Sayfiyeden taksici hikâyeleri

Çeşme’de beach’lerin, mekânların hikâyesi olur da taksilerin, taksicilerin olmaz mı? Hem de ne olur! Anlatana da, dinleyene de, yazana da, okuyana da şahane olur. Ben de merak ettim. Topu topu 3 durak, 65 araç dedim. Bindim, indim hikâyelerini dinledim. Bakın ortaya ne çıktı...

Haberin Devamı

1- Hitabet sanatı: Bir kere öyle “Şoför bey” yok, “Beyefendi” yok, “İyi günler”, “İyi akşamlar” hiç yok. Teşekkürden bahsetmiyorum bile. “Çek!” var, “Bas” var, “Yürü” var, ağız burun yapma var, surat var. “Taksiciye insan gözüyle bakmıyorlar” diyorlar. “Ahh nerede o eski Alsancak insanları!”, “Ahh nerede o eski İstanbullular!” diyorlar.

2- Varyemezler: Taksimetreyle romantik takılanlar... Mekânda ödediği hesabı, açtırdığı şampanyayı ağzına dolayanlar, taksimetreyi görünce delirenler... İtiraz edip polisi arayanlar... “Hız yaptın, çok yazdın” diyenler, “Param yok” deyip kimlik bırakanlar... Nam-ı diğer varyemezler. Onlar hep zenginler, hali vakti yerindeler. Üçün beşin hesabını yapmayanlar emekçiler, orta halliler.

Sayfiyeden taksici hikâyeleri

Haberin Devamı

3- Çare deride: Bindim, indim derken baktım bütün koltuklar deri. “Nedir bu derinin alamet-i farikası?” dedim. Kusmuktan illallah ettiklerini öğrendim. Arabaya bildiğiniz tuvaletini yapan varmış. Sonra temizle temizleyebilirsen. En masumunu en sona sakladım. Arabaya ıslak mayoyla binenler, havlusundan ödün vermeyenler...

4- Ayılana gazoz, bayılana limon: Alkolden bayılanlar, bayılıp arabada sızanlar... Gideceği yeri unutanlar, belki de hiç bilmeyenler... Şoför “Nereye?” deyince “Eve!” diyenler. Şoför evi bilemeyince atar yapanlar. “Sağında ağaç, solunda duvar” diye fevkalade tarif yapanlar. “Devam et! Devam et!” diye tur üstüne tur attıranlar. “Ben gelince söylerim” diye bütün gece direksiyon sallatanlar. Evinin yolunu bulamayıp şoförün evinde konaklayanlar. Şoförün eşini, çocuğunu paniğe sokanlar. Hepsi gerçek. 

5- Arife tarif gerekmez: Bir de ayık kafa şoföre kafa tutanlar var. Çeşme-Alaçatı bu, her sezon mekânlar değişir, dönüşür, gelişir. Ama şoför adı değişen mekânı, butik oteli bilemeyince vay haline. Azar Allah azar. Bir de potansiyel yolcular yayalar var tabii. Cama tık-tık yapıp ayaküstü adres soranlar, tarife inanmayıp bir de yoldan geçene soranlar. Sözde garanticiler, kontrolcüler. Koca sezonun yükünü çeken şoförler “Bir bilen var o da biziz! Söz konusu arife tarif olunca hep bize soracaksınız!” diyorlar.

Haberin Devamı

PEKİ NE YAPMALI?

- “Merhaba!”, “İyi günler!”, “İyi akşamlar!”, “Teşekkürler!” Sadece müşteri, yolcu olmanın değil, insan olmanın da sanatı. Tatlı dil, güler yüz hepimizin ihtiyacı.

- Kimine hayat altın tepside, kimine gümüş tepside, kimine de çalışarak, çabalayarak. Taksiciye, işine, emeğine saygınız olsun.

 - Tamam, belki başınızdan birkaç talihsiz deneyim geçti. Ama istisnalar kaideyi bozmaz. Her taksici dolandırmaz, sokak sokak dolaştırmaz.

 - Tilki kurnazlığı yapmayın! Yok para üstünü yanlış verdin, yok para üstünü eksik verdin...

 - Kimse sizin sarhoş muhabbetinizi, şakalarınızı çekmek zorunda değil!

 - Eve kadar sabredin! İçiniz dışınıza çıkmış olabilir ama taksi temel ihtiyaç karşılanacak yer değil.

Yazarın Tüm Yazıları