Paylaş
İki çizgiyi görünce yanağımdan süzülen iki damla göz yaşı… Hatırladıkça yine yanaklarımı ıslatır.
O güne değin hiç yaşamadığım bir şeyi yaşıyordum ve 3.7 milimetrelik bir insanın kalp atışlarını duyunca dünyayla irtibatım kesiliyor. Hep olmasını istediğim ancak hiç ihtimal vermediğim annelikle tanışıyorum.
Ertesi gün okula gittiğimde karşıma çıkan her çocuk bana bir mucize gibi geliyor. İçimdeki çocuk 4 milimetre bile değil ama onlar yürüyor konuşuyor. Sahi nasıl bu kadar büyüdü bunlar? Anneleri nerede? Neler yaşadılar? Hepsini koşup bulmak ve deliler gibi konuşmak istiyorum.
“Bu mucizeyi nasıl büyüttünüz ve yaşatıyorsunuz, bana anlatın” demek istiyorum. Gözleri göremeyen, bedeninde yeti kaybı olan, engellenmeleri dağları aşmış bir kucak dolusu çocuk… Kapıda beliren her annenin boynuna sarılıyorum… Gözlerim yaşlı.
Zaten hep böyleyimdir, başka bir hayat gördüğüm anda, hemen nemlenir gözlerim. Ağlamaya değil anlamaya hazırdır.
O sırada rahmetli okul müdürüm durumu öğreniyor kendi şivesiyle “hoşçeldün Aylin Annem, artık sen de bir annesin” diyor. Aylin Anne mi? O kim? Ben miyim?
Evet benim.
Hiç beklemediği bir anda anne olan Aylin.
Bebeği yürüyüp konuşmaya başlayınca, işe geri dönen, yeni sınıfının tamamına yakını annesiz çocuklardan oluşan Aylin Anne.
Her anne gibi çocuğu için kaygılanan fakat iş dünyasında insanın aklını zorlayacak şeyleri gördükçe kendi çocuğunu unutan fani.
İşi gücü çoluk çocuk olan kadın.
Her anne gibi evladını dünyanın merkezine koyan ve her evladı yabancı bilmeyen kişi.
Anneliğin sadece doğurmak ve süt vermek olmadığını, öğrenen çocuk.
Evlat acısı nedir bilenlerden, giden bebeğin ardından yaşanan yasın sessiz tanığı.
Ne zaman bir çocuk görse umut dolan avare.
Annelik böyle bir şey işte. Akıl baştan gidiyor. Geldiğinde ise çok başka çalışıyor o akıl. Bir çocuk bütün çocukları anlatmaya başlıyor. Belki de bütün çocukların iyiliği için önce kendinden başlıyorsun iyi insan olmaya.
İnsanlığı yetiştiren evrensel ilişki.
Minik kalp atışlarını kocaman bir hayata koşulsuz sevgiyle bağlayan herkesin anneler gününü kutluyorum. Doktorların koyduğu teşhisle hayatı hastane, rehabilitasyon merkezi, özel eğitim okullarında geçen ve evladını kaybetmiş annelerin boynuna sıkı sıkı sarılıyorum.
Atılan her adımda, söylenen her sözde, her mucizenin bir kenarında emeğinizin bol, biliyorum.
… ve Anneler Gününüzü kutluyorum.
Paylaş