Kara günler...

Derin bir nefes almak istiyorum artık, stressiz bir gün geçirmek...

Haberin Devamı

Gazeteleri okurken, haberleri izlerken gerilmek, sinirlenmek istemiyorum.
Acaba bugün ne oldu diye korkuyla televizyonu açmaktan bıktım. Şehit oğluna feryat eden anaları, kocalarına ağlayan kadınları, tabutların arkasından el sallayan ufacık çocukları gördükçe kahroluyorum.
Onlar orada ağlıyor, ben burada...
Yeter diye avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum!
Kalbim sıkışıyor, ruhum daralıyor, mideme kramplar giriyor, sinirden başım çatlıyor... Niye ama niye? Neden? Niçin? Ne uğruna?
Hangi sebep, hangi gerekçe insan canından daha değerli olabilir?
Milletçe ne hale geldik, inanamıyorum...
Çocuklarımızı sokağa, parka yalnız başına gönderemez olduk. Otobüste, durakta, metroda kalabalıktan ürker haldeyiz.
Alışveriş merkezine girerken önümüzdeki kişinin üstü başı iyi aranmıyorsa huylanmaya, yanımızdan geçen kadın gerçekten hamile mi yoksa canlı bomba mı diye paranoyaklaşmaya başladık.
Akşam yatarken hayaller kurardık eskiden...
Ev isterdik, araba dilerdik, şuraya tatile gitsek derdik... Ya şimdi?
Sabah evden çıkarken, akşam eve sağ salim dönebilelim diye dua ediyoruz. Ölüye de, diriye de, ölene de, kalana da, acıya da saygısız olduk. Senden, benden, bizden, sizden diye ayırır olduk...
Sevgisiz olduk... Tahammülsüz olduk...
Ve çok acımasız olduk...

Haberin Devamı

Ve Levent Kırca...

Usta bir tiyatro sanatçısıydı, mizah adamıydı. Güldürürken düşündürmeyi bilenlerdendi ki bunu becerebilmek akıl işidir, zordur.
Zamansız ve çok erken yakalandığı hastalık onu yine çok zamansız ve çok çabuk aldı bizlerden.
Küstü son zamanlarda, sanki eskisi gibi gülmüyordu yüzü... Dargındı belli ki bir şeylere, birilerine...
Ama hayatının aşkını bulmuştu, Aslıcığını... Birbirlerine yetiyorlardı.
O belki de dediği gibi daha güzel bir dünyaya göç etti. Aslı da buna olan inancıyla ayakta duracak inşallah. En çok onun canı yandı, yanıyor, biliyorum.
Aslı’ya ve evlatlarına başsağlığı diliyorum...

Digiturk...

Herkes gibi ben de tepkimi ortaya koyuyorum. Digiturk’ün bu saçmalığını kınıyor ve onunla vedalaşıyorum.
Ha bir de şu “seç beğen” mi ne, orada dizileriniz var, yabancı dizileriniz. Ayol ya adam gibi yayın yapın ya da yapmayın! Bir dizi bugün var yarın yok. Altı bölümü var içinde, dördüncü yok. Üçüncü sezon ile beşinci var, dördüncü yok!
Bu ne kafa karışıklığı? Yoksa imkânsızlık mı?

Yazarın Tüm Yazıları