Bu duvar yazısını baş ucuna as mutluluk için

Arkadaşım yollamış, Hititlilerin M.Ö. 2000 yılındaki duvar yazısı...

Haberin Devamı

Birçoğunuz biliyorsunuzdur belki.
Ay dedim arkadaşıma valla ne güzel ya, ne kadar isterdim senin gibi olabilmeyi.
Bu yazıyı okuyup bununla mutlu olabilmeyi...
Ben yorumlayayım mı sana fi tarihinde yazılan bu duvar yazısını şimdi! Günümüzün şartlarına göre elbette ki.
Nasıl yani dedi, sevgiyi anlatıyor, insanlığı, ne değişti ki?
Negatifsin işte! Sen de dedim ultra pozitif, gözlerin kapalı.
* Tanrım beni yavaşlat...
Dua et, güç versin, hızını kesmesin, yavaşlarsan hayatın ritmini yakalayamazsan geride kalırsın, şartlar zor...
* Aklımı sakinleştirerek kalbimi dinlendir...
Haa burada keşke ama ihtimaller dâhilinde neredeyse imkânsız...
* Zamanın sonsuzluğunu göstererek bu telaşlı hızımı dengele...
Zaman sonsuz mu? Kim inanır ki buna...
* Günün karmaşası içinde bana sonsuza kadar yaşayacak tepelerin sükûnetini ver...
Sükûnet de ne mümkün...
* Sinirlerim ve kaslarımdaki gerginliği, belleğimde yaşayan akarsuların melodisiyle yıka, götür...
Belleğimde asla ve asla akarsuların melodisi falan yok, aklımın ucundan bir kere bile geçmedi, sinir ve kas gerginliğimi daha bir ilaç bile çözemedi...
* Uykunun o büyüleyici ve iyileştirici gücünü duymama yardımcı ol...
Uyuyor muyum ki uykunun büyüleyici gücünü duyabileyim...
* Anlık zevkleri yaşayabilme sanatını öğret, bir çiçeğe bakmak için yavaşlamayı, güzel bir köpek ya da kediyi okşamak için durmayı, güzel bir kitaptan birkaç satır okumayı, balık avlayabilmeyi, hülyalara dalabilmeyi öğret...
Kedi köpek sevmek için duruyorum o kadar! Kitap okumaya hasret kaldım, balık mı avlamak nerdee? Hayal mı kurmak, o çok büyük lüks! Neyin hayalini kuracağız artık, bezmişiz zaten...
* Her gün bana kaplumbağa ve tavşanın masalını hatırlat. Hatırlat ki, yarışı her zaman hızlı koşanın bitirmediğini, yaşamda hızı artırmaktan çok daha önemli şeyler olduğunu bileyim...
Masallara inanmaktan vazgeçeli çok oldu! Erken yol alan kazanır...
* Heybetli meşe ağacının dallarından yukarıya doğru bakmamı sağla. Bakıp göreyim ki, onun böyle güçlü ve büyük olması yavaş ve iyi büyümesine bağlıdır...
Ağaç mı bıraktınız memlekette be, hangi ağacın altından tepesine bakacağım...
* Beni yavaşlat Tanrım ve köklerimi yaşam toprağının kalıcı değerlerine doğru göndermeme yardım et...
Aman diyorum yine! Ne olur yavaşlamayayım! Başıma ne geliyorsa ne zaman yavaşım, o zaman yiyorum tokadı...
* Yardım et ki, kaderimin yıldızlarına doğru daha olgun ve daha sağlıklı olarak yükseleyim...
Ay bunu da sevmedim ayrıca daha ona da erken yıldızlara falan da yükselmek istemedim şimdi hemen, bu duvar yazısını sevemedin sanki ben...
* Ve hepsinden önemlisi...
Tanrım, bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için CESARET,
Değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için SABIR,
Bunu zaten biliyoruz, ama sanırım bu da yanlış...
Her şey değiştirilebilir isteyince. Bu zihniyetle bir sürü şeyi değiştirmedik senelerce. Örnekler aileden başlar, memleket hallerine, iş güce kadar ilerler, ne oldu madalya mı aldık sizce...
İkisi arasındaki farkı bilmek için AKIL ve beni aşkın körlüğünden, yalanlarından koruyacak dostlar ver...
Aşkın körlüğü mü... Aşkı buldun da...
Yok be Hititlim bizim bugüne pek uymuyor senin M.Ö. 2000’de yazdığın duvar yazısı.
Çok şey değişti bu dünyada.
Bir boş zamanımda ben yenisini yazacağım ki herkes assın duvarına.

Yazarın Tüm Yazıları