Paylaş
Günlerdir 2020 Astroloji ajandasının son okumalarını yapıyorum.
2020 yılını didik didik yaptım. Ne var ne yok diye. Öyle çok kafamda senaryo ve öngörü var ki, bunların hepsine ayrı tarihi bilgi gerekir. Yazı bugün yayına geç girdi çünkü ben ajanda okumasındaydım. Sınıfa geç kalmış öğrenci gibi hissediyorum. Benim yokluğumda diğer sınıf arkadaşlarıma bakmayı ihmal etmeyin (Gülüyorum)
Neyse, bu 2020 ajandasını hazırlarken aklıma şöyle bir şey geldi.
Dedim ki, ben her ay bir yılı yazayım.
Bir köşeye bırakayım.2021-2022-2023… 2080 gibi tüm ajandaları bir köşede tutayım.
Dedemin mektuplarını bıraktığı gibi…
Ben öldükten sonra da alır onları yayınlar, okurlar, sevenler…
Bu bir seri olarak yayılır.
Ne güzel olur dimi…
Düşünsenize şimdinin çocukları ilerinin iş adamı, öğretmeni, iş kadını, aşçısı, avukatı, mühendisi veya sanatçısı vb… tüm herkesin ellerinde hayatlarına destek veren ajandaları olduğunu hayal ettim.
Kalıcı işler yapmanın “zamanda süreklilik” prensibine uyduğunuz da ya da,
Akıllıca kullanılmış kısa hayatlarda da uzun ömürlü sanat yapıtları verirseniz mutlu oluyorsunuz. Yaşamın tek mutluluk kaynağı bu.
“Sanat uzun, hayat kısa” en sevdiğim sözlerden biridir.
İşte benim hayaller böyle arkadaşlar.
İdare ediverin….
Umarım başarırım. Umarım o kadarlık ömrümüz vardır.
Gelelim kısaca bugünkü durumumuza,
Spordan, tarihe, tarihten ekonomiye her şeyi okumaya ve anlamaya çalışıyorum. Anladıklarımı hatta anlayamadıklarımı bile size yazıyorum. Öyle iddialarım yok. Ben onu bilirim bunu anlarım gibi…
Gerçekten her gün sizlere bir şeyler yazarak kendimi tamamlıyorum.
Dedemin mektubunda arkadaşına dediği gibi “Kendimi seninle tamamlıyorum İsmail” …
Haklıymış…
2019 yılı hepimiz için çok farklı şeyler öğretti ve hayatımız içinde bizleri baskı yaratan aynı zamanda güç mücadelesi vermemiz gereken bol işlere sardı.
Biliyorsunuz ilerlemek için ve ileriyi öngörmek için bize eski tarihler ve geçmiş konular lazım. Geçmişi evimiz gibi görmemek ise çok önemli. Geçmiş bir yolculuktur. Sadece bunu hatırlamak lazımdır. Üzerinde derin düşünmek insanı hasta eder. Giden gider ama kalan hiçbir zaman eskisi gibi değildir. Giden dönse de kalan hiçbir zaman eskisi gibi olmayacaktır. Bazı yolları seçmiş olsanız da size nasip olmamış olabilir. Size nasip olmayan şeylere şanssızlık ya da aksilik demeyin.
2020 Yılındaki en önemsenmesi gereken gökyüzü etkinliği 21 Haziran’da gerçekleşecek olan 00 derecelerdeki Yengeç burcu “Güneş Tutulması” dır.
Bu tutulmaya benzer tutulma en son 21 Haziran 2001'de, Güneş 00 Derece Yengeç burcunda gerçekleşmiş.
2001 yılında Eylül aylarında Mars gezegeni 0 derece oğlak burcuna giriş yaptığında ve Jüpiter yengeç burcundayken dünya üzerinde zor bir süreç başlamış. Astrolojideki Mars, bir saldırı, şiddet, savaş ve terör gibi olayları imtihan ettirir. Mars tutulma noktasına temas ettiğinde burada “korku” ve “panik” anlamına gelen ve gerçekleri görmemizi sağlayan olayları önümüzde getirebilir. Mars bir tutulma noktasına temas ettiğinde, Tutulma noktalarına Mars geçişleri, özellikle 2020 tutulması olaylarının kilit zamanlayıcısı olacaktır.
Mesela 29 Haziran 2020’de Mars 00 derece Koç burcuna geçerek buraya ilk temasını yapacak ve tam 10 Eylül 2020 tarihinde 28 derecede Mars gezegeni koç burcunda gerileyecek. Uzun bir Mars yolculuğu bizi bekliyor diyebilirim.
Şuraya kısa bir not bırakayım: “Eee Aygül Hanım ben o tarihte evleneceğim ne olacak” Ya da ben o tarihte şuraya gidecektim ne yapacağım” Gözünüzü sevim bu sorular doğru sorular değil. Bunları kaygı ve endişe yaratmak için okumayın. Ne olacaksa olacak. Önüne geçmek mümkün değil. Olması gerekeni yaşayacaksın ama sadece aklını ve ruhunu korumak adına bir mücadele veriyoruz. Olayları kolay idrak etmek ve kaliteli yaşamak için mücadele veriyoruz. Lütfen astrolojiyi bir şeyin önüne geçmek fikri ile kullanmayın. Hatalı sollama yaparsınız ve kaybedersiniz.”
2001 Yılında en kriz olaylardan biri 11 Eylül ikiz kule saldırılarıydı. Bir okuyucum twitterdan şunu yazmış bana:
“Yıl 2002 milli takımın başında Şenol Güneş var o senelerde başarılı olup Dünya 3.sü olduk ama 1 yıl önce ekonomik kriz yaşadık, Şenol Güneş bu sene Milli Takımın başına geçti ve 1 sene önce kur krizi yaşadık. Bu kadar tesadüf olabilir mi?”
Yukarıda demiş miydim,
Sizlerle kendimi tamamlıyorum…
İyi ki varsınız.
Sonraki yazı serilerinde devam edeceğiz..
Mutlu günler dilerim.
Gelelim günün tavsiyeli hikayesine;
Filmin bir yerinde, parayı değil, kölelerin özgürleştirilmesi için mücadeleyi seçen damadına ve kızına, zengin köle tüccarı şöyle der:
“Koskoca bir düzen var; siz yapacaklarınızla okyanusta sadece bir zerre olacaksınız…”
Damadı ona şu sözlerle yanıt verir: “Okyanus da zaten zerrelerden oluşmuyor mu?”
Artık dememe gerek var mı bilmiyorum ama (gülüyorum)
Dememiz o ki;
Bugün yaşadıklarımız, geçmişte yaptıklarımızın sonucudur.
İyilik yapan, iyiliklerle karşılaşır…
Paylaş