21 Eylül balık burcunda inziva dolunayı!

Bugün saat 02:45’te balık burcunda bir dolunay gerçekleşti. 

Bu, insan sevmeyen bir dolunay olarak görülebilir. Bu ne demek şimdi diye düşünmeye başladınız. 

Çok fazla insanla iç içe olmamanız gereken bir dolunay yaşıyoruz.

Odaklanamıyoruz, kimseyi dinleyemiyoruz ve tahammül edemiyoruz. 

Önemli olan gökyüzü olaylarının size verdiği etkileri çözüp ona göre davranmak değil mi?

O zaman bizde bu dolunayı anlamaya çalışalım. 

Kendinizi duygusal bir izolasyonda ya da şansızlık rüzgarlarına terk edilmiş bir zihin içinde hissedebilirsiniz. 

Böyle bir inisiyatif eksikliği ya da yönünü kaybetme korkusu sarmış olabilir. Kaybolmuş gibi hissedebilirsiniz. Bunlar gayet normal ama normal olmadığını düşündüğünüz bir şey var. O çok savaştığınız şey için bir gram elinizi kolunuzu kaldıracak haliniz kalmamış. 

Başıboş ve belirsiz bir zihin insana kendini çaresiz hissettirebilir. Eliniz kolunuz kalmıyor ve ne yapacağınızı pek kestiremiyorsunuz. Eskisi kadar güçlü olup olmadığınızı sorguluyor olabilir misiniz? 

Bu dolunay artık bizlerin bir şeyleri bitirme cesaretinde olması gerektiğini söylüyor. Kendi içinizde çözemediğiniz ya da canınızı yakmasına rağmen hala gidemediğiniz şeyleri çözmelisiniz. Sistem sizden bunu bekliyor. Zaten bu dolunay da o zor duygunuz ölüyor. Bunun böyle olmasını sizde istemediniz ama oldu. 

Yolunuza kılavuzluk edecek şey sizin zekanızdır. Zekâ dümenini elinize alın ve umutla yelkenler açın. Sizi güvenle limana taşıyacak bir lütuf rüzgârı gelecek.   

Kalbinizin çizelgesini dikkatle ve kendinize güvenerek takip edin. Disiplinli olun. Bağımlılıklardan çıkın. Erken kalkın. Kendinize hedefler koyun. Tembel ve halsiz bir şekilde hareket etmeniz size bir şey kazandırmayacak. Yeni bir şey için çabalamayın. Yeni bir şey hemen ortaya çıkartamazsınız. Bunun paniği içinde olmayın.28 derecede olacak bu dolunay bir çoğunuz için hayallerinizin ötesinde bir başarı getirecek. 

Artık mekanik düşüncelerden çıkın! 

Mekanik düşünce nedir?

Mesela sosyal medyada bir post paylaştım. Tırnak işaretleri arasına bir söz yazdım. Benim sözüm değil. Ama tırnak işaretinin alıntı anlamı taşıdığını biliyorum. Postun benim olduğuna dair altına hazırlayan grafikçi arkadaşım “Aygül aydın” yazmış. Dün biri yorum yazmış. Bu sizin sözünüz değil. Aygül aydın filanmış diye devam ediyor… 

Ben burada neye takıldım biliyor musunuz?

O kadar mekanik bir düşüncesi var ki? Sadece o yorumu yazmak için yazan, beynini ve görüşünü sadece buna hedefleyen mekanik işlerin peşinden giden biri kendi hayatında nelerle boğuşuyordur. 

Yeni dünya düzeni artık mekanik düşünceyi kaldırmıyor. Empati yapmak için kendimi yerine koydum. Hiç böyle yorumlar yapıyor muyum diye? Sağa döndüm sola döndüm ama yok! Ben milyon tane böyle şey görüyorum ve bunlardan bir tanesi için zaman harcayıp oraya bunu yazmıyorum. 

Biri şimdi içinden diyordur ki; “Ama Aygül Hanım emek hırsızları var. Hakları savunuyoruz” 

Tebrikler büyük oyunu siz bozdunuz.! 

Dünyada uğraşılması gereken ve daha önemli konuların olduğu durumları tespit edin. Bu şekilde hak aranmaz. Hayatınızdaki sorunların içinde de onları irdeleyerek mi ilerliyorsunuz. 

Mekanik misiniz? 

Yapmayın!

İlişkilerde mekanik olmayın!

Bu küçük bir örnek. Bu tarz yaklaşımlar sizleri çürütür. Sonra tükenmişlik sendromuna girersiniz. Beyin hücreleriniz o kadar önemli ki…

Düşünsenize şu an bu yazıyı okumanız için beyninizde birçok nöron birbirine çarpışıyor ve enerji harcıyor. Bu kötü ya da size katkısı olmayan bir yazı olsa ne yazık olacak bedeninizin verdiği enerjiye… 

Sonra neden hayattan bezdim…

Neden hayat hep böylemi gidecek gibi sorular sorup günü bitiriyorsunuz. 

Az önce gözlerimi kapadım. Kuş sesleri vardı.

Rüzgar yüzüme esti…

Dolunay sabahı olduğu için hücrelerime kadar hissettim.

Sonra düşündüm.

Ben ne şanslıyım.

Gözümü evimde açtım. Herkes sağlıklı ve ben nefes alıyorum.

İnsanlar bu “an” için canını vermek istiyor. 

Sonra geçmiş problemlerimi düşündüm. Kariyerimde sadece çok sevdiğim bir işi yaparken nereye vardığını kestiremediğim bir yolum varken diğer tarafta 20 sene emek verdiğim işimde anlaşılmayı beklediğim bir hikayem var… Egosu, yaptığı işlerden daha büyük insanlarla verdiğim savaş… 

Bırakıp gitsen olmuyor…

Bırakmasan olmuyor…

İlişkiler desen hepten yek…

Sevmek, ise nasıl güzel…

Bak yine gözlerimi kapadım. Hissediyorum her şey çok sevgi dolu aslında…

Ego ve kibire tahammülüm kalmadı.

Sahteliklerden ve arkadan dönen kötülüklerden bıktım. 

Gözlerimizi kapatınca o rüzgar hepimizin hücrelerine kadar giriyor aslında…

Hepimizin iyi biri olmak için hala bir şansı var… 

Rüzgâra kulak verin. Açın yelkenleri…

Lütuf rüzgârı gelecek…

Allah’ın büyük lütfu yaşamamızda…

Görmek sadece inanmaktan geçer,

Buna sadece inanın… 

Güzel bir dolunay dilerim…

Mutlu günler.