Modern kumalık

Cillop gibi bir yazı yazmıştım ama geçen günkü yazımla ilgili hala o kadar çok eposta alıyorum ki bugünü de sizlerden gelenlere ayırmam farz oldu.

Haberin Devamı

Her zaman söylediğim gibi benim köşemin gerçek sahibi sizlersiniz benim canım okur dostlarım.

 

Hepsini yayınlamam gerçekten mümkün değil ancak bugün gelenlerden seçtiklerim yine oldukça farklı düşünceler içeriyor. Kocama bir partner de ben bulsam diyen de var, evli 2 kadınla haftada 2 gün birlikte oluyorum diyen ve tam tersi bu durumu iğrenç bulanlarınız da. Yorumsuz bir şekilde hepsini yayınlıyorum, herkes kendi yorumunu kendi yapsın. Ne demişler her koyun kendi bacağından asılırmış.

 

 

 Modern kumalık

Haberin Devamı

 

 

Merhaba;

Salı günkü yazınızı bugün okuma fırsatım oldu. Bu durum son derece normal. Aynı durumu ben de yıllardır yaşıyorum. Şöyle ki Bilgisayar mühendisiyim. Uluslararası birçok projeyi yönetiyorum. Henüz 28 yaşındayım.

 

Çalıştığım kurumda benden 6 yaş büyük bir bayan arkadaşım var. Eşi yüksek derecede şeker hastası ve seks hayatları yok. Eşini de tanıyorum. Haftanın 2 günü çarşamba ve cumartesi geceleri benimle olması için anlaşmalıyız.

 

Bu bayan arkadaşımın bir bayan arkadaşı var onun da eşi kalp hastası ve seks yasak. Bayan arkadaşım arkadaşıyla sohbet ederken bizim durumumuzu anlatıyor ve bu bayanla da haftada 1 kez pazartesi geceleri beraberiz.

 

Şimdi bir sevgilim var ve evlenmeyi düşünüyoruz ama bu durumları kendisine anlatabilmem mümkün değil. Avrupa’da Özellikle Amerika’da seks arkadaşlığı Çok ama çok yaygın.

 

Türkiye’de de özellikle İstanbul’da yaygın olduğunu biliyorum, beni şaşırtmadı. Bir nevi modern metropol yaşam tarzı. Bir eşin var, bir de seks arkadaşın. Ağızların açılması gereksiz.

Haberin Devamı

İyi Çalışmalar.

Not: lütfen adımı, soyadımı kullanmayın. Mesleki itibarım için.

……………

 

Sayın Aral,

Anladığım kadarıyla yorum yapanların çoğu kadın ve de çoğunun yaşı ( bu çok önemli konunun boyutlarını kavrama açısından ) henüz genç. Ben 64 yaşında fakat haftada 4 gün sabahları koşan ve de haftada 3 akşam salonda fitness yapan 4 torun sahibi baba ya da dedeyim.

 

Karım 59 yaşında sağlıklı bir kadın. Fakat menopozdan sonra cinsellikten tamamen soğudu. 10 yıl önce başlayan sızlanmalar

son birkaç yıldır cinsel hayatımızı tamamen bitirdi.

 

Benim isteklerim hiç umurunda değil. Spor yaptığım için iyi beslenmek zorundayım ancak iyi beslenme ve spor libidomu daha çok arttırıyor.

Haberin Devamı

 

Karımla bu konuda konuşamıyoruz dahi. Ne yaparsan yap diyor ve ben haftada bir mastürbasyon yapmak zorunda kalıyorum. İki kızımızı evlendirdik. Oğlumuzu evlendiriyoruz. Şimdilik sabırla düğünü bekliyorum.

 

40 yıl her şeyini paylaştığın, sevdiğin insandan boşanmak, kendine yeni bir hayat kurmak kolay mı?

 

Çok yakın zamanda, sevdiğimiz iyi görüştüğümüz arkadaşlarımız 41 yıllık evliliklerini bitirdiler.

