Hayatınızın geri kalan bölümü için bir plan yapın

Dün bir okuyucum tüm samimiyetiyle şöyle yazmış bana:

“Aygül Hanım bazen yazılarınızı okurken diyorum ki oh ne güzel oturduğu yerden tuzu kuru nasihat ediyor sonra yazıyı okuyorum yine rahatladım diyorum. Olsun yine de sizi çok seviyorum ama sizin hakkında düşüncelerim çok karışık bir türlü netleşemedim” diye yazmış.

Hoşuma gitti, bu güzel bir durum. Öncelikle eleştirileri değerlendirmeyi çok severim. Ama eleştirinin haklı ve haksız eleştiri olarak ikiye ayrıldığına inanırım.

Şimdi tam Ay başak burcunda böyle bir eleştiri gelirse ben tabii ki bunu haklı bir eleştiri kategorisinde hemen açıklamak isterim. Yıllar önce bir hocamın dediği üzere biri seni haksız yere eleştiriyorsa bu seni övüyor anlamına gelmiş derdi. Şimdi okuyucu benim okuyucu olduğu için sonuna kadar hakkı var eleştiri noktasında bu yüzden bana da cevap hakkı doğuyor.

1.Ben gökyüzünden ilham alarak, sizlerin az çok hislerine göre bu alanda tespitler yapıyorum ve yaşama karşı daha güçlü durabilmeniz için doğru bakış açısını nasıl kazandırmaya çalışırım ona bakıyorum.

2.Hiç bir astrolog, psikolog, avukat vs. hiç kimse tavsiye vermez ya da nasihatte bulunmaz. Sizlere tecrübelerini aktarır ve hangi yolu seçerseniz sonucunda ne gibi ihtimaller doğabilir bunu size sunar.

3.Kendimden çok bahseden bir insan değilim ve işimin önüne geçen özel hayat fikri hiçbir zaman beni mutlu etmez ve başarıda getirmediğini de düşünürüm. Kendi hayatımla ilgili biliyorsunuz ki ilham almanız gereken konuları uzun uzun yazıp anlatıyorum. Yakın çevre dostlarım da az çok beni zaten bilirler.

Ama şöyle dünkü yazıyı ne şartta yazdığımı hatırlatmam gerekirse,

6 yaşında bir oğlum var. 2-3 gündür sabahlıyoruz. Kusma ve ishal şikayetiyle sabaha karşı acile götürdüm. Üstüm başım, araba anlatılır gibi değildi. Hepsini geçtim çocuk perişan oldu. Sonra sabaha karşı eve geldik. Tam uyudu, sakinledi dedim. Çorbasını ateşe koydum evi topladım. Sonra kapıdaki çöp birikmiş hemen aşağıya onu atayım dedim.

Çöp atmaya giderken karşı komşum Aygül diye bağırınca ona cevap vereceğim derken çöp ’ün ucu dala takıldı ve tüm çöpün altı dağıldı. Malum bir koç acelesi diyelim. Neyse komşum benim yüzümden oldu dedi ve çöp poşetiyle geldi. Birlikte topladık.  Kafamda, ocaktaki çorba evdeki çocuk varken onun aklında Aslan ay tutulması onu ne kadar etkileyecek sorusu haklı olarak var.

Neyse ay tutulması gündemini tamamladım, çöp toplandı. Çöpü komşum attı ben yukarı koşa koşa çıktım. Şimdi bu yazıyı komşum okuyunca üzülecek. Üzülmesin çünkü çocuğun hasta olduğunu ona anlatmadım. O da beni kafam rahat sanıyordu. Yarının köşe yazısını yazmam gerekli, sonra haftalıklar, günlükler, aylıklar hepsi tamamlanacak.

Bu arada gelen mailler, iş birlikleri görüşmeleri, hafta sonu gideceğim imza günlerinin programları, çocuğun ödevleri ve okuma yapması, beni neden aramıyorsun diye küsenler, yanlış anlaşılmalar, özlemlerim, umutlarım, unutamadıklarım, sevdiklerim, kalp kırıklıklarım, yıkılan hayallerim, verdiğim emeklerim, boşa gittiğini gördüklerim, yıllarımı verdiğim konularda hala kendimi anlatmak zorunda oluşum… vs diye size bu listeyi kocaman uzatabilirim.

