Paylaş
Gelelim bu yeniaya;
0°- 2° Kova burcunda doğan insanlar yani 20 Ocak-22 Ocak tarihlerine denk geliyor, keskin ve net insanlardır. Bu doğum gününde doğanlar bu yeniaydan daha fazla etkilenecek.
Bu yeniay 1 derecede gerçekleşiyor. Bilimsel anlamda aşırı derece mantıklı şeyler arayacağınız bir sürece giriyorsunuz. Çevrenizde olup biten her türlü teoriyi çok iyi inceleyip ve yenilikçi yönleri keşfetmeyi seçeceksiniz. Özellikle şu sıralar birtakım organizasyonlar yapmak istiyorsanız tam zamanı olduğunu söyleyebiliriz. İş hayatında pratik ve yetenekli olanların ön plana çıkacağı bir zaman. Bu derecelerde doğan insanlar biyoloji, psikoloji, genetik veya eğitimle ile ilgili konulara kendilerini çok yakın hisseder ve bununla ilgilenirler. Kararlı, dirençli ve cömert olanlar kazanacak.
Kendinizi, elinde iki kuş, masanızda açık bir kitap yanınızda bir pusula ve önünüzde bir kum saati olarak hayal edin. Düşünceli ama fırsatları nasıl dönüştüreceğini bilmeyen artık eskisi gibi olmak istemeyen ama yön arayan bir bilge gibisiniz.
Bu yeniay derecesi başarı ve şöhreti tetikliyor ama pusulayı doğru takip ediyorsanız.
Bu yeniay ile bir şeyi ölçüyorsunuz.
Belki bir sevgi, belki bir ilgi, belki bir kazanç, belki bir dostluk ama bir şeyin ölçümü gibi düşünebilirsiniz.
Sanat ve su sporları sizlere şu sıralar çok iyi gelecek. Bu derece genellikle istikrarsızlığı, yoğun duygusallığı ve çok sayıda ama kısa süreli romantik ilişkileri gösterir.
Oğlak burcu, sosyopolitik gücün bir sembolü ile başlarken, Kova burcuna geçişi başlangıcında olan bu yeniay, iş başındaki sosyal güçlerin daha idealist veya yaratıcı bir resmini sunar. Dahası, büyük bir vizyonla ruhlanan insan başarılarının kalıcı karakterini vurgular.
Böylece ilkel insanlara fırsat sunan bir kuruma "uygarlaştırıcı" bir gücün yayılmasından bahseder.
Daha yüksek, daha organize ve üretken bir faaliyet düzeyine ulaşmak için harika bir fırsattır.
BİR İDEALİN SOMUTLANMASINI anlatır. Bu aynı zamanda bir bireyin büyük bir kolektif ve kültürel girişim içinde “ölümsüzleştirilmesi” anlamına gelir.
Bu dönem içinde kendi savaşını bitirememiş insanlarla maalesef çok karşılaşırsınız. Agresif, yabani ve maganda kişilikleri ile karşı karşıya kalırsınız. Bu tür durumlarda aynı yöntemlerle onlara karşılık veremezsiniz. Bu bazen ailenizden ya da hayatınızda önemli gördüğünüz insanlardan biri olabilir. Sadece fark edin. Doğru zamanı yakalamaya çalışın ve düzelmesini beklemeyin. Çünkü böyle insanlar maalesef düzelmez. Sizi bozarlar. Başkalarının düzelmesini sağlarken kendiniz bozuluyorsanız ne anlamı olur?
Bazı hikayeler yarım kalmalıdır…
Geriye dönüp bakmanın kimseye faydası olmayacaktır.Herkesin kendine göre bir savaşı ve affedemedikleri vardır.Bugün affedemediklerimiz aslında kendimizi nasıl bu durumlara soktuğumuz ile ilgilidir.İnsanlara karşı yumuşacık olun…Sizde dinlenmekten korkmasınlar ve insanları yormayın. Kendinize zaman ayırın ve kendinizi dinleyin. Çok şey öğreneceksiniz. Belki kendinizi affetmekten başlayabilirsiniz. Kendini affetmek demek yaptıklarına bahane bulup hataları hoş görmek değildir. Hatalarını yanlışlarını görüp, eksiklerini öğrenip bunlardan ders almak ama aynı zamanda kendini sırf kendin olduğun için sevebilmek, kendin olabilmektir. Zaman alır, hatta oldu bitti dersin sonra bir bakarsın yine yeni bir hatada sınanmaktasın kendi vicdanınla. Kendini affetmek, kendi vicdanında iyiye, güzele, doğruya yol almaktır.Kendini affetmek geçmişi değiştirmez, gelecek için daha geniş bellek alanı ayırmayı sağlar…
Daha hızlı bellek alanı daha hızlı ilerleme sağlar :)
Kova yeniayı hikayesine gelelim;
Bir ormanda iki kişi ağaç kesiyormuş. Birinci adam sabahları erkenden kalkıyor, ağaç kesmeye başlıyormuş, bir ağaç devrilirken hemen diğerine geçiyormuş. Gün boyu ne dinleniyor ne öğle yemeği için kendine vakit ayırıyormuş. Akşamları da arkadaşından birkaç saat sonra ağaç kesmeyi bırakıyormuş.
İkinci adam ise arada bir dinleniyor ve hava kararmaya başladığında eve dönüyormuş. Bir hafta boyunca bu tempoda çalıştıktan sonra ne kadar ağaç kestiklerini saymaya başlamışlar.Sonuç: İkinci adam çok daha fazla ağaç kesmiş. Birinci adam öfkelenmiş: "Bu nasıl olabilir? Ben daha çok çalıştım. Senden daha erken işe başladım, senden daha geç bitirdim. Ama sen daha fazla ağaç kestin. Bu işin sırrı ne?"
İkinci adam yüzünde tebessümle yanıt vermiş: "Ortada bir sır yok. Sen durmaksızın çalışırken, ben arada bir dinlenip baltamı biliyordum. Keskin baltayla, daha az çabayla daha çok ağaç kesilir.
"Kendimizi geliştirmek, baltamızı bilemektir. Kendimize zaman ayırıp, yaşamımızı objektif bir bakışla gözden geçirmektir. Zayıf bulduğumuz yanlarımızı geliştirmek için çaba göstermektir. Bu, zihnimizin, ruhumuzun, karakterimizin güçlenmesi için olmazsa olmaz bir koşuldur.
Delhi'deki ünlü tapınakta Sokrat’ın şu sözü yer alır: "İnsan Kendini Tanı." Kendini tanımak, şu anda olduğumuz noktayla olmak istediğimiz nokta arasındaki yoldur. Kendini tanımak, kendimizi nasıl gördüğümüz ile başkalarının bizi nasıl gördüğü arasında fark olmaması anlamına gelir. Bireysel ve iş yaşamımızda başarılı, mutlu ve doyumlu olmak istiyorsak, baltamızı bilemek için kendimize zaman ayırmalıyız.
Paylaş