Paylaş
100 kişiye “Kaç yaşındasın” diye sorduk... En popüler cevabı aldık: “Sence kaç gösteriyorum?”
Belli bir yaş grubu özellikle de kadınlar yabancı birini gördüler mi sohbet döner dolaşır yaşa gelir: “Tahmin et kaç yaşındayım?” Yabancı ne dese olmaz! Kadının gerçek yaşını söylese bir türlü, söylemese bir türlü. Soru ve cevap arası sessizlik, kuzuların sessizliğine taş çıkartır. Tehditkâr ve gerilim doludur: “Dım-dın... Dım-dın... Dım-dın...” Kadın vahşi bir leopar gibi cevaba kilitlenmiştir. 40 üstü her yaş ölüm demektir. Yabancı başına geleceklerden haberdar, ortaya karışık yapar ve 20’li 30’lu bir yaş atar. İş tatlıya bağlanır. Bizim leopar sevimli bir dişi kuşa dönüşür, mest olur. Zavallı yabancı derin bir ‘oh’ çeker. İkinci bir emre kadar boynu ipten kurtarmıştır. Genç ve dişi kuş tavan yapmış özgüvenle sohbete devam eder: “Ne ısmarlayayım sana?” “Dile benden ne dilersen!” Gerisi jest-mimik ve birtakım tatlı iltifatlar... Ama sanmayın ki bu konu sadece kadınlara özel! Artık yaş mevzuu erkeklerin de olmazsa olmazı, hatta korkulu rüyası. Özellikle de 18’lik ihtiyarların, andropoz krallarının... Onlar kadınlar gibi “Sence kaç gösteriyorum” diye sormazlar. Derslerine önceden çalışmış, ayna karşısına geçip pazuları şişirmiş, Türk kasını içine çekmiş, üç tutam saçı önce sağa, sonra sola yatırmış, kızlar beni nasıl beğenir triplerine girmişlerdir. Gerçi tribe girmelerine de gerek yok! Hayat ve zaman erkekleri hep pamuklara sarar. Saçı dökerler karizmatik olurlar, göbek yaparlar zengin dururlar. Üstte keten gömlek, boyunda fular en âlâsından entel olurlar... Deri ceket, dar paça kotla cool’luğun kitabını yazarlar. Yüzlerindeki kırışıklık yaşanmışlık, böğürlerindeki kıl atalarından mirastır. Sakalı keserler güven verirler, kirli sakal bırakırlar gönülleri fethederler. Biz bir hafta bıyıkları dinlendirelim desek yüzümüze bakmazlar. Saçı beyaz bıraksak tarz yaptı değil, kendini saldı olur. Dışarı ve çıtıra kaçmak için de bal gibi bahane olur. Sonuç, bizim ihtiyar delikanlılar 40, taş çatlasa 45’tirler. Sormadan soruyu verirler cevabı: “40 yaşındayım.”
Hop gitti kafa!
Kafayı yaşla bozduğumuz bu günlerde akıllı ve öğrenebilir teknolojiler üzerinde çalışan Microsoft bombayı patlattı: ‘How-old.net’. Kimilerine eğlence oldu, kimilerinin evlerine ateşler saldı. Peki, sistem nasıl, çalışıyor? Çok basit! How-old.net’e giriyoruz istediğimiz kişinin fotoğrafını yüklüyoruz, sistem kişilerin yaşını yüzdeki 27 noktayı istatistiksel algoritma üzerinden analiz ediyor. Tüm dünya ne meraklıymışız onun bunun yaşını öğrenmeye. Sosyal medya çalkalanıyor: ‘Futbolcuların how-old.net yaşları’, ‘Ünlülerin how-old.net yaşları’ hatta oyun kahramanlarının how-old.net yaşları bile internette dolanıyor. Sosyal medya ve internet sağ olsun ulaşamadığımız kimse yok! Eşimiz, dostumuz, arkadaşımız, beğendiğimiz adam, yüzündeki gerginlik botox’tan mı, sinirden mi çözemediğimiz kadın... Yangında ilk kurtarılacaklar bitti mi, bu defa ünlüler başlıyor. Peki, uygulama hep doğruyu mu söylüyor? How-old.net’e sorduk. 40 yaşındaki Angelina Jolie 28 gösteriyor. 51 yaşındaki Brad Pitt 49, 21 yaşındaki Justin Bieber 19, 41 yaşındaki Cem Yılmaz 56... Görünen o ki zaman zaman sistemin de kafa karışıyor. Kimine torpil geçiyor, kiminin yaşına yaş geçiriyor. Torpil geçtiklerinin de havasından geçilmiyor. Bir grup “Zaten küçük duruyordum, genç gösteriyordum” diye gerim gerim ortalarda geziyor. Bir grup da sisteme kafa tutuyor. Bu işin eğlence kısmı.
Allah da seni güldürsün teknoloji
Bir de şüphe kısmı var. Bazı bilişim uzmanları, uygulamanın yüz tanıma programlarına data toplamak için yapıldığını söylüyor. Söylüyor ama dinleyen kim, biz ha babam fotoğraf yüklemeye devam ediyoruz. Şu merak ne fena şey! Öyle ya da böyle yüz tanıma teknolojisi şu stresli, gergin günlerde yüzümüzü güldürdün, ama her zaman da dürüst olmadın. Botox’un, dolgunun, estetiğin oyununa geldin... Kimini küçülttün küçülttün cebimize soktun, kimini de büyüttün sinirleri bozdun. Dostlar en iyisi siz siz olun bildik yoldan şaşmayın, estetik cerrahlarının kapısından kaçmayın! Microsoft’un oyununa gelmeyin, Microsoft’u oyuna getirin!
YAPAY ZEKÂ SEVGİLİ YOLDA!
Fotoğrafları yükledik, aşağı yukarı yaşları bulduk. Ama hâlâ sevgili bulamadık! Düğün, dernek, gerdek sezonu da kapıda. Meraklı teyzeler hazırolda, “Yok, mu sende bir şeyler” sorusu yolda... Az daha sabredin dostlar, 10-15 yıl içinde insani hislere sahip robotlar hayatımızda! ‘Her’ filmindeki gibi kapris yapmayan, trip atmayan bir sevgili kim istemez!
Paylaş