Ve çılgın yorum yapan okurlarla toplandık sonunda

Kırkımdan sonrayla mı alakalı, daha ev bulamayıp anamla yaşayıp bir eve kendimi tam teslim edemediğimden mi?

Haberin Devamı

Aslında gerçeği belki de ülkede her an her şey olabilir, ne oldu acaba şu bir iki saatlik uykuda neler değişti diye merak edip bilinçaltım paniklediğinden mi bilemiyorum ama artık saat kaçta yatarsam yatayım, hangi şekil ve şemalda sabahın kör saatlerinde kalkıveriyorum.
Haliyle suratımı yıkar yıkamaz hurriyet.com.tr’ye giriyorum.
Hele ki o gün yazım varsa bazen başucumda geceden kalmış suyla suratımı yıkadığım oluyor!
Ne de olsa ben başucumda bir damacanayla uyuyorum.
Çapakları temizleyip iki dua ediyorum, Ya Rabbim bugün beni koru... Neden?
Gelecek, yazılacak, edileceklerden...
hurriyet.com.tr yürüyordu...
Ben ilk hurriyet.com.tr yazarıydım taaa altı yıl önce.
Bir sayfam vardı, yazardım...
Öyle de şöhreti yakalamıştım. Mizah yazardım, neysem oydu...
Fatih Çekirge koş dedi, var yeteneğin...
Koşmaya orada başladım. Benden önce Yonca koştu, Özgür koştu... En iyi biz biliriz belki de...
Okurlar e-posta yollarlardı...
Öyle diyalog kurabilirdik anca sizlerle.
Şimdi hurriyet.com.tr coştu.
Öyle ki yahu bizi unuttu, sizi koydu biz yerine!
Biriniz helal derken biriniz tükürüyorsunuz kafama...
Gelin dedim o zaman buluşalım annemin evinde bu hafta.
Ay geldiler, okur dostlar.
Bir geldiler ki en az 60-70 kişi...
Dedim size ikram zor, ne ikram etsem diyeceksiniz o yok mu? Aynen öyle de oldu.
Sordum? Her şeyi almıştım.
Nar suyunu, mango, papatya... Hindistan cevizi suyunu unutmuşum.
Çay kahve çeşitlerine girdim.
Kadınlar erkek kadın konuşuyorlardı cinsellik, bizden beter dedim.
Politika yaptılar.
Türkiye kalmadı dünyayı kurtardılar eeh dedim.
Ahmet iyi yazıyor dedi biri, gııg derken, meğer hep Ahmet’e heyt diye yorum yazarmış...
Cengiz Semercioğlu’nu severlermiş, aslında bizim gazete canmış. İyi ki de varmış...
Bakmayın dediler, niyetimiz kötü değil.
Rahatlıyoruz böyle, size yakın olmak güzel işte...
Klavye canavarı değiliz. Hepimiz okumuş, biriktirmiş insanlarız...
Hayatın hırslarını belki sizlerden çıkartıyoruz. Koca kavgasını, kadın kavgasını, patron kavgasını, eş kavgasını, devlet politikasını.
Yoksa sizleri çok seviyoruz...
Ben de dedim ki biz de seviyoruz sizi hele ben aşığım size.
Bir abla çıktı ordan... Bozma Ayşe kıvamımızı dedi. Peki dedim.
Son söz...
Ben nasıl yazıyorum?
Senden bi mok olmaz ama ev sahibeliğin süper, mutfaktan bir şeyler daha kap gel anacığım hadi...

Yazarın Tüm Yazıları