;

biri beğenir de ekler vs diye. İşin acı tarafı bunlara karşılık da buluyorlar.”

Ağzım açık kaldı; “Aklım havsalam alamadı, yuh” dedim ama Emre’ye inanmamak elde değil çünkü kendisi bir gazeteci edasıyla her haltı araştırır, her halttan da haberdar olur.

Bu konuşmadan sonra bende ampuller yandı. Bu insanların nasıl bir ruh haline sahip olduklarını anlamak, bir köşe yazarı olarak da tanık olduklarımı sizlerle paylaşabilmek için eski zamanda padişahların yaptığı gibi tebdil-i kıyafet değil ama tebdil-i isimle kendime facebook’ta ve de adını vermeyeceğim bir kaç sitede hesap açtım.

Babalar gibi bir resim koydum, taş mı taş. Infoma da

“Her şeye açık, ilişkilerin kadını, aşk kadını, grup sex hastası,

ilişkide kan sever, geceleri uyanıktır, gündüzleri uyur. Hımmm yani???”

Gibi elimin bile yazmaya varmadığı tüm sapkınlıkları yazdım. (Ben bunu yapmaya başlayalı bugün tam bir ay oldu)

Tabi bu arada gerçek hesabımda bloke ettiklerimin isimlerini de tek tek bir kâğıda yazıp, hepsine arkadaşlık yolladım.

Bir saate kalmadı, facebook hesabımdaki arkadaş sayım 1486 oldu. Diğer sitelerde işim bu kadar kolay olmadı, oradakiler biraz daha temkinliydi ama ne yaptım ettim, güvenlerini kazandım; oralarda da kendime yadsınamayacak sayıda sapık edindim.

Hadi bir sürü “arkadaş” edindim, daha doğrusu bir sürü ruh sağlığı bozuk sapık. Eee bunun devamını getirmek lazım, madem bu işe baş koydun, birilerini bulup rezil edeceksin, hatta belki dava edeceksin, bu sitelerin isimlerini ifşa edeceksin, ortalıkta neler dönüyor diye bunu insanlara okutacaksın, eh o zaman bunlarla diyaloga girmen de lazım. İşte işin en zor kısmı da bu.

Ama yaptım; bir ay boyu yaptım.

Bu sapıklara onların anlayacağı dilden mesajlar attım ve onlardan artık sapkınlığın diz boyu cevaplar resimler, videolar aldım.

İnanın bunları okusanız aklınızı falan bozarsınız, bir kere ağladığım bile oldu; o derece sinir bozucu ürkütücü. (Allah evlatlarımızdan uzak tutsun.)

Tüm bunlar olurken tabi bir yanda da aklımda şu vardı; bu insanların ne kadarı gerçek anlamda sapık, ne kadarı da sahte bir isim altında sadece klavye canavarı? Çünkü yazışmalar devam ettikçe iş buluşma, randevulaşma boyutlarına varmaktaydı.

“İşin, gücün yok mu Ayşe senin? Aman boş ver topunu Allah’a havale et” demek aklımdan geçse de yapamadım işte.

Tam tersini yaptım, yola devam ettim, gittim kendime bir cep telefonu numarası aldım. Evdeki Nuh Nebi’den kalma cep telefonuma taktım.

Sapkınlıkları anlatılamayacak boyutta olan ve kendini vampir sanan Zuko, üç çocuk sahibi olan ama bana çocuk videoları yollayan, kariyer sahibi bir karı- koca ve 19 yaşında satanist bir kızla başladım telefonla konuşmaya. Onlar beni aradıklarında numaraları hep bilinmeyen çağrıydı.  

Nasıl yaptığımı anlatmam şu an mümkün değil ama benim aldığım telefon numarası sitelerdeki ve facebook’taki sahte ismimle aynıydı. Böylelikle bana güvendiler ve bir süre sonra görünen numaradan aramaya başladılar; satanist kız dışındaki çift ve Zuko.

Satanist kızın durumu çok vahimdi; ne ettiysem ne laf döktüysem bilinen numaradan aramasını sağlayamadım. Öbür yandan yine sahte facebook sayfama, sitelerdeki hesaplarıma gelen mesajın haddi hesabı yoktu.

Sinirlerim iyice bozulmaya başlamıştı; bu durumdan da sadece Emre ve Merve haberdardı, hatta çoğu zaman bu takipleri beraber yaptık.

Neler gördük, ne mesajlar aldık; insanlığımızdan utandık. İnanın yazamıyorum artık, aklıma geldikçe kötü oluyorum.

Bu benim için kolay bir şey değildi ama yaptım veeeeeee sadede gelelim; şu an karı- koca çift ve Zuko lakaplı ........ takip altında.....

(detay yazamıyorum daha fazla, ne olur anlayın) Benim girdiğim siteler de takip altında, üyeleri de elbette. (Hatta sitelerden bir tanesi bugün kapatıldı.)

Bunlar gibi bir sürü sapık, sadece internet ortamında değil, elini kolunu sallaya sallaya sokaklarda dolaşmakta. Allah akıl fikir ihsan eylesin demekten başka çare gelmiyor insanın aklına.

Bu bir aylık çalışma sonucu çocuk tacizcisi bir karı kocadan, kendini vampir sanan kan bağımlısı bir genç oğlandan ve sapık 8 siteden kurtulmuş olmamız ise hiç yoktan iyidir.

Ne olur gözünüz kulağınız açık olsun, bu tip durumları bilen eden, bunlardan başı yanan varsa yazın bana, ben de ilgililerle bağlantıya geçeyim; çocuklarımız var...

Not: her an aynı şeyi yapmam mümkün, buradan duyururum.

Not: Merve-Emre Gurcan sağ olun.