Paylaş
Hep bunu söylüyorum içimden, nereden takıldı dilime bilemem.
Sadece bu kadarını söylüyorum şarkının gerisi gelmiyor.
Bir yerden mi duydum ne?
Ya da kafamda kurduklarım, etrafta olup bitenler mi söyletiyor bana bu şarkıyı?
Düşünüyorum da “evet” diyorum, “sabah uyanınca her şey yine aynı kalsa...”
Ne çok şey değişiyor her gün, ne çok olay yaşanıyor.
Biri sağlıklıyken sabah hastalanmış olarak kalkıyor, biri sabaha uyanamıyor...
Birisi akşam sağlıklı yatıp sabah işine gücüne giderken, kaza geçirip kötürüm kalabiliyor.
Bir yanımızda bombalar patlıyor, bir sürümüz sabah işe gidiyoruz, o gün işten atılıp ertesi sabaha işsiz güçsüz uyanıyoruz.
Kimimiz sevgiliden, eşinden oluyor bir gecede. Bir akşama bakıyor ayrılmak.
“Rüya gerçek olsa” diyor ya şarkıda, o kadar kötülük kol geziyor ki etrafta rüya bile göremiyoruz, gördüğümüz rüyalar da kâbus.
Eskiden olsa bu şarkıyı mırıldanırken derdim ki “aman ya her şey aynı kalmasa, beklentilerim çok bu hayattan, aşk meşk istiyorum, para pul, onu yapmak için güç, buna yetebilmek için içimde şevk, yetmez diyorum her şeyin aynı kalması, daha daha iyi olmalı.”
Sonra yine aklıma şükür etmek geliyor, böyle bir dünyada elimdekinin fazlasını istemek ayıp gibi geliyor...
Mowgli olsam daldan dala konsam
Bir de böyle bir ruh halim var şu aralar.
Çocukluğumda seyrettiğim “The Jungle Book” isimli film tekrar çevrilmiş.
Geçen gün izledim, doyamadım, dün bir daha izledim.
Bileniniz bilir Mowgli filmin kahramanı, ormanda büyüyen bir çocuk.
Ne kadar temiz ne kadar naif.
Mowgli gibi olasım var.
Ormanda yaşayayım, bir nehirden bir nehre atlayayım...
Bir ağaçtan bir ağaca, ne bulursam onu yiyeyim...
Hayvanlar en yakın dostlarım olsun.
Hiçbir şeye üzülmeyeyim, hiç kimse için tasalanmayayım.
Kimi zaman bir ağaç kavuğunda, kimi zaman bir mağarada uyuyup uyanayım.
Bir maymun bana muz uzatsın, panter yavrularıyla oyun oynayayım.
Gündüzleri nehirden çıkınca saçlarım kurusun güneş altında, geceleri soğuk olduğunda ateş yakalım diğer hayvanlarla.
Üstüme bir şort bir bluz giyeyim, onları da yapraklardan dikeyim.
Arasalar da bulamasın beni hiç kimse...
Bir gün belki ormanda rastlarım babamın Arap Kadri’sine Tarzan’ına...
Onlar da yeter artar bana.
Dokunmasın bir süre kimse, kendi başıma yaşayayım ormanda.
Orman kuralları da var ama dış dünyadan daha efendi, daha çekilir ne de olsa.
Aldatmaca, arkadan iş çevirmece, entrika, hırs, paraya tapmaca yok.
Mowgli’nin orman kurallarının muhasır medeniyetlere öğretecek çok şeyi var...
Paylaş