Dedikodu kazanı

Hele şu halen sürmekte olan ve sonunun ne olduğu belli olmayan evlilikle ilgili. Bu hem şaşırtıcı hem de üzücü.

Yanlarında değildim, gözlerimle görmedim ama söylenenler doğruysa bundan sonra ne olacak?

Adam affedemezdi, affetmedi ama diğer kadın bence affedecek.

Yani aynı hesap devam edecek, yanlış yoldan dönmeyecek, bizim de çenemiz durmayacak, yakaladık ya malı; “aaaaaa, yaaaaaa” diye konuşup duracağız.

“Aşk-ı Memnu falan halt etmiş” diyeceğiz.

Durun bakalım daha neler neler göreceğiz.

Kadınlarda da hiç akıl yok.

Hatun kısmı, sorarım size hiç koca evde bırakılıp tatile gidilir mi?

Valla gidilmez, billah gidilmez.

Gerçi yaz bitti ama hâlâ varsa programınız iptal edin.

Neler duydum, neler...

Meğer sizin erkekler dört gözle beklermiş gidesiniz diye.

Sonra da cup İstanbul geceleri.

Demedi demeyin, sonra üzülmeyin.

Siz kendinizi eğleniyor sanırken birileri sizden daha çok eğleniyor.

Gülşen ve anoreksiya

Hiç tanımıyorum Gülşen’i ama duyunca anormal üzüldüm.

Zor bir yol var önünde, inşallah o yolda düzgün adımlarla ilerler.

Neden biz böyleyiz?

Neden çok çabuk bağımlı olabiliyoruz?

Neden çıktığımız yolun bir yerinden sonra ipin ucunu kaçırıyoruz?

Yemekten, tütün içmeğe...

Aldatmada bile bağımlılık yaşıyoruz.

Biz sanırım orta yolu bulmak nedir bilmiyoruz.

Gülşen’inki de böyle bir şey.

Valla Allah kolaylık versin.