Paylaş
Uzun süren yargılama süreci sonunda serbest bırakılmış olması herkes gibi beni de sarstı. Yargılanmasına rağmen hiçbir şekilde tacizden geri durmayan bu pedofil elini kolunu sallayarak geziyor. Belki de yeni kurbanların peşinde. Bir anne olarak öfkelenmemek elimde değil. Bir pedofil neden durmaz, yakalansa hatta yargılansa dahi salıverilir, aklım almıyor.
Konuyu uzmanlarına danıştım. Bir klinik psikolog ve bir hakim nedeneleriyle açıklık getirmeye çalıştı.
BU PEDOFİL İFLAH OLUR MU?
Uzman psikolog Sinel Deniz Toledo' ya göre bu bireyler genel olarak çok sosyal değillerdir. Pedofilide genel olarak eğilim karşı cinsten çocuklara yöneliktir ancak aynı cinsten çocuklarada yönebilir. Genelde önce çocukla iletişim kurup güvenini kazanırlar. Eylemleri porno seyrettirme, cinsel içerikli dokunmalar, çocuğa kendi cinsel organını elletirme ve ya öptürme gibi tacizler daha ileriki aşamada tecavüz şeklinde olabilir. Tabiki bu süreç herbirinde farklılık gösterebilir. Bazıları sadece taciz ederken, bazıları tecavüz edebilmektedir. Çocukluklarında taciz, tecavüz, aile içi şiddet gibi kötü çocukluk hikayelerine sıklıkla rastlanır. Pedofili bir psikiyatrik rahatsızlıktır. Bu kişilerin çocuklardan uzak tutulmaları için gereken tüm önlemlerin alınması çok önemlidir. Pedofili olan kişiler çocuklara olan bu cinsel dürtülerini bastıramazlar ve dürtüleri doğrultusunda hareket ederler. Tedavisi ve rehabilitasyonu da oldukça güçtür.
BU DAVADA NASIL SÜRMELİYDİ?
Avukat Jülide Işıl Bağatur' a göre “Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile” cezalandırılacağı düzenlenmiştir. Ancak toplumda cinsel istismara ve cinsel tacize maruz kalan çocuk sayısının fazla olması, bu suçun işlenmesi halinde mevcut yaptırımın suçu işleyenler bakımından caydırıcı olmadığını açıkça göstermektedir. 20.11.2013 tarihli Cüney Kurtoğlu’nun cinsel istismar suçundan dolayı 3. kez tutuklandığına ilişkin haberi bu orantısız yaptırımın en açık örneğini göstermektedir.
2006 yılından bu yana sanığın, çeşitli şekillerde, çocuklara istismar fiilinin içinde yer alması bu suçu işlemeye devam ettiğinin açıkça kanıtıdır. İşlediği suçtan dolayı gerekli cezaya mahkum edilmemiş birinin yeniden kız çocuklarına cinsel istismarda bulunması halinde bunun sorumlusu kim olmalıdır? Cinsel istismar suçunun yaptırımı caydırıcı olmadığı için mi, yoksa Yargıtay’ın sırf tanık beyanlarında eksiklik olduğu gerekçesiyle bir çocuğun cinsel istismara uğradığı gerçeğini yok saymasından mı?
Tahliye kararı, CMK’nın ruhuna aykırıdır. Çocukların korunması öncelikli olmalıdır. Bu kişilerin haklarındaki yargılama sonuçlanana kadar tutuklu kalmaları kamu düzen ve güvenliği ve toplumun korunması için gereklidir.
PEKİ NEDEN SALIVERİLDİ?
Yargıçlar Sendikası İstanbul Temsilcisi Hakim Nuh Hüseyin Köse' ye göre ise; Burada sorun,sanığın az ceza alması ya da cezasız kalması olmayıp,tutuklanmaması. Yargının maalesef en çok eleştirildiği konuların başında tutuklama kurumu geliyor. Kimi zaman uzun tutukluluk süreleri nedeniyle eleştiriler yapılırken, özellikle ölümlü trafik kazaları ve cinsel istismar suçlarında failin tutuksuz yargılanması eleştiriliyor. Avrupa mahkemesinin Türkiyeyi mahkum ettiği davalar arasında uzun tutukluluk süzeleri de hatırı sayılır çoklukta. Bu nedenle esas olan tutuksuz yargılamanın sürmesinden yanayım.
Somut olayda failin, öngörülen cezası TCK 103/1. maddesi uyarınca 3 yıldan 8 yıla kadar hapistir. Ayrıca, alıkoyma suçundan da TCK 109/1-3-f,5. madde ve fıkraları uyarınca bir yıldan 15 yıla kadar hapis cezası verilebilir.
Tutuklama, kaçma veya delil karartmaya karşı alınmış bir tedbirdir. CMK 100. maddesi uyarınca yargıç, bu riskleri görmüyorsa, tutuklama kararı vermeyebilir. Ayrıca tutuklamaya sevk edilen sanığın geçmişteki hali soruşturma sırasında pek mahkemeye bildirilmez. Zira,yargıçta bir önyargı oluşturmamak gerekir.
Bu suçlarda, mağdurun ruh sağlığının bozulup bozulmadığına dair, Adli Tıp kurumundan yada üniversitelerden rapor almak bazen 2 yılı aşkın bir zaman alıyor. Mahkemeler, bu nedenle tutuklama kararını, belli bir süreden sonra kaldırıyorlar. Çünkü sanık 3 yıl ceza alsa 2 yıl hapis yatmayacak. Öyle oluncada, fazla tutuklu bırakan yargıç, tazminat ödemek ve idari olarak ceza almak durumunda kalacak. HSYK, Aihm nin ihlal kararı vermesi halinde, buna neden olacak hakimin cezalandırılacağına karar verdi.
Son olarak; tutuklamama bir beraat hükmü değildir. Sanık, yargılama sonunda ceza alırsa eski suçları da değerlendirilerek hapis yatacaktır.
Psikolog tedavisi zordur diyor. Avukat salıverilmesi doğru değil diyor. Hakim adil yargılanmazsak olmaz diyor. Gittikçe artan bu tür olaylara bunca açıklamaya rağmen insani bir gözle bakamıyorum. Ne evrensel hukuk kriterleri ne de psikolojinin temel ilkeleri umurumda.
Bence bu adamları asalım gitsin
Aslında bir de TBMM' ye sormak lazım, n'oldu hadım yasası?
Paylaş