Bakın daha onların hiçbirini yazmadım size J

Sadece her şeye şükürler olsun diyorum.

Bu yüzden hiçbir şey göründüğü gibi olmayabilir. Hayat her zaman bu şekilde de ilerlemiyor tabi ki. Yeter ki sağlık, sıhhat olsun. Her şeye bir çözüm mutlaka bulunuyor. Ben bu yazıları yazarken tuz oranım çok yüksek değil ama size yazınca tadım tuzum yerine geliyor kısmı doğru. Çünkü bende üretip paylaştıkça sizleri cesaretlendirdikçe huzur buluyorum. Çünkü işimi severek yapıyorum. İşini insan severek yaptığında hiçbir şeyi engel görmüyor. Bunu başarabiliyorsam ne mutlu bana.

Herkesin kendine göre yorgunlukları veya zorlukları vardır. Bu yüzden olaylara farklı noktalardan bakın.

“HER NE YAPIYORSAN YAP, SADECE SEVEREK VE İSTEYEREK YAP” sözünü bana deneyimleten bir iş yapıyorum. Severek ve isteyerek yaptığımız, akışta olduğumuz, direnmediğimiz, zorunluluk ve sorumluluk duyarak yapmadığımız, an ’da yaşayarak yaptığımız her iş bize keyif, huzur ve mutluluk verecektir.

Ve ardından istediğimiz her şey bize gelecektir. Severek gittiğimiz bir okuldan iyi notlar alır, başarılı oluruz. Severek ve keyifle yaptığımız bir yemeğin lezzeti bile çok farklı olur.

Dememiz o ki;

Psikolog Richard Carlson, mutsuzluktan kurtulmanız ve yaşamınızı olumlu yönde değiştirebilmemiz için ‘Mutluluğa Giden Yol’ adlı kitabında şu stratejileri önerir:

1- Olasılıkları değerlendirin. Bilincinizi değiştirin.

2- Düşüncelerinizi ve hislerinizi değiştirin. Olumsuza yönelmek olumsuz sonuçları beraberinde getirir. Öyleyse olumluya yönelin.

3- Sağlıklı psikoloji. Varlığınızın merkezinde doğuştan gelen bir özellik olan ‘Sağlıklı Psikolojik işleyiş’ vardır. Huzur halidir. Bütünlük hissi sağlar.

4- Düşüncelerden arınma. Negatif ve acı dolu düşünceler aklınızdan silindiğinde rahatladığınızı hissedersiniz.

5- Akıl.Tarih boyunca akıllı denilen kişiler, gerçekliğin hayatın kendisi olduğunu, sorunların ise düşüncelerin ürettiği birer yanılsama olduğunu görebilenlerden çıkmıştır.

6- Düşünce, gereğinden fazla önem verildiğinde büyür.

7- Düşünce sisteminizin sınırlarından kurtulun.

8- Tercih noktalarından vereceğiniz kararları sevgi yoluna uygun belirleyin.

9- Düşünme alışkanlığınızı değiştirin. Korku yerine sevgiyi seçin.

10- Sevdiğiniz biriyle mutlaka güzel bir kahvaltı yapın ve Mutlu bir hafta sonu geçirin . Bu maddeyi ben ekledim J

Gökyüzünde neler oluyor?

İlişkilerde denge sağlayabilirsiniz.

Ay Terazi burcunda ilerliyor. Mars- Jüpiter ile olumlu bir açı yapıyor. Bugün hayata karşı doğru atılımlar içerisinde karar verirken tüm kalbinizle inanın ve ilerlemeye devam edin. İçinde bulunduğunuz kararsızlık sizi daha sonrasında büyük bir kararsızlık içine itmemesine dikkat etmeli ve bugün kalbinizin sesini dinleyerek bu kararı vermelisiniz.