Sen bir gökyüzüsün. Diğer her şey ise sadece hava durumudur.  

İnsan yaradılışının belki de en zayıf tarafı, yapmak istemediği şeyler konusunda sınırsız bahaneler bulabilmesidir. Bir şeyi yapmak istemiyorsa hep bir bahanesi vardır. Kimi bahane bulur kimi çözüm bulur. Mesela ben süreç içinde olaylar geliştiğinde direk çözüme odaklanırım. Yağmur yağmaya başladığında ve yanımda hiçbir şey yoksa kendimi nasıl korurum diye düşünürüm.

Bu süreçte neden yağmur yağıyor?

Şu an sırası mı?

Zaten bende şans olsaydı vs.. diye hiiçç vıkvıklanmam.

Bir insan yaşadığı sürece her şey mümkündür diye düşünürüm.

Peki,İnsanları bahane bulmaya programlayan şeyler nelerdir?

Genetik faktörler?

Şartlar?

Koşullar?

Ay tutulması?

Mars gerilemesi?

Birçok neden bulabilirim sizlere…

İnsan bir şeyi yapamadığında başka birinin de onu yapmasını istemiyor. Bu çok ilginç...

Çünkü kişi bu durumu kendi yetersizliği olarak değerlendiriyor. Böyle değerlendirince karşı tarafın başarısı olarak durumu göremiyor. Çünkü böyle büyüyoruz. 

Küçükken sürekli kıyasla büyüdük. Bak gördün mü, Ayşe senden daha iyi okulu kazandı.

Ya da Ahmet senden daha iyi bunu yapıyor gibi…

Hiç kimse bizim özel ve biricik olduğumuzu söylemedi.

Bu yüzden bizlerde hep kendi yetersizliğimizi sorguladık ve başka başarılara lanet eder olduk.

Çünkü kimsenin başarısına tahammülümüz kalmadı.

İnsan kendi gerçekliği ile karşılaşmak istemediğinde kendine yakın olan fikirdeki insanlarla yol yürümek ister. Ekstra bir soruna tahammülü yoktur. Onu onaylayan bir onaycı başı varsa yanında kendi gerçekliği ile yüzleşmez.

Onaylanma isteğimizden vazgeçsek…

Aslında bir kişinin dünyayı değiştirebileceği fikrine bir inansak…

Tek kişiden bahsediyorum…

Bir tek kişi her şeyi yapabilir.

Yani beni şu an okuyan “sizlerden” bahsediyorum.

Her şeyi yeniden düşün…

Yanlışa, yanlış demediğiniz zaman o yanlış bir gün gelip bizim ayağımıza dolanıyor. Çünkü bir süre sonra o bir yanlış gibi algılanmıyor. Bu yüzden her şeyi yeniden düşünmek lazım.

Bu aslında dönemsel veya toplumsal yapılması gereken bir şey. İnsanların ilişkilerinde bile tüm kopukluklar ve olumsuzluklar bundan kaynaklanıyor. Geriye çekilip her şeyi yeniden düşünmemekten…İnsan kendini ölçmeli ve geleceğe doğru atacağı adımların sağlamlığından emin olmalıdır.

Şu an artık ay tutulması içerisine girmiş bulunmaktayız. Kendinizin bir gökyüzü olduğunu ve hiçbir gezegenin etkisinin sizin iradenizden üstün olmadığını hatırlatmak isterim. Kendinize inanın ve güven duyun. Siz zaten bir gökyüzüsünüz…Bu ay tutulması geçecek, güneş tutulması olacak. Sonra o da geçecek başka bir tutulma olacak. Bu sistem hep böyle işleyecek.

Birileri bir yerde sizi kıracak,

Birileri sizi sizin kadar sevmeyecek,

Birileri mutlaka bir yerde canınızı yakacak,

Her şey bitti dediğinizde yeniden aşık olacaksınız,

Bu son bir daha bunu yapmam dediğinizde yine yapacaksınız,

Yeniden inanacaksınız, yeniden güveneceksiniz ve en önemlisi bu hikâye bir gün siz bu hayatta olmadığınız zamana kadar devam edecek…

Konular hep belli ama ne zaman ve nerede bu sınavlar çıkacak.

Yaşam anlaşılması gereken narin bir örtü…

Az önce twitter’da istediği ayakkabıyı almadığı için annesini merdivenden atan kızı izledim. Çok üzüldüm. Anne çok ağlıyordu…

Ne zor bir imtihan öyle değil mi?

Şu an iyi midir acaba?

Çocuk özür dilemiş midir annesinden?

Özür dilese ne fark eder?

Evlat o ama,

Ne yaparsa başın gözün üstüne…

Allah kimseye taşıyamayacağı yük vermesin.

Dün mutlu günler yazmamışım. Eksik kalmış.

Şimdi iki katı mutlu günler diliyorum :)