 

Yapılan yorumları okuyunca, bir kez daha anladım ki, bizim insanımız, özellikle gençler cinsellikle ilgili hiçbir şey bilmiyorlar. Selam ve saygılar.

 

 

…………..

 

FUCK BUDY MESELESİ

 

 

Bunu siz okuyana kadar gündemden düşer mi bilmem ama size şu kadarını söyleyeyim keşke param olsa ve ben de bir fuck budy tutabilsem kocama.

Haberin Devamı

 

5 yıllık evliyim son 2 sene içinde en fazla 4 kere sevişmişizdir. Üstelik aralıklar da çok uzun 9 ay birbirimize hiç dokunmadığımız oldu. En sonunda artık ısrarlarına dayanamadığım için, bir nevi umurumda olmasa da onu mutlu etmek için ve beni rahat bırakması için birlikte oldum. Tecavüze uğramış ya da sokaktan çevirdiğim birisiyle sevişmiş gibi oldum dersem sanırım çok da abartmış olmam sanırım.

 

Aslında aramız iyi, birlikte keyifli vakit geçiriyoruz ama hep bu vakitlerin sonunda ''acaba benimle gene sevişmek isteyecek mi? Nasıl kaçsam? ''diye düşünmekten hep tedirgin oluyorum. Eğer dışarıdaysak eve gelince saatlerce banyodan çıkmıyorum ki uyusun da istemesin diye.

Haberin Devamı

 

Birisini bulsun beni bıraksın diye ettiğim dualar tuttu mu bilmem? Hayatında biri var mı farkında bile değilim çok da umurumda da değil açıkçası.  Ama eğer yoksa keşke param olsa da ben bir tane tutsam...

 

İyi çalışmalar

………..

 

Sevgili Ayşe Hanım

 

Bu hikaye yaklaşık 30 senedir savunduğum ve inandığım bir gerçeği sonuna kadar doğruluyor: "Aşk, sadakat tamamen hezeyan ve yanılsamadır ve insan doğasına aykırıdır...

 

Türkiye’nin Anglo Sakson ülkeleri gibi olmasının tek yolu böyle binlerce çiftin olması ve toplumun bunu kanıksamasıdır...

 

Süper bir hikâye--Eğer kadın doğru söylüyorsa—

 

Bu arada 41 yaşında hiç evlenmemiş ( ve evlenmeyecek ) sağlıklı ve çekici bir erkeğim ve kimsenin namus bekçiliği veya ahlak zabitliği yapmaya hakkı olmadığını düşünüyorum...

 

Daha çok şey yazmak isterdim ama muhtemelen mail bombardımanına uğramışsınızdır çok vaktinizi almayayım...

Sevgiler

Kaan

 

 

 

Ayşe Hanım merhaba,

 

Anlattığınız öyküye siz önemli bir toplumsal soruna parmak bastınız.

Evlilik nedir? Toplumda evlilik nasıl algılanıyor? Bu konunun iyice sorgulanması gerekiyor.

Vikipedi evliliği şöyle tarif etmiş:

Evlilik, iki kişinin aile kurmak üzere, kanunların uygun gördüğü şekilde,

ruhen ve bedenen bir ömür boyu sürecek şekilde bir araya gelmesidir.

  

Bana göre ise; evlilik, karı-koca olmaktır. Birbirini sevmek ve saymaktır. Birbirini korumak ve kollamaktır.

Birbirinin mutlu olması için çaba göstermektir. Bir bedende bütünleşmektir. Neslin devamı için birlikte olmaktır. Sekstir, dert ve sevinç ortaklığıdır, sadakattir, anlayıştır, hoşgörüdür, fedakârlıktır. Hayat arkadaşlığı demektir.

 

Bunlardan birisi ya da birkaçı olmazsa o evlilik artık sakatlanmış demektir. Evlilik resmen vardır, ruhen ve bedenen yoktur.

 

Bugünkü toplumumuzun genelinde evli erkekler için karısı; evin hizmetçisi, çocuklarının bakıcısı, seks partneri konumundadır.

 

Evli kadınlar için erkeği; sosyal ve ekonomik yaşamının güvencesi ve varsa çocuklarının giderinin karşılayıcısıdır.

