Paylaş
Yeniay’a kalkış için son gün! Yarın akşam 22:00 civarında bir yeniay doğuyor. Yeniçağın ve 2021 yılının ilk başlangıcını yapacağını düşündüğüm gün.
Hayat inişler ve çıkışlarla dolu…
Yaşam içinde hep bir sınavımız var.
Şu sıralar garip bir kaygı, garip bir korku ve anlamını bilmediğiniz bir köşeye sıkışmışlık içinde ilerliyorsunuz. Değişimin bir parçası olmak maalesef kolay değil.
Bir yanımız hiç doğmamış gibiyken bir yanımız hiç ölmeyecek gibi...
Vakit başka,
Süre daha başka,
Zaman ise bambaşka…
Bırak aynı şeyi görmeyi, aynı şeye bile bakmıyoruz...
Ömür biter ama hayat tamamlanmaz öyle değil mi?
Varoluş tamamlanamazlıktır zaten.
Noksanlık nedir?
Birbirine ait olanın bir daha bir arada olmayışıdır noksanlık...
Kaybetmek başka, yitirmek bambaşka.
Biri gözden, diğeri gönülden gider sanki...
Gerçeklerden vazgeçtiğimizde hakikatlerden de feragat etmemek gerekiyor.Bunların hepsini nasıl yapacağız diye düşünüyor içindeki en güçlü yanıyla…Güçlü olmakta haklı olmakta istemiyor insan artık…
İçimizdeki aydınlık ve karanlığın hangisini beslersek o büyüyor. İkisi de içimizde duruyor. Dolunay ve yeniay gibi…
Hangisini beslediğimiz önemli. Vicdansız olunca orada bir boşluk mu oluyor? Yoksa nefretle mi dolu orası da vicdan sığmıyor?
Neler yapıp ettiğini seninle birlikte bilen, mahremini gören, kalbini günde kırk defa yoklayan iç şahidinin ise gözleri hep açık. Kimi kandırıyorsun?
Asla uyumayandır vicdan…
Yeniay: Hem başlatıcı hem bitirici…
Bitmiş olan bir şey bitmiştir.
Bu kadar basittir. Bu yazıldığı kadar basit ya da okunduğu kadar basit değildir.
Kabul ediyorum ama sonuçta karşınızdaki insan için bu durum çok basit olabilir.
Hayatımızda bir şey sona ererse, bu bizim gelişimimize hizmet eder. Bu yüzden serbest bırakmak, gitmesine izin vermek ve elde etmiş olduğun bu tecrübeyle yola devam etmek gerekir.
"Balık denizi gökyüzü sanır," demiş ya üstat.
Uçan balonu bilmeyen yoktur.
Genellikle havadan daha hafif olan helyum gazıyla dolu olduğundan helyum gazının kaldırma kuvvetinin, balonun ağırlığından fazla olmasından balon uçabilmektedir.
Helyum molekülleri, oksijen ya da azot gazı moleküllerine göre daha küçük olduklarından, daha çabuk dışarı kaçmaktadır ve içerideki helyum gazı miktarı azaldığında, artık balonun ağırlığını taşıyamaz olmakta ve balon artık uçmaz hale gelmektedir.
Özetle; Balon zamanla sönmektedir.
Balon gibi şişirilmiş insanlar gibi!
Bu sözü teyit edercesine,
"Testinin içinde ne varsa, dışarıya o sızar..."diyor ya Rumi.
Hayat, haksız parlatılanların yaldızlarını günü gelince mutlaka dökmektedir.
Hayat adildir…
İnsanlar adil olmasa da hayat bunu ödetir. Şimdi helyum gazı ile kendi şişirenler düşünün J
Mutlu günler dilerim.
Paylaş