Paylaş
Yeni bir hafta ve yeni bir döngü diyebiliriz.
Özellikle 11 Mayıs-02 Temmuz arasını daha farklı ve orijinal hatırlayacağımızı söyleyebiliriz. Bu tarihler arasında gökyüzünde tüm gezegenler gerileme hareketinde olacak. Uzun zamandır görmediğimiz kadar gezegenler bir anda gerileyecek.
Eyvah diye içinizden söyleniyorsunuz. Korkmayın…
Aslında gökyüzünde hiçbir gezegen geri gitmez. Sadece yavaşlar. Yani sistem bize yavaşlayın uyarısını veriyor. Her yönden yavaşlamamız gerektiğini söylüyor.
Şu an gevşetilmeye başlayan kurallar için pek doğru zaman olduğu söylenemez.
Yani bu denli yavaşlamamız gerekirken neden hızlı bir duruma giriş yapıyoruz.
Mümkün oldukça telaşlı ve aceleci işler içinde olmamanızı öneriyorum. Şu an hali hazırda Akrep dolunayı oldukça zorluyor. Size nefes aldırırken bile korkunç bir kaygı, ağlama krizleri, nedenini bilmediğiniz ölüm korkusu ya da sevdiklerinizi kaybetme endişesi veriyor olabilir. Bununla baş edebilmeniz için spor yapmalı ve sosyal olmalısınız. Sosyal olamadığımıza göre geriye kalan zihinsel enerjiyi fiziksel enerjiye dökmek oluyor. Benim Mars ve Satürn gezegenlerimin üzerinde dolunay oldu. Dün ve birkaç gündür çok anlamsız moral bozukluğu, nedensiz sağlık korkuları, çocuğumu düşünmem, duygusal bir yapı ve kontrol etmekte zorlandığım düşüncelerim oldu. Hayatımda belki de ilk kez bu denli başa çıkmakta zorlandım. Sonra telefonum çaldı. Babam aradı. İçimden “ayyy,şimdi sesimden anlayacak. İki saat laf anlatamayacağım. Sonra höpürdenecek, yok beni dinlemiyorsun da yok baba sözü vs…derken, derin bir nefesle açtım telefonu.
Efendim baba dedim.
Bu arada babam bir akrep burcu ve onun güneşi benim Mars-Satürn gezegenlerimle kavuşuyor. Bu yüzdende üzerimde ondan ötürü hep baskı ve yönlendirme hissederim. Ama aynı yerde dolunay oldu.
Neyse konuşmaya dönelim…
Kızım dedi…
Az önce senin resmine baktım. Şu an esnemekten ağzım yırtıldı.
Sen nasıl yaşıyorsun. Hala hayatta mısın diye bir kontrol edeyim dedi.
Ben böyle kaldım telefonda…
Dedim yine “Akrep sezgileri zirve”
Sağol baba, çok iyim dedim.
Benim ağzım iyi değil o yırtıldı ama sen nasıl iyi olacaksın anlamadım dedi.
Gülmeye başladım.
Sende nazar var hemen oku kendini. Ben başladım okumaya ama sen acil oku ya da okut kendini.
Kapattı telefonu…
Gerçekten kalktım, namaz kıldım.2-3 saat dua okudum. Tesbih çektim.
Evi havalandırdım, duş aldım.
Sonra telefondan sureleri açtım. Yasin suresini dinlerken uykuya dalmışım.
Sabah oldu, size yazıp yazmama arasında gidip geldim. Bugün yazı yazmasam mı acaba dedim. Sonra ya benim gibi hissedenler olduysa onlara durumu izah etmem gerektiğini düşündüm. Tabi ki size yazmak benim tüm eksikliğimi tamamladı.
Akrep dolunayları her zaman etkileyicidir. Mars ve Plüton işin içinde oldu mu insanı bir şekilde dönüştürüyor. Her korku ve her kaygı bir dönüşüm biçimi kazanıyor. Her şey unutuluyor ve geçiyor. Yaşamın her saniye ve her hissettiği şey bir imtihan. Kendimizi kontrol etmek, şikayet etmeden inanç mekanizmalarımıza sarılmak çok başka bir lütuf. Hiçbirimiz birimizden farksız değiliz. Hepimiz etten kemikten yaratıldık. İnsanın korkularını konuşması ya da endişelerini anlatması bir zayıflık değildir. Bir güç göstergesidir. Eğer sağlık varsa her şey halloluyor. Lütfen sadece ve sadece sağlığınıza şükredin.
Bu kadar gezegen gerilerken başlayan bu yeni dönemde biraz daha sağduyulu ve kendimizi yavaşlatarak başlamalıyız. Sistem bize hayatta kalabilmek için teknolojik yapıya hızlı bir şekilde ayak uydurmamız gerektiğini söylüyor. Çevre sorunlarına dikkat etmeliyiz. Organik bir yaşam biçimi belirlemeliyiz. Avm’den alacağınız her şeyi aslında internetten alabilirsiniz. Bir müddet dokunma huyumuzdan vazgeçelim.
Aynı zamanda bu gezegende yaşama şeklimizi de değiştirmeliyiz. Ne yazık ki önümüzdeki 4 yıl için öngörülerimde şefkatli olamayacağım. Buna sizleri hazırlamam gerekli. Sizlerinde beni hazırlaması gerekli. Birbirimize yardımcı ve destek olmamız lazım. ABD’nin inanamayacağımız şekilde yaşayacağı mali problemleri diğer ülkelerde finansal güvensizlik dönemini başlatacak. Ama bu tarihin ve dünyanın sonu değil. Her zorluk bizim için kendimizi değiştirme ve uyum sağlama şansımızdır.
Benim öngörüm 2024’ten sonra gezegenin önemli bir barış ve refah seviyesine sahip olacağına inanıyorum. Ancak bildiğiniz gibi her şey döngü içindeki döngülerle çalışıyor, bu yüzden bu altın çağ da sona erecek.
Ancak 2020, dünyadaki 2 büyük değişiklik için mini bir başlangıç noktasıdır. İlk olarak, Tekillik dediğimiz şeye başlayacağız.
Tekillik pek çok şeyi değiştirecek çünkü insanlık çok yakında teknolojiyi bu kadar dramatik ve kışkırtıcı bir şekilde benimseyecek, bu da ortaya çıkacak sorunlara doğru cevapları vermeye hazır olmadığımızı anlamamızı sağlayacaktır.
Ama eminim ki insanlığı, bilimi, kendimizi ve dinsellik kavramını anlama şeklimiz o kadar değişecek ki, sadece bir kuşakta işler standartlarımıza neredeyse yabancı görünecek.
2019 yılında Yunan Astrolog Christos ile bir röportaj yapmıştım.
Ona şu soruyu sormuştum:
Hayatlarımızı 2020 yılında daha olumlu kılmak için neler tavsiye edersiniz?
Cevap olarak şunu vemişti.
Korkunun bilişsel tuzağına düşmeyin. Korku hissedip, kontrolümüz altında olan olayları daha baskılayıp işin içinde çıkılmaz hale gelmemeliyiz. Sistem bizden özgür kalmamızı istiyor. Ama bunu başarmak için birçok zorlukta sunuyor.
Korkularımızdan dolayı demokrasi ve insan haklarımızdan vazgeçmemiz en büyük tehdit olduğunu inanıyorum. İnsanlara ilk olarak korkuları neler olduğunu tanıyıp gerekirse not düşmek ve korkularının sebebini anlamaya çalışmasını tavsiye ederim.
Bir de şimdiki zaman da yaşamak ve ellerinden gelenin en iyisini yapmalarını öneririm. Çok küçük bir şey bile olsa hayatınıza her gün bir değişiklik veya bir güzellik katmaya çalışın. Sorunlarla başa çıkamıyorsanız profesyonel psikoterapist yardımı her zaman isteyebilirsiniz. Ama “SEVGİ” en önemlidir. Sevdiklerimizin yanındayken onlarla önemli anları paylaşırken anca mutlu oluyoruz. Etrafımızda sevecek biri yoksa biz sevmeye başlamalıyız.
Dememiz o ki; Yaşama karşı hazırlıklarımız olmalı, ilk görevimiz ise “Sevgi”…
Allah hepimize gönül ferahlığı ve akıl dinginliği versin…
Korkularınızdan emin olun.
Bugünler geçecek…
Daha güzel günler gelecek…
Felsefe çağı geliyor madem o zaman Friedrich Nietzsche “Korkarak yaşıyorsan sadece hayatı seyredersin.” Sözünü bugün kendimize seçelim :)
Mutlu günler dilerim.
Paylaş