Annelerin uzmanlık alanları

Hani bir reklam vardı; minik kız “benim annem hem aşçı, hem doktor, hem kuaför…” diye sayıyordu. Gerçekten durum bundan çok farklı değil. Anne olduktan sonra bir şekilde kadın kendini aşıyor. Hele ki çalışıyorsa organizasyon kelimesinin canlı haline dönüşüyor. Üstelik birden fazla çocuğu varsa, elleri öpülesi…


Üç çocuklu avukat bir arkadaşım var. 3 çocuğunun eğitimi, bürodaki işlerin yönetimi ve organizasyonu, evdeki yardımcılarının görev ve sorumluluklarının takibi gibi önemli işlerinin yanı sıra akşam eve döndüğünde yemek, kek, börek ve pasta pişiriyor. Üstelik hobilerine ve kendine zaman ayırıyor. Onu dinlerken ben yoruluyorum fakat kendisi civa gibi, maşallah. Boşuna dememişler “Allah dağına göre kar verir” diye… Onun yerinde ben olsam ya işler aksardı ya da çocuk aç kalırdı.


Tabi kendimi yabana atmayayım. Parkta bir anne arkadaşımla karşılaşmıştığımda bana “bu kadar işi ne ara yetişiyorsun” sorusunu sormuştu. Bu soruyu duyana dek ben de farkında değildim sanırım, çünkü birden durup düşündüm. Ev işleri, çocuğun bakımı, yemek, blog ve yazı yazmaya zaman ayırmaya çalışırken 24 saati gümbür gümbür yaşıyormuşum meğer. Yardımcım da yok. Üstelik bitki bakımı, scrapbooking, albüm tasarımı, fotoğraf düzenleme gibi hobilerime 5 dakika bile olsa zaman bulabiliyorum sanırım.

Anne olduktan sonra bazı alanlarda master öğrencisi olduğum kesin:

Ev işleri: Temizlik ve eşya organizasyonunun sihirli bir değnekle halledermiş gibi, çabucak ve pratik bir şekilde tamamlayabiliyorum.

Emzirme: 20 ay kadar süren emzirme hikayemizde, çok sayıda anneyle tanışmanın, uzman görüşü almanın ve kaynak taramanın neticesinde bu konuda özellikle yeni doğum yapmış annelere ufak ufak yardımcı olabiliyorum.

Pedagogluk: İşim gereği çocuk gelişimi ve psikolojisi konusunda her ne kadar bilgi sahibiysem de, anne olduktan sonra o bilgiler daha çok detay ve işlevsellik kazandı.

Blog yazarlığı: Ata’ yı doğurmaktan sonra yaptığım en güzel şey oldu. Blog benim en yakın arkdaşım haline dönüştü. Ekranı açtıktan sonra yazıp yazıp sildiğim çok olmuştur. O nedenle sırdaştır da… Çok sayıda anneye ulaşmama vesile oldu. Şimdiki aklım olsa hamileliğimde başlar, daha çok görsel paylaşırdım.

Fotoğrafçılık: Şimdi SLR makineyi elime alsam, orasını burasını inceleyip bir kare fotoğraf çekmeye çalışırken ayarlarını dahi bozabilirim. Çünkü anne olduktan sonra teleskop gibi kocaman makinelerle değil, cep telefonuyla anı yakalamaya başladım. Özellikle Instagram’ ın efektleriyle çok keyifli bir yola dönüştü fotoğrafçılık. Sanırım en zoru, sürekli hareket eden bir bebeği veya çocuğu çekmek olsa gerek. Bir de arşivleme derdi olmasa…

Sekreterlik: Evin bütçesi, gelir gider dengesi, alış veriş listesi, doktor randevu tarihi, kreşten istenenlerin temini, arkadaşların doğum günleri, ihtiyaç ve isteklerinin listesi… derken yönetici asistanlarını aratmayacak bir ajandaya sahip olduğumu düşünüyorum.

Aşçılık: Önceden tek çeşit börek biliyorken şimdi çeşitlemeler yapabildiğim, hatta baklava yapmaya girişecek kadar kendime güvendiğim ancak çocuğumun yemek seçme özelliği nedeniyle ara ara demoralize olduğum alan.

Kuaförlük: Bir iki denemeden sonra ense traşı yapabilecek hale gelebildim. İşsiz kalırsam çocuklar için bir kuaför salonu açabilirim sanırım. Ancak kız çocuklarının favori saç modelleri konusunda kendimi geliştirmem lazım.

Parti organizatörlüğü: En zevkli kısma geldik. Anne olduktan sonra içimdeki parti organizatörü müthiş bir patlama yaşadı. İlk doğum gününden bugüne değin tematik partiler planlayıp, süslemeler hazırlamak çok keyifli doğrusu. Yaklaşan 4. Yaş gününün teması şimdiden belli: dinozorlar.

