Paylaş
Dün bir ay tutulması gerçekleşti.
Gökyüzünde Neptün ve Jüpiter arasında koruyucu bir açı var.
Sanki plan içinde tüm zorluklara rağmen olmayan şeylerden bir şekilde korunuyor gibiyiz.
Neptün özel bir gezegendir. İnsanın şuur yapısında farklı uyanışlar getirir. Bunu iyi okursanız kişi ruhundaki tüm eksiklikleri görebilir. 2025 yılına kadar balık burcunda hareket edecek. Şu sıralarda da gerileme hareketine başladı.
Bu gerileme ile birlikte bazı yanlışlar düzeltilmeye, bazı hesaplar görülmeye başlanacaktır. Eksik olanlar bitecek, gerçek yüzünü saklamaya çalışanların niyetleri ortaya çıkacaktır. Bu aynı zamanda ilginç bir şekilde yüzyıllar sonra bir araya gelen Plüton, Jüpiter ve Satürn ile olumlu bir kontak içinde hareket etmektedir.
Hani bir laf vardır ya “verilmiş sadakan varmış”
İşte tam da öyle…
Neptün insan iradesinin gücünü yitirmesine, kontrolünü kaybetmesine yol açar. İnsan farkında olduğunu düşünse de doğruyu gerçekten görsede ya da tüm hisleri ona hata yaptığını söylese de bir yola girer. Buna zaman zaman “basiretin mi” bağlandı diye sorarız.
Neptün bazen birden sis perdelerini indirir önünüze. Bu şekilde yaşanan olaylar da karşıdan birinin görüşünün alınması gerekir. Neptün sınırları ve kalıpları sevmez. Zaten bir şeylere kanmak için gerçekler den kaçma, kabullenmeme gibi istekler içinde oluruz.
Neptün bizlerden içimize dönerek kendi benliğimizde kaybolup, tekrar aydınlığa çıkmak için yolumuzu kendimizin bulmasını ister. Kaybolmanın eşiğinde irade gücüyle doğruyu ve gerçeği bularak çıkılmaz durumların içerisinden bizim başarı ile çıkmamızı ister.
İrade bizi her duruma hazırlayan güçtür. Bilinçaltı imgelerini açığa çıkaran sistem de irade ve dirayet ikilisi olayların seyrini elimizde tutmamızı sağlar.
Hayat kabullensek de kabullenmesek de gerçeklerle yaşanması gerekiyor. Bu gerçekleri ne kadar kısa zamanda kabullenir kendimizi bırakırsak o kadar kolay yaşama adapte oluruz. Üzülmemiz gerekiyorsa üzüleceğiz bunun kaçışı yok. Herhangi bir kaçışta olmamalıdır. Dersimizi alıp hemen yeni yollar açıp ileriye doğru yürümeliyiz.
İlişkiniz mi bitti, bırakın biten bitsin giden gitsin. İşinizden mi kovuldunuz.
Eve gelin ve bir kahve yapın kendinize.
Nereye kadar size değer vermeyen birine katlanacaksınız? Ne zamana kadar tek başınıza savaşacaksınız? Unutmayın bir bina tek kolonla yükselmez.
Neptün boşluk hissini çok sever. Gökyüzünde süzüldüğünüzü düşünün ve yere nereye konmak istediğinize karar verin.
Hayal dünyası ve gerçekler çatışsa da kendi arasında genelde gerçekler kazanır değil mi?
Peki hayal dünyasında kurduğumuz düşünceleri neden gerçek hayata taşıyamıyoruz. İşte burada insan iradesi devreye giriyor. Hayallerimiz için ne kadar savaşıyoruz.
Evet, haklısınız ben savaştım yine başaramadım diye söylüyorsunuz.
İşte burada teslimiyet bizi olgunlaştırıyor. İlahi plandaki hakkımıza hayırlı olanı kabullenip, hayata devam etmemiz gerekiyor. Biliyorum içinizden yazması kolay diye söyleniyorsunuz. Ama en azından yazarak ufacıkta olsa bir uyanışa sebep olmak bile yeterli bir adım diye düşünüyorum. Sizler de kendi adımınızı atabilirsiniz.
Neptün duygusal durumumuzu, psikolojimizi, hissiyatımızı gerilerken yeniden gözden geçirmemize neden olacak olaylar yaşatabilir.
Travmatik düşünce oluşumları, kendini değersiz hissetme, depresyon belirtileri gün yüzüne çıkabilir. Kendinizi melankolik davranışlar içinde bulabilirsiniz. Siz fark etmeseniz bile aşırı alınganlık gösterebilirsiniz. Suçluluk duygunuzu kabullenmeyin bu süreçte, değerlendirin, tartın, başka fikirler edinin kendi kendinizi derin kuyulara doğru sürüklenmeyin. Belki çok sevdiğiniz bir dostunuz size umut ipini uzatacaktır. Sizin kurduğunuz bir şey gerçekte olmayabilir, o yüzden bu süreçte sizlere karşıdan bakacak, sizi anlayacak biri ile iletişime geçebilirsiniz. Bir uzmandan yardım alabilirsiniz.
Neptün ilham kaynağı olarak görev yapar gökyüzünde. Gökyüzünün ışıltılı ihtişamını hayallerle, hislerle ve ruhsal durumlarla kişiye aktararak ihtişamı sanatla buluşturur. Hayalini kurduğumuz, çok arzu ettiğimiz bir şey gerçekleşirse amacımıza ulaşmışız demektir. Fakat hakkımızda hayırlı olup olmadığı sonuçları ancak yaşadıkça belli olacaktır. Tüm imkanları seferber ettiğimiz halde olmuyorsa üzülmek, isyan etmek yerine, olmayışının altında bir hayır aramamız gereklidir. Belki de istediğimiz şeye sahip olsaydık, hayal ettiğimiz derecede bizi mutlu etmeyecektir. Elde edince belki de keşkeler, acabalarımız olacaktı. Kim bilir belki de Allah, bizi bir şer yaşayıp üzülmemizden esirgiyor, daha hayırlı kapılar açacağı için zamana bırakmamızı istiyordur.
Dememiz o ki: “Hayırlısı yakın, vefasızı uzak olsun”
Paylaş