Paylaş
Koç dolunayının yankılarını en güçlü hissedeceğimiz günler içindeyiz. Bugün agresif ve öfkeli duygular içinde olabilirsiniz. Ya da korku ve kaygı içinde olumsuzlukları büyütürken kendinizi bulabilirsiniz. Belki de bağışıklık sisteminiz biraz iniş gösteriyor olabilir. Halsizlik ve enerji düşüklüğü gibi konularda önlem alıyor olun. Sonuç olarak bugün bunu hemen kontrol etmeye çalışın.
Hayatı bir yarış gibi görmekten yorulmadın mı?
Ay sabah 06:30 sıralarında ikizler burcuna geçiş yapacak. Mars ile aralarında güzel bir açıya ilerlerken Venüs ve Neptün olumlu etkileşimde ve Ay, Plüton Satürn’le 135’lik bir açı yapacak genellikle bu durum psikolojik baskı veya çevreden kaynaklanan problemleri önümüze getirebiliyor. Bu tarz olayları çok daha mantıklı çözmeyi öğrenmek gerekir. Olaylar karşısında inatçı davranmamamız gerekir. Bu tür psikolojik sorunları yönetmek istemiyorsanız bu tür inatçılıklar sergilemeyin. Aslında olayları biz zor görürüz. Bu süreçte kendinize gereksiz acıma halinde olmamalı ve olaylara mantıklı yaklaşımlar getirmelisiniz.
İlişkileriniz hakkında şu an çok fazla bilginiz olmayabilir. Başkaları yerine düşünmeyin. Herkesin kendi yerine düşünmesine izin verin. Duygularınızın şu an bu kadar güçlü olması sizleri hesap sormaya itmemelidir. Eğer bulunduğunuz ilişki dinamiklerinde kıskançlık veya sahip olma gibi olumsuz davranışlar barındırıyorsanız kendinize çeki düzen verin. Herkesin önce kendisine saygısı olmalıdır. Bu yüzden önce kendinize sonra başkasına bakmalısınız. Eğer birileri size baskı yapıyor ve bir şeyleri diretiyorsa demek oluyor ki kendine sözü geçmiyordur ve sizi yoruyordur.
Yapacak çok işimiz, tamamlayacak çok planımız var. Bu doğru!
Ama nereye kadar?
Yeri geldiğinde hızınızı yavaşlatmayı bilmeliyiz.
Aşırı hız görüş alanınızı daraltır, yaşamınızdaki fırsat ve güzellikleri görmenizi engeller. Biraz yavaşlayın ve gözünüzden kaçanları fark edin.
O gün bir odaydım otomatik ışık yanan sönen bir yerde elektrikler kesildi ve ben karanlık bir odada kaldım. Tam o sırada telefonumda yanımda yoktu ve minicikte olsa bir ışık aradım.
Her yer zifiri zindandı. Sağa baktım, sola baktım kapının altına baktım ışık yoktu.
Birden kalbim hızlı çarptı ve panikler gibi oldum. İnsanım neticede, incecik bir ışık aradı gözlerim ama bulamadım. Gözüm açıkken karanlık bir odada ışık aramak gözümü çok yordu. Sonra gözümü kapattım.
Dışarıdan bir bayan sesi geldi “Aygül Hanım 1 dk. içinde ışık açılıyor dedi. Tamam sorun yok bekliyorum dedim. Havamı da bozmadım. Ama 1 dk. sonra demesi çok hoşuma gitti. O ses beni rahatlattı.
Işık gelecekti ve bunu biri bana söyledi. Gerçekten sonra ışıklar yandı. Ben odadan çıktım. Gülüştük…
“Korkmadınız dimi” dedi.
“Yok canım dedim” sizin sesiniz rahatlattı.
Yüzümde hafif tebessüm kalmış farkında değilim. Bana neye güldüğümü sordu.
Yarının yazısı çıktı dedim.
“Ne çıkacak bu durumdan merak ediyorum” dedi.
Dememiz o ki; Bazen karanlıkta kalırız ve bir yudum ışığa hasretizdir. Tam o sırada çıkış yolu bulmak ve o zerre ışığı aramak bizi daha da yorar. Gözleriniz acır da acır. Ne olduğunu anlamazsınız.
Bir ses ya da bir tınıya ihtiyaç vardır.
Birinin dur sakin ol ışık gelecek ya da o aydınlık gelecek demesi senin gözünün acısını dindirir.
Kısaca o küçük kesinti bana neler düşündürttü.
Yavaşlayın yıldız savaşçıları, yavaşlayın…
Gözünüzden kaçanların farkına varın.
Yakından bakmak, incelemek, irdelemek, yorumlamak için kendinize zaman ve fırsat verin.
Elbet ki o ışık gelir ve o yer aydınlanır. Sonra daha iyi görürsün ne olduğunu. O yerin kıymetini bilirsin, gözlerinin gördüğüne sevinirsin.
Şükredecek ne çok nedenin varmış bunu fark edersin. Âmâ o ışık illa sönecektir. Sönmek zorundadır.
Herkesin hayatında böyle dönemler olacaktır.
Yeter ki size bunu fısıldayanlarınız olsun…
Mutlu günler dilerim.
Paylaş