Paylaş
O zaman önümüzdeki maçlara bakalım ve ne gibi taktiklere ihtiyacımız var konuşalım.
9 Mart 20.46’da başak burcunda Dolunay gerçekleşecek. Bu dolunay ruhsal anlamda sizi aşağı çeken konuları çözmenizi ve zihninizi berraklaştırmanızı sizden isteyecek. Hayatınıza karşı bazı sorumluluklarınız olduğunu daha yakından keşfedeceksiniz. Bunları bir plana dökmek ve pratik çözümler bulmanız gereken bir süreç başlıyor.
*
Sürekli şikâyet ederek veya sürekli bir şeyleri ve birilerini eleştirerek iyileşmek de başkalarına iyi gelmek de mümkün değildir.
*
Ruhumuzu zedeleyen ilişkilere değil bizim ruhumuzu destekleyen ilişkilere ihtiyacımız var. Bize çiçek açtıran insanlarla kurduğumuz ilişkiler yaşama bağlılığımızı arttırır. Yaşamdan uzaklaştığınızı düşünüyorsanız hayatınızdaki ilişkileri gözden geçirmeyi deneyin.
*
Toksik olan şeyleri artık atma zamanı geldi.
Sizlerde artık sizi psikolojik olarak yoran ve sizi mutsuz eden şeylerden uzaklaştığınızı düşünmüyor musunuz?
Biraz gerçekçi olalım lütfen.
İş hayatınız da olsun ya da aile hayatınız belki de iş ilişkilerinizde olsun…
Şimdi doruğa ulaşan çabalara ışık tutmak için iyi bir zaman, ancak eldeki görevlerin etkisini veya daha geniş bağlamını tam olarak anlamayı beklemeyin. Bu zamanlar yerine oturacak.
Çalışmayan şeyleri değiştirme zamanı!
İlişkiniz bozulmuş ve artık çalışmıyor olabilir,
İş hayatınız bozulmuş ve artık yeterli performansı vermiyor olabilir,
Hayatınızda bozulmuş şeyler neler varsa bunları ayıklama ve atma zamanı.
Ama bu dolunayın gölge yönü çöp karıştırmayı da temsil eder. Sizler kalkıp tüm titizliğinize rağmen çöpü karıştırmak isterseniz o çöp kokusuna ve pisliği de tahammül etmek zorundasınız. Çöp kutusu çok kokuyor diye şikayetçi olmanız oldukça anlamsız ve verimsiz olacaktır. O zaman karıştırmayacaksınız değil mi?
Bu başak dolunayı ile yani önümüzdeki hafta koronovirüs konusunu ülkemizde zirve yapma noktasına götürebilir. Burada başak kurallarına uyarak pratik önlemler almalı ve dikkatli olmayı seçmeliyiz. Yani bir başak kadar planlı, pratik ve disiplinli olmayı öğreneceğimiz bir süreçtir.
KORKU OYUNUNA GELMEYİN!
Jüpiter-Satürn-Plüton Oğlak'ta son kez bir araya geldiğinde Aralık 1284 ile Ocak 1285 arasındaydı.
Bulduğum tek tarihsel referans, yaygın bir kıtlık olduğu, ancak herhangi bir salgından söz edilmediğidir. Yani mart sonunda Satürn ve Mars kova burcunda kavuşum Uranüs boğaya ilk karesini yaptığında kıtlık gibi para veya gıda sorunlarını beraberinde getirebilir. Âmâ bu maalesef insanların korkudan kaynaklı yaptığı bir durum olarak görünüyor. Yani gerçekte olandan daha öte sosyal mühendislikle yaratılan korkudan sebeplenen insanlar düşünün.
Korku iş için iyidir. Çok iyi ama fazlası ve kontrolsüz korku çok hata yaptırır.
Temiz kalmayı öğrenmek, sağlığımıza ve kendimize bakmak için çok iyidir. Tüm otobüsler ve metrobüsler vb her şey ilaçlanıyor. Düşünün, bu daha önce oluyor muydu?
Metrobüs girişlerinde dezenfekte el yıkamalar var.
Dün kuyruk vardı. Elini herkes temizleyip öyle biniyordu. Çok şaşırdım. Bugüne kadar olması gereken şeylerdi belki ama bizlere büyük bir disiplin getirdi. Bu korkunun iyi olduğunu düşünüyorum. Herkesi disiplinize etti.
Bu gezegenlerin bu dizilimde olması aynı zamanda bu durumu farklı bir yöne kullanmayı da gösteriyor.
Dememiz o ki; Hayatın zorluklarına karşı düzenli bir düzensizlik içinde savaşırken, bazı özel durumlarda, nizami geri çekilme manevralarıyla göstere göstere kaçıp karşındakinin hareketlerini takip etmemiz gerekir. İşte şu an bizimde bunu kendi hayatımızda uyguluyor olmamız lazım. Sen kendini köşeye sıkıştırmadan önce onun kendi halinden vazgeçmesini görmek istersin. Kişinin kendinin ve çevresinin sınırlarını tatsız şekilde ölçebileceği bir sıkışıklıktır bu. Bir hayat tıkanıklığı ve talihsizlik zinciri nedeniyle insan içindeki yoksunluğa düşer, gider…
Hayatın sonsuz olduğunu sananlar,
Sürekli canı sıkılanlar,
Sürekli yalan söylemek zorunda kalanlar,
Sürekli bir utanç içinde olanlar,
Bu hayatı kendine yakıştıramadığı için o hayatı da kaybedenler,
Yaşlılığın sürprizlerini yani siz ona pişmanlıkta diyebilirsiniz yaşayanlar,
Kendine acıyanlar,
Kavuşulmayan aşklar,
Fırsatları değerlendiremeyenlerin ve yeterince hayatını yoluna koyamadıkları için kendilerini suçlayanların köşeye sıkışmalarıdır.
Sonra ne mi olur?
Köşeye sıkıştan sonra yorgunluk nedeniyle boş vermek ile sonlanan durumları da arkasından getirir. Boş verirseniz bu listenin en başına geri dönerseniz.
Boş vermeyin, önemseyin, fırsatları kaçırmayın…
Hayat ne garip değil mi. Köşeler falan, filan.
Öyle işte…
Güzel bir dolunay dilerim…
Mutlu günler…
Paylaş