 

Evlilik, toplumda bu kadar basite indirilirse artık kadın ya da erkeğin mutlu olduğundan söz edilemez. Onlar artık evlilik ya da evcilik oyunu oynuyorlar demektir. Sonuçta çapkınlıklara da göz yumulur, dayağa ve hakarete de olağan diye bakılır.

Saygılar

Av. Süleyman Acar

 

 

………

 

KUMA GİBİ AMA…

 

Selam, bugün yazıların tümünü okudum ancak anlayamadığım ve kimsenin de değinmediği bir durum var; bir uzman cevabı gerek. Bildiğim kadarı ile menopoz cinsel isteği ve haz almayı azaltmaz.

 

Ya "menopoz" bahane ediliyor ya da başka bir arıza var ve bu itiraf edilmiyor.

 

Saygı ve sevgiler.  

Osman   

 

…………

 

 

Ayşe Merhaba,

 

Dünkü yazını kaçırdığımdan bugün ancak yazabiliyorum. Sanıyorum sana daha mail yağmaya devam ediyordur. Çünkü her ne kadar herkes inkâr ediyor da olsa konuşmayı ve fikir beyan etmeyi en sevdiğimiz konudan bahsediyoruz; seks.

 

Öncelikle nasıl bir noktada durduğumdan bahsedeyim, bu konuda tanıyabileceğin her şeye en açık insanlardan biriyim.

 

Ve çok şey yaşadım haliyle. 38 yaşındayım, evliyim. Kocamla 5 sene birlikte yaşadıktan sonra evlendik. Seksin her türlüsünü de denedik birlikte. 1996'dan beri birlikteyiz.

 

Şunu biliyoruz tabii ki; ideal olan kadınla erkeğin birbirini hiç aldatmadığı, bir ömür boyu birlikte yaşadıkları ilişki en güzeli.

 

İdeal olan her zaman gerçek olan olmuyor ama ne yazık ki. Bu durumda olması gereken, eğer gerçekten birbirlerini seviyorlarsa ilişkilerini en az yara alacak şekilde duruma adapte etmeleri.

 

Ve bunun iki tarafında onayı ile olması. Ben hiç istemem her gece aynı yastığa baş koyduğum insan bana yalan söylesin veya ben ona yalan söyleyeyim. Bu yalanlar zaten bir süre sonra o ilişkinin içinde görünmez duvarlar yaratmaya başlıyor.

 

Sonuçta her ilişkinin kendi dinamikleri var. Her kişinin kendi sınırları var. Bunlara göre şekil vermek lazım hayata da.

 

Ancak benim anlamadığım nokta şu ki; bu bahsettiğiniz evliliği yürüten insanları dejenere olmakla, midesiz olmakla, bir sürü olumsuz sıfatla suçlamak niye?

 

Bu şuna benziyor; trafikte bizden yavaş giden herkesi embesil, hızlı giden herkesi de manyak diye tanımlamak gibi.

 

Niye herkes birbiri gibi olmak zorunda? Bu çift birlikte bu şekilde mutluymuş. Kadının da, hatta kadınların da, adamın da midesinde bir rahatsızlık yokmuş.

 

Ee geri kalanlara ne oluyor o zaman? Adam kadını gizlice aldatsa daha mı mutlu olacağız? Bize ne ki?

 

Bunu birlikte de yaşıyor olabilirlerdi, bir rahatsızlıktan dolayı değil sırf heyecan olması için de böyle şeyler yaşıyor olabilirlerdi.

 

Kimin, kiminle yatağa girdiği, kaç kişi girdiği, ne yaptığı neden bizlerin onlar hakkında dejenere diye düşünmesine yol açıyor ki?

 

Eğer siz de o yatakta olmayı düşünmüyorsanız birisinin başkası ile ilgili konuşması gereken en son yer yatak. Ama biz insanların yatak hayatları hakkında bir şeyler öğrenip onları buna göre yargılıyoruz. Eğer suç unsuru olacak bir durum yoksa yaşı küçük değilse, rızası dışında değilse bize ne?

