Anne Gündemi TOP 10 Listesi

Çocuklarımız genellikle aynı yaşlarda olduğu için belirli bir döneme ait konular yanıt olarak geldi.

 İşte gündemimizde en çok konuşulan 10 konu.

1.Tuvalet Eğitimi: �

Bebeği 2 yaşına gelmiş her annenin yaşadığı süreç. Çocuğum bunu başarabilir mi? Ben başarabilir miyim? Ya psikolojisini bozarsam?... gibi  annenin zihnindeki endişelerle başlayan, ancak annenin çaktırmamak için ekstra efor sarfettiği dönem. Sağlıklı her çocuğun kolayca alışabileceği bir konuyken, özellikle ilk çocukta, annenin kendini yiyip bitirme potansiyeline şahit olunan süreç de denebilir. Artı olarak, “sen daha bezli misin” diyerek, popoya atılan şaplakları eklemek lazım. İçerideki endişeye, dışarıdaki baskı eklenince “sanki öğrenen bir günde öğrendi “ tepkisini veren annenin homurdanarak rahatlama çalıştığı gözlemlenmiştir.Hijyen, bakteri, mikrop ve bulaşıcı hastalık korkusunu  eklenince tam olur, mis olur. Sonuçta, çişini, kakasını tutmayı, tuvalete yapmayı öğrenen her çocuğun bu başarısı törenlerle kutlanır.

2.Uyku(suzluk)

İlk hamilelikte bol bol uyunan, bebeğin doğumundan sonra neye benzediği unutulan şey.  Listenin en zor konusudur ve bebeğin uyması için çok çeşitli yöntem ve teknikler geliştirilmiştir. Tracy Hogg, Ferber, Kim West, Dr. Sears’ ın kitapları ve önerileri uyku konusunun liste başıdır.  Ayrıca uyku konusunda çok sayıda seminer, eğitim, workshop ilanlarına rastlanabilir. Zor ve en hassas bir konu olduğu için, herkesin içindeki psikoloğu sosyal medyada konuşturmaya açıktır.  “Bebekle birlikte mi uyumalı, yoksa bebek kendi odasında mı uyumalı” sorusunu anneler, forum, blog ve web sitelerinde tartışadurur. Buna rağmen uykunun varlığı anneler tarafından  -hala- ispatlanamamıştır.

 3. Emzirmeyi kesme:  �

Annenin sütü olması için canla başla ve de azimle yediği, içtiği, “sütün yeterli mi” imtihanından geçtiği konu başlığı. Anne, kayınvalide, yan komşu, marketteki amca, raflardaki formül mama markalarının sütün kalitesini, yeterliliğini –nasıl oluyorsa- şıp diye anladığı ve genelde “mama verelim,  doysun çocuk” şeklinde emziren annenin psikolojisinin dibe vurduğu mevzu  olarak adlandırılabilir. 6 ay sadece anne sütü sloganının, 6 ay emzir sonra emzirmesen de olur şeklinde anlaşıldığı, neredeyse 24. aya kadar emziren annenin  baştaki azmi, bu sefer emzirmeyi kesmek için göstermek zorunda kaldığı, ancak bir süre sonra “ah ne güzel günlerdi” şeklinde hatırlanan, anneliğin fiziksel ve duygusal olarak en üst düzeyde hissedildiği anı bütünü.

4. Ek gıdaya geçiş, yemek yeme:                �

Annelerin şakaklarının kırarmasına neden olduğu İsviçreli bilim adamlarınca saptanmıştır. Geleneksel yöntemlerle modern söylemlerin iç içe geçtiği kaotik süreç olarak literatürde yerini alır. Çorba tarifleri, yemek yedirme taktikleri, işin psikolojik kısmıyla ilgili internet arama motorlarının delik deşik edildiği; fakat her uzmanın farklı farklı şeyler tavsiye etmesi nedeniyle annenin kafasının çorba olduğu konu. Püre yedirilen bebğin en kısa zamanda kendi kendine bir yetişkin gibi yemesi hayal edilen süreç.  Doktor tavsiyesine uymak isteyip, internet bulduğu tarifleri denemeye çalışırken, anne ve kayınvalidenin “hop!dur bakalım” tadında, kendini belli etme tonlamalarıyla modern-geleneksel çatışmasına maruz kalan anne grubu olarak değerlendirilmektedir.

5. Kardeş kıskançlığı:

Çocukların ergenliğe geçişiyle durgunluğa ulaşacağı umut edilen psikolojik harp. Anne kişisi her kavgada, polis, savcı, avukat ve de hakim pozisyonuna düşer. Çünkü kardeş kavgası zordur. Üstelik son derece yaratıcı kavga konularının içinden çıkmak için çelik gibi sinirlere sahip olmak gereklidir. Annelere hiçbiri olunmaması psikologlarca tavsiye edilirken, karışmadan durmak imkansız gibidir. Gerilen sinir bağırma, ömrümü yediniz lafını işitme, geçimsizlikleriyle yüzleşmelerini isteme, konunun anlaşılmamasıyle iyice sinirlenme ve yine azar işitme olarak çocuklara geri döner. Güdümlü terlik atıldığı rivayet edilse de, bu yöntemi  bizim annelerimizin tercihidir. Bu yazıyı okuyan her 10 kişiden 7’sinin anılarının tazelendiği düşünülmektedir.

6. Çocuğa sınır koyma:    �

Gerek sosyal medyada, gerek sohbetlerde,  anneliğin bir çeşit delilik olduğunu dile getirilir. Yaşanan anne kafasının delilik olarak adlandırılması, listenin 6. Maddesini okurken uyandırdığı hisle, bir nebze olsun anlaşılması beklenmektedir. Zira bu durum hem anne, hem psikolog, hem aşçı, hem doktor, hem  kuaför, hem öğretmen, hem oyun arkadaşı olmayı gerektirirken; üstüne üstlük sınır koyma becerisinin dört dörtlük gerçekleşmesini beklemek hayaldir, masaldır. Kitap, uzman desteği ve aile üyelerinin işbirliğiyle yeterli sınır koyulabilir.

7. Hayali arkadaşlar:

“Anne görüyor musun? Orada bir canavar var? Ne canavarı evladım? Hani nerede? Ben göremiyorum” ile başlayan, sonra evin bir üyesi olarak kabullenilen karakter. Hayali arkadaşlar çocuktan çocuğa değişir, 4 yaş civarında olması normaldir. Robot, uzaylı, panda, sevimli yaratıklar, çizgi film karakterleri, evcil hayvan figürü veya kendiyle yaşıt bir çocuk hayali arkadaş olarak hayatınızın tam ortasına giriş yapabilir. Paranormal değildir. Hayali arkadaşla yakınlaşmayı seçerek, çocuğun bu durumu sağlıklı bir şekilde tamamlamasına yardımcı olacağı uzmanlarca söylenir.

8. Anaokulu seçimi:

 Dadı seçiminden sonra gelir. Çalışan annenin mecburen düşündüğü, her annenin önemsediği konudur. Seçilecek ana okulunun; eve yakın olması, sunduğu eğitim olanakları, beslenme menüsü, hangi ekolü benimsediği, temizliği, bahçesi, servisi, sınıf mevcudu, öğretmenin formasyonu gibi çok önemli konuları içinde barındırır. Ayrıca kaç dil öğrettiği, bale, jimnastik, plastik sanatlar ve benzeri konularda hangi imkanları sunduğu araştırılır. İlk aydan itibaren çocuğun çok sık hasta olmasıyla birlikte yukarıda sayılan konu ve imkanlardan çok fazla bir şey anlaşılmaz. Ancak durum geçicidir.

9. Diş çıkarma: �

Önce, bebeğin ağzından gelen bol su, akıntı, sürekli elini ağzına sokma, bulduğu nesneleri resmen kemirmeye çalışma emareleriyle kendini belli eden, bol gözyaşı, ateş, ishal ve uykusuz gecenin ardından parlayan minicik beyazlıklarla annenin sevinçten dans etmesini sağlayan, sonunda partiler verilen, özel kutlamalar yapılan şey. Bebeğin acısını dindirmek için diş kaşıma aletleri, oyuncaklar mevcut olsa da o bulduğu terliği ağzına götürmeyi tercih edebilir. Evdeki hemen hemen her nesne çıkan iki dişten bir ısırık payını alacaktır. Zor bir süreçtir, uyku ve beslenme düzeni darmadağın olabilir. Bebeğini kucaklamak, yatıştırıcı jeller sürmek, diş etlerine masaj yapmak, öpüp koklamakla sakinleştirmek dışında, olaya seyirci kalmak zorunda olduğu en anti-anne müdahili alan.

10.2 Yaş Krizi:

Anne kişisi dışında kalan camianın “ya bizim zamanımızda 2 yaş krizi mi vardı, boşver” diyerek aşmaya çalıştığı güçlük. 18. Aydan sonra “Bir dakika! Aa, bu annem, bu da benim. Aa, ben annem ayrı biriyim. Ben bağımsızım.  Şimdiye değin kendimi onun bir parçası olarak görüyordum. Hayır değilim. Bu benim. Ben herşeyi yapabilirim. Heyyy, duydunuz muuu???” diyen çocuğun yaşadığı bir çeşit ön ergenlik. Parolası:  “ben, benim, hayır”dır. Sık sık öfke nöbeti geçirir. Ortalık süt limanken birden ağlama krizine girebilir, sokakta, parkta kendini yerden yere atabilir. Bu durumda sakin olmak ve geçmesini beklemek iyi gelir. O an üzerine gidip öfkesini bastırmasını beklemek nafiledir. Ters teper. Anne ve baba destek önemlidir. Sakinleşmesi için sakin bir ses tonuyla 1’den 10’a kadar saymak çok işe yaradığı tecrübe edilmiştir.

Anneler ne ister?

*Yaşanan her süreçte eşinden ve ailesinden destek ister.

*Biraz uyumak ister.

*Ev işleri konusunda yardım bekler.

*Eşinden övgü dolu sözcükler duymak ister.

*Arada tek başına dışarı nefes almak ister.

*İş yerindeyken, yarısından fazlası evde kalan aklını toparlayıp, bir an önce bitirip çocuğuna kavuşmak ister.

*Verdiği emeğin kıymeti bilinsin ister.

Haftanın Kitap Önerisi:

Yukarıdaki listenin hepsine ait çözüm öneri bulabileceğiniz bir kitap. Ayrıca doğum, doğal doğum, bebek taşıma, emzirme, kolik gibi konularda çok faydalanacağınız bir kitap: A’dan Z’ye Bebek Bakımı Dr. Sears.