Oyuncak tamirciliği: Eğer paramparça olmamışsa, dinozorların çenesini takabiliyor, arabaların tekerleklerini, yap-bozların kırılan veya çatlayan yerlerini, atlıkarıncaları tamir edebilmeyi öğrendim. Buna yıpranmış kitapları da ekleyebilirim.

Seslendirme sanatçılığı: Kitap okurken dümdüz bir ses tonu yerine kitaptaki kahramanları canlandırarak okurken çok eğleniyoruz.

Veterinerlik: Bahçedeki eko sistemde ne kadar hayvan varsa hepsinin özelliklerini, bakıma ihtiyaç duydukları konular konusunda az biraz bilgi ve deneyim sahibi oldum, anne olduktan sonra. Kedilerimiz Minik, Bıdık ve Minnoş sayesinde kedi bakımı konusunda her geçen gün yeni bir şey öğreniyorum. Sıra köpeklere geliyormuş gibi bir his var içimde, çünkü Ata’ nın parktaki köpeklerle arası çok iyi. Her ne kadar ödüm patlasa da, ben de sevmek ve ilgilenmek istiyorum. İtiraf etmeliyim ki köpek korkumu ona psikolojik bir miras olarak bırakmak istemem.

Peleontoloji: Eskiden sadece T-Rex’leri bilirdim. Oğlum dinozor hayranı olduktan sonra gördüğüm bir dinozorun etçil mi yoksa otçul mu olduğunu, Jura döneminde mi yoksa Kretase döneminde mi yaşadığını, gerçek boyutlarını ve ağırlığını şıp diye söyleyebiliyorum. Hatta o kadar çok kitap okuyup belgesel izledim ki, bu alanda verilecek olası fahri doktora ünvanını hak ettiğimi düşünüyorum.

İş makineleri: Dinozorlardan önce iş makineleri tutkunu olan Ata sayesinde ekskavatör, forklift, vinç, vidanjör, buldozer, backhoe, silindir, biçer döver gibi acayip şekillere sahip araçların işleyişi konusunda sistemli bilgi sahibi oldum, desem abartmamış olurum.

Gökbilimci: Oldum olası yıldızları izlemeyi çok severim. Benim için çok heyecan verici bir merak iken Ata’ nın da ilgi duymasına çok sevinmiştim. Daha çok gezegenleri ve galaksileri merak ettiği için Antares, Mu Cephei, Arcturus, Aldebaran, Rigel ve Canis Majoris yıldızlarını You Tube’ tan keşfetme şansım oldu, iyi oldu.

Çizgi film eksperi: Eskiden çizgi filmlerle ilgili herhangi bir sembol/uyarı paylaşmıyordu. Son zamanlarda bu konuda daha titiz davranıldığını görüyorum. Örneğin TRT Çocuk’ ta yayımlanan Keloğlan başlamadan önce 7+ çıkıyor. Ancak bu ibareler olmadan önce, hangi çizgi filmin ona uygun olup olmadığını deneme-yanılma yöntemine gerek kalmaksızın anlamak zorunda kalıyorum. Bu nedenle emin olduğum, güvendiğim çizgi yapımlara ağırlık veriyorum. Sorumluluklarımdan biri olsa da çok keyif alarak izlediğim kesin. Benim favorim Pembe Panter ama pek Ata’ya göre değil sanırım.


Uzun lafın kısası, anne olduktan sonra sadece anne olunmuyor, hayatı organize etmeyi öğreniyor insan. Bilim insanları kadınların bu konuda neden başarılı olduklarını çözmüş. Nörologlara göre kadın beyni farklı bölgede çok sayıda sinir yoğunluğu içerdiği için kadınlar aynı anda bir çok işe konsantre olabiliyormuş. Erkek beyninin ise birkaç alanda yoğun sinir kümesine sahip olduğu, bu nedenle aynı anda çok işle uğraşmakla değil, tek bir işe konsantre olabildiklerini açıklamışlar

Hmm, erkeklerin çocuk bakımı ve ev işleri konusunda kadınlara göre neden daha az becerikli olduğu bu tez ile çok rahat açıklabilir o zaman.

https://twitter.com/AylinAnne
www.aylinanne.com

#10 Ağustos 2013 Çocuğu olmayan kız kardeşlerime mektup
#7 Ağustos 2013 Çalışan annelerin doğum sonrası izni ne gibi değişiklikler getiriyor?
#3 Ağustos 2013 Cinsel eğitim, cinsel suçlar ve önlemler
#27 Temmuz 2013 Mesele bizimdir beyler!
#24 Temmuz 2013 Sezaryen olmayı ve ilik donörlüğünü kim yönlendiriyor?
#20 Temmuz 2013 Bu da mı tecavüz değil sayın hakim?
#17 Temmuz 2013 Çok zorsun çocuğum!



YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN >>