Paylaş
Ramazan demek iki büyük öğün demek değil. Sahura kalkmamak, uykunun daha doyurucu olduğunu sanmak büyük yanlış. Sahur mönüsüne gelince... Çok tuzlu yiyecekler susatacağı için peynirin, zeytinin az tuzlusu, yumurta, menemen, omlet, salata, ceviz, badem, fındık... Yani tok tutacak bol lifli, sağlıklı yağdan zengin, protein veren yiyecekler... İftarda da soğuk yaz çorbaları, 15-20 dakika moladan sonra hafif bir ızgara, belki bir sebze yemeği, olmazsa olmaz kuru bakliyatlar, iftar sofrasında değil ara öğünlerde de meyve ve sütlü tatlı...
◊ Elinizi ve bardağınızı korkak alıştırmayın. Ama sadece suyla susuzluğunuzu gidermeye de kalkmayın. Papatya, melisa, rezene çayları, mineralli sular, şekersiz kompostolar, hoşaflar... Bir de tabii kafein tüketimini minimuma indirmek gerekiyor.
◊ İftar sonrası rehavete kapılmazsak eşi dostu alıp yürüyüşlere çıkarsak şişmeyiz, kilo aldık diye de milleti şişirmeyiz. Doktorumuzdan bir de küçük not; kaslarımızın yağ yakımı yalnızca yürüyüş sırasında değil sonraki üç-dört saatte de devam edermiş. 45 dakikalık yürüyüşler hem ramazanın hem de hayatımızın bir parçası olsun.
◊ Metabolizmayı nasıl hızlandıralım? İftar sonrası yürüyüşlerle metabolizma zaten titreyip kendine gelecek. Öğün aralarında yeşil çay, içeceklere, yiyeceklere tarçın, yoğurt, kefir, yumurta, avokado, Hindistancevizi yağı da metabolizmanın benzini görevini görecek.
Beden tamam,
ruhu nasıl arındıralım?
◊ İnsülini nasıl dengede tutacağız? Özellikle sahurda tok tutar sanıp ekmeğe, pideye, poğaçaya düşerseniz vücuda insülin pompalarmışsınız, doktorumuzdan söylemesi. Artan insülin salgısı daha günün erken saatlerinde şekerinizi düşürüp orucunuzu kâbusa çevirirmiş, aman diyeyim! Rafine karbonhidratlar ‘cıs’! Tatlı yerine meyve artık hepimizin bildiği... Ve tabii çok çok, hızlı hızlı değil, küçük lokmalar halinde, uzun uzun çiğneyerek...
◊ Doktorumuzdan kulaklara küpe... Kronik bir rahatsızlığı, özellikle de şeker ve kalp-damar sistemi hastalıkları olanlar önce doktor; sonra oruç. Doktorunuzun kapısını çalmadan oruç tutmamalıymışsınız.
◊ Oruç başına vuranlar bu madde de size... Sadece aç kalmakla, bedeni arındırmakla iş bitmiyor. Ruhu temiz tutmak işin özü. Hırslarımızı, egolarımızı törpülemek, kötü konuşmamak, kötü düşünmemek, koşulsuz sevmek, sevilmek, anlaşmak, kaynaşmak... Ama özellikle de paylaşmak... Çünkü paylaşmak ruhumuzdaki bencilliğe şifaymış. Bornova Belediyesi’nin makamlarötesi başkanı Olgun Atila’nın hayat verdiği iki proje bana ışık oldu. İhtiyaç sahiplerinin aylık erzaklarını, gıda, giyim ve temizlik ürünlerini seçip alabildikleri Dost Market ve üniversite öğrencilerinin hayat koşullarına tam destek olan Dost Kart. Dost Market’te para geçmiyor. Alışverişlerinizi Halk Kart’ınıza yüklenen kredilerle yapıyorsunuz. Dost Kart’la da ‘Dostkart’ amblemi olan yerlerden indirimli alışveriş yapabiliyorsunuz. İyilik kalbinizde, içinizde, çevrenizde ve hatta mahallenizde, belediyenizde... Ramazanın bedene ve ruha şifa olması dileğiyle...
Paylaş