 

Bu arada eklemek istediğim bir şey var. Soruyorlar "adam da aynı şeyi yapar mıydı" diye. Geçenlerde Güzin Abla'ya yazan birisi yaşlı bir adamın benzer bir sorunu olduğunu ve 2. eşi olan kadını oğluyla paylaştığından bahsediyordu...

 

Hayatta neler oluyor ve bunun inan ki içinde bulunduğumuz çağ ile alakası yok. Ayrıca erkekler eşlerini paylaşmaya kimi zaman kadınlardan daha da istekliler. Bundan zevk alanlar var.

 

Bir de şunu anlamak lazım bence ki; bu durum biraz koşullar ile (hastalık, fantezi, vs) biraz da (size yorum yapanlardan bazılarının dediği gibi) kişinin özgüveni ile alakalı. Ya adam o kadına âşık olursa diye düşünülüyor ya...

 

O kişiler kendilerini sevilmeye yeterince layık görmüyorlardır muhtemelen. İçten içe ilişkilerinde yaptıkları hataları fark etmiş ve adamın/ kadının başka birisini görmesi halinde kendinden uzaklaşacağını bilinçaltında düşünüyorlardır.

 

Bu konu daha çok su kaldırır, sonunda da bir fikir birliğine varılabilmesi mümkün değil tabii...

 

Kimileri "ASLAAA, bööggghhh" diyeceklerdir, kimisi "ben yapamam ama yargılamam" diyecektir, kimilerinin aklı çıkacaktır, kimileri buradan fanteziler üretecektir...

 

En güzeli kimseyi yargılamamak. Çünkü ben şuna çok inanırım ki; insan neyi ayıplarsa başına gelir... Büyük konuşma derler ya hani...

 

Tekrar sevgiler,

İpek

 

……………..

 

 

Merhaba Ayşe Hanım,

Dün ve bugünkü yazınızı okudum ve tamamen bir spazm bu durum.

 

Gerçekten şaşırtıcı insanların bu kadar yozlaşması. Kadına ev, araba tut – kocan da gidip onla yatıp kalksın.

 

Eee kocalık ya da daha kibar bir tabirle eş, sadece yatak mıdır, seks midir?

 

Evlilik güvendir. Evlilik paylaşmaktır. Ancak burada paylaşılması gereken beden değil bir “hayattır”.

 

O bayan bunu biraz atlamış galiba. Ya da başka yerlerinden anlamış bu lafı.

Ayrıl gitsin, o zaman dur ayaklarının üzerinde de görelim haysiyeti. Tamamen para üzerine bir yaşam.

Dejenerasyon.

Bu arada bu ilişki yaşayan erkeğin de adamlığına bir kaç laf söylemek lazım gerekir ama neyse.

 

Bu durumda söylemek istediğim şudur. Bu tür dejenerasyonların nesilden nesle gitmesi bizim çocuklarımız için beni gerçekten tedirgin etmekte. Nasıl bir dünyaya adım attıracağız diye? Daha 27 yaşındayım ve bekârım. Evli bile değilim… Anlatabiliyor muyum?

 

Eğer çok beraber olmak istiyorlarsa bence kadının sekse olan tiksinmesine bir sebep bulmalıydılar. Kolaya kaçmak her zaman insanın işine gelir. Bunlar da aynısını yapmış.

Sen bir adamı sev, âşık ol da sonra da başka bir kadını (sırf kendi zevki bile olsa sebep) mutlu ettiğini, beraber bir yatakta olduklarını hayal et.

 

Olacak şey değil. Adamı yerler! Parçalarlar!

Dolayısıyla sevgi ve aşkın olmadığı bir durumda bu durumu normalmiş gibi lanse etmek ne kadar etiktir tartışılır.

Yeri geldiğinde karşındaki insan için istemediğin şeyi bile yapmaktır bence beraberlik. Yani karşındakini mutlu etmek. Eşittir özveri.

Kesinlikle iğrenç bir durum.

 

Kendinize dikkat edin. Yazılarınızı takip ediyoruz büyük bir zevkle.

 

Sevgilerimle,

Bihter  

………..

 

 

 

Merhaba Ayşe Hanım,

Ben de okuyucularınızdanım.  Son konunuz seks partner ile ilgili mailleri okuyunca yine bir insanı yargılamışsınız diye düşündüm. Hayatta tek doğru olmadığını siz de biliyorsunuz.

 

Herkes koşullarına uygun çözümler bulur, o gün için kendine göre doğrudur ve uygular. Burada kimseye zarar gelmiyorsa kimse bu çözümlerden muzdarip değilse, bize, size bir şey söylemek düşmez.

 

Yaptığınızın ya da yazınızın farkı tercihleri olanları yargılamanızdan ya da farklı etnik gruptan gelen birini yargılamaktan hiç bir farkı yok.

 

Sadece toplum kurallarından farklı düşünüyor ve davranıyor diye bütün mahalleyi toplayıp hep beraber --aaaa-- yapmışsınız.

 

 

İyi günler

 

Sevda

 

……….

 

 

 

Ayşe Hanım tekrar merhaba,

Yazımın tamamını köşenizde paylaştığınız için teşekkür ederim. Diğer yazılanları teker teker okudum ve şu an kafam daha bir karıştı.

 

Fakat şöyle bir sonuca vardım, bu ilişki durumunu sadece bayan arkadaştan dinledik ve kocasının ne düşündüğü hakkında fikrimiz yok. Elbet onun da söyleyecekleri vardır.

 

Ama her iki taraf memnun ise bizim yapacağımız tek şey (büyük konuşmayıp) bu olayı bir hayat tecrübesi olarak hafızalarımıza kaydetmektir.

Tekrar teşekkürler.

 

İyi günler, iyi çalışmalar.

 

Oğul  

………..

 

Ayşe Ablacım

Yaşım 25. İlk yazınızı bugün okudum, şaşırmadım mı, şaşırdım ama mantıksız da gelmedi.

 

Ablacım paradan dolayı suçlayan olmuş, midesiz bulan olmuş bana mantıklı geldi açıkçası.

 

Kadının kocasının parasına ihtiyacı yok, bir mesleği var. Yağmasa da damlatır, en azından çocuklarına zaten adam da bakmak zorunda, boşanır gider ama düşünün bir kere, hayatınıza kimse girmeyecek, bir daha biriyle tanışsanız 3-5 muhabbet yapınca benim seks hayatım yok, tiksiniyorum dediğinizde arkasına bakmadan gider.

 

Tamam, kabul diyenini bulamazsınız ama âşık olduğunuz sizi sevdiğini sizi bu halinizle bile sevdiğini bildiğiniz bir adam size boşanma teklifi bile etmemiş, siz demişsiniz "ASLA" demiş kem küm etmemiş bir erkek var hayatınızda.

 

Ömrünüzün sonuna kadar yatakta tek yatmayı mı tercih edersiniz yoksa sevdiğiniz, saygı duyduğunuz ve aynı saygı ve sevgiyi gördüğünüz bir erkeğe sarılıp yatmayı mı?

Bizler erkeklere nazaran daha duygusalız aslında erkek cinselliği ihtiyaç, bizse aşk olarak görüyoruz.

 

Erkek önüne gelenle yatabiliyor ama biz âşık olduğumuz adamla diyoruz, tek gecelik kaçamak yapmıyoruz.

 

Kadın sonunu görmüş biliyor ne kadar dayanacak, eninde sonunda bir yerden patlak verecek, kavga gürültü yıpratacak bütün saygıyı.

 

Sevgilimizi bile öpüp koklayarak kendini tatmin edip elimizde tutmaya çalışmıyor muyuz? Bence erkekler bazen verecekleri tek bir karşılığında bile alacakları öpücüğün hesabını yapıyorlardır. Kadın ömrünün kalan kısmını tek başına çocuklarını da babalarından uzak bir orda bir burada büyütmek istememiş.

 

Beni asıl meraklandıran şimdi yogaya başlamış iyi gelir belki istek duymaya başlar işte o zaman karşı taraftaki kadın ne yapacak?

Tamam, bizim işimiz seninle buraya kadar çocukların eğitimi için sağladıkları geliri filan alacaklar mı ya da kadın bırakmam derse ne olacak?

Bu olaydan çocukların haberi var mı, varsa onların psikolojileri nasıl bir psikolog olarak nasıl değerlendiriyor çocuklarının durumunu?

Eğer yoksa duyduklarında yaşayacakları travmayı tahmin edebiliyor mu?

 

Babalarına nasıl bir gözle bakacaklar, kadın hamile kalırsa ne olacak (farz edin kaçtı) ya da böyle bir şey olmuş mu?

O zaman ne hissetmiş ve ne yapmışlar ve psikolog hanım iyileşirse (ki inşallah çünkü gerçekten kendini kötü hissediyordur sadece daha geniş bakabildiği için rahattır diye düşünüyorum ) kocası onda seks partnerindeki hazzı, zevki alamazsa ne hisseder asıl sorun bu bence.

 

Çünkü böyle bir durumda ya boşanacaklardı tek kalacaktı ya da kocasının kendisini aldatmasına göz yumacaktı en azından yatakta tek yatmayacak baba ve koca olarak görevini yapan adamla kalacaktı. O gitmeyi teklif edip olumlu bir cevap bulamayınca çözüm üretmiş bir psikolog olarak.

 

Ablacım yazımı yayınlar mısın bilmiyorum ama yayınlarsan eğer ismimi vermezsen sevinirim

Seni de çok seviyorum.  

 

 

…………

 

 

Ayşe Hanım,

 

Yazılanlara doğrusu hiç hayret etmedim.

 

Koskoca Ali AĞAOĞLU milyonların gözünün içine baka baka, "evdeki karım benim için subaptır, boşanırsam yeniden evlenmek zorunda kalırım, böylece istediğimle istediğim gibi beraber oluyorum" demiyor mu?

 

Her yıl "taze bir yirmilikle " yeni aşk yaşamıyor mu? Alan razı, veren razı değil mi?

 

Kadınlar bu kalitede ve kafada olduğu sürece bu hikâyeler bitmez. Evdeki nikâhlıya da, diğerlerine de, zahmet edip çalışarak para kazanmak zor geliyor. O yüzden her türlü rezilliğe, hoşgörü namı altında katlanıyorlar.

 

Ta ki para bitene kadar. Sonunda para bitince zaten kadınlar otomatik olarak gidiyorlar. (para bitti, kadın gitti reçetesi)

 

Bilgilerinize...

 

LEYLA

…….

 

 

Merhaba,

 

Ne çok yorum yapılmış. Benim fikrime göre ortada artık aşk yok. Aşk olmadığı için kıskançlık yok, seks olmadığı için iğrenme yok. Nedense şaşırmadım. Düşünüyorum da;

 

Kadın rahat bir hayat sürüyor, maddi yönden sıkıntısı yok, seks isteği yok, sosyal anlamda herhangi bir ihtiyacı yok, erkek arkadaş arayışında değil, uzun zamanlı bir evlilik mutlaka ki saygı vardır ama eşi onun için artık samimi bir arkadaş olmuş.

 

Boşansa ne olacak ki, bu kez tek başına bir hayat sürecek, çocukları 2 ev arasında mekik dokuyacak. Ve şu an aklıma gelmeyen bazı sıkıntılarla uğraşacak.

 

Erkek için seks daha önemli. Sevmeden, hissetmeden seks yapılamaz diye düşünüyorum. Partneriyle de 10 yıldır birlikte oluyor, paylaşımlar oldukça kıvılcımlar da olacaktır.

 

Eşinden neden ayrılsın ki servetinin yarısını eşine vermesi gerekecek, zaten izinli bir sevgilisi var. Belki başkaları da vardır. Eşinden boşansa belki bir diğeri evlenmek isteyecek, halbuki bu durumda sevgilisiyle de bağ kurmak zorunda değil.

 

Bana kalırsa sadece kâğıt üzerinde evli ve sadece arkadaşlar. Alan memnun satan memnun. Kimse kimseye karışmıyor, mutlu bir evlilik sadece.

 

Kendine iyi bak

Sanem

 

………

 

 

Ağzım açık kaldı! Böyle bir durumda ne söylenir ki. Ben böyle bir şeyi asla kabul edemem! O kadından geldiğini bile bile yatağıma nasıl alırım, nasıl sarılırım ki, dokunamam bile. Zor bir durum Allah kimsenin başına vermesin

Ayşegül

 

………

 

 

 

Ayşe Hanım yazılarınızdaki içtenliğiniz samimiyetiniz sizi aileden biri gibi yaptı; oğlum ve ben bir de siz.

 

Gelelim psikolog hanıma, çok uzun uzadıya yorum yapmayacağım, dünya hali, her şey bizim için ama sözcüklerinin arasında para karşılığı tutulmuş bir kadın derken orada hafif yollu da olsa bir aşağılama ve rencide etme durumu var.

 

Bunu hanımefendiye yakıştıramadım, eşinin maddi imkânı bu kadar iyi olmasaydı o zaman da tüm bunlara tamam der miydi? Sonuçta eşi için üzüldüm yanında iki kadın (bildiği kadarı ile), ikisi de maddiyat için yanında!

Sevgiyle kalın

Münevver

 

………

 

 

Valla Ayşecim, kocaya yatak arkadaşı bulmak nasıl bir şey anlamadım. Gerçi başa gelmeden bilinmez derler, belki biz sağlıklı olduğumuz ve sevgilimiz ya da eşimizle cinselliği yaşamak istediğimiz için anlayamıyoruzdur.

 

Zira ben 12 senedir aynı adamla birlikteyim, ikimiz de bekâr olduğumuz halde çeşitli sebeplerden evlenmedik. Arada ayrıldık, barıştık ama asla birbirimizden sıkılmadık. O kadın acaba gerçekten adamı mı seviyor, yoksa ona sunduğu o eşsiz hayatı mı? Zira çevremde o kadar çok aman benim adam bana dokunmasın istediği haltı yesin diyen kadın var ki ama o şartları bırakıp gitmeyi göze alamıyorlar işte.

 

Seni çok seviyorum, her sabah bana kahveye gelen, dertleştiğim bir arkadaş gibisin. Sana Veli’nle mutlu bir ilişki diliyorum.

 

Tülin

 

………

 

 

 

Merhaba Ayşe Hanım,

 

Öncelikle sizi tebrik etmek isterim, ilginç bir o kadar da gerçek bir konuya değinmişsiniz.

 

Genel okur yorumlarında bayanlar bu konuya şiddetle karşı çıksa da günümüz aldatma olayında yaşanan cinsel eksiklik ve yetersizliğin insanları arayışa ittiğini de görmezden gelmek devekuşu örneğini akla getiriyor.

 

İlk bakışta belki yadırganabilir ama şöyle mantıklı düşününce hiç de yanlış değil, ne yapsa ayrılsa daha mı iyi olur bir düşünmek gerek.

 

Ayrıca bayan yorumculara şunu sormak isterim kendinde sorun olan birinin diğerini bir ömür boyu zindana hapsetmek mi doğru olan? Saygılarımla.

Umut

 

 

…….

 

İnsanların büyük konuşma huylarından vazgeçmeleri gerekiyor.

Kim düşünür ki 35 yaşında menopoza gireceğini?

Cinselliğin en keyifli yaşlarını yaşayacakken, seksten nefret edeceğini?

 

İnsanlar bunları düşünmeden gelenek görenek üzerinden yorumluyorlar sadece.

Anlayış gerektiren bir şey bu.

Aynı şeyi kocası da yapar mıydı çok merak içindeyim ama?

Ferit

………

 

 

Hayat 2X2= 4 değil

 

 

Kadın seks yapmayı hiç istemediği için, kocasına seks ihtiyacını giderecek bir yatak partneri bulmuş. Böylelikle de mutlu evliliklerini sürdürmüşler. Hayat matematik değil. İki yanlış, bir doğru etmez.

 

Bu doğru değil... Çünkü bir kere insan on senedir seks ihtiyacını giderdiği birine bağlanır. O adam da, sadece seks için buluştuğu o kadına bağlanmıştır.

 

Bağlanmasa bile, duygusal bir şey yaşamadığı bir kadınla damızlık gibi sevişmek bir erkeğe yetmez. Bunu on sene yapmaz, bir iki kere yatar kalkar, değişik bir heyecan bir doku, sırf seks için görüştüğü kadınla bu kadar uzun sure görüşebileceğine inanmıyorum.

 

Bu kuma, çok eşlilik hikâye... Henüz kocasını paylaşacak bir kadın arkadaşıma rastlamadım. Ama daha çok, kocası tarafından boynuzlanınca keçileri kaçıranlarla tanıştım. Kadın doğasına aykırı olan bir şey, insan doğasına aykırıdır.

 

Yazınızda bahsettiğiniz kadının, menopozdan sonra canı hiç seks istememiş, hem de hiç... Belki de o kocayı artık istememiştir. Genelde öyle olur... O kocayla yatmaktan bıkar, aldatmak da yemez, cinsel istek bastırılır.

 

Son olarak, bu evli çiftin gerçekliği nedir biliyor musunuz? Esas gerçeklik, düzeni bozmaya kimsenin gözünün yememesidir. O yüzden de böyle bir oyuna girişmişler.

 

Ruh eşi falan hikâye... Mal mülk, rahat yaşam, bunlar daha ön planda...

 

PINAR

 

………

 

 

Sevgili Ayşe Aral,

 

Yazdıklarınızın yarattığı tepkiyle arada bir ABD’den ateşlenip size düşündüklerimi yazıyorum.

 

Öncelikle şu erkeklere 4 kadına müsaade edelim diyen hatun kişiye yazdığınız yazıyı ne kadar beğendiğimi kelimelerle anlatamam. Öyle güzel toparlamışsınız ki, eh bundan iyisi de can sağlığı dedim, kaleminize ve de kafanıza Allah kuvvet versin de bunları yazmaya devam edin.

 

Gelelim şu iki gün önceki yazıya. Türkiye’de ahlak haysiyet o kadar gevşemiş ki, almış başını gidiyor. Vallahi Movie Star'ların hayatı dışında Amerikan toplumu Müslüman ülke olan bizimkine kıyasen çok muhafazakâr.

 

Olayın kahramanı psikolog bayan ya bunu değiştirerek anlatıyor veya o kadar gururdan yoksun ki başkasının koynundan çıkıp gelen kocasını hala aramızda sevgi, aşk var falan diyerek ya kendini kandırıyor veya acısını öyle kapatıyor.

 

İmkân var mı kocasıyla diğer hatun arasında bir bağ kurulmamış olsun? Düşünebiliyor musunuz bu durum ne kadar insan tabiatına, duygulara, ailenin kutsallığına aykırı ve küçük düşürücü?

 

Bırakın insanı, hayvanlar bile eşini kıskanıyor. Anadolu’da yaşansa cehalete, kadınların korunmasızlığına bağlar, acırdık.

 

Bence bu kadıncağız bilmiyorum kime yardım etmiş veya ediyor ama öncelikle kendisinin psikologa ihtiyacı var. Eğer aralarında sevgi olsaydı ne olursa olsun kocasıyla aşk yapma yolunu bulurdu, onu başka kadına teslim etmezdi.

 

Milyonlarca kadın menopozu yaşıyor, o tek değil ki. Onlarınki menfaat beraberliğinden başka hiç bir şey değil. Tam bir tiksintiyle okudum. Ben bir kadın olarak bunu çok onur kırıcı buldum ve kadınların rahat hayattan vazgeçmemek için hangi hayat tarzlarına eyvallah ettiklerine inanamadım doğrusu. İnşallah psikologların çoğu bu kadar b..tan değildirler.  

 

Zevkle okutuyorsunuz kendinizi.

 

Esen kalın.  

 

HK.

Yazarın Tüm